BÖLÜM -14

431 24 4
                                        

🧸
Her insan tanıştığı kişinin davranışlarından iyi birisi olduğunu sanardı. Ancak unutulmaması gereken şuydu ki, kimseye tüm benliğiyle güvenmemek gerektiğidir. Çünkü kimse tüm benliğiyle karşısındakine görünmezdi

Benim yaşadığım da buydu işte...

Semihin söylediği içimde bir şüphe bıraksa dahi Yağız'ın gülen yüzüne kanmış, inanmıştım

Artık çıkmaz sokaktaydım ve bir seri katil tarafından köşeye sıkıştırılmıştım.

Gözlerimi açmak için zorlasam dahi bir türlü açamıyordum. Uzun uğraşlar sonunda gözlerimi açtığımda karşımda yerde oturmuş, başını koltuğa yaslayıp elimi tutarak uyuyan Semihi gördüm

"Semih..." kısık çıkan sesimle birlikte öksürdüğümde Semih başını kaldırıp bana bakmıştı. Uykulu gözleri arasından benim uyandığımı yeni fark etmiş olacak ki hemen ayağa kalkıp yanıma oturdu

"Ecem...iyi misin nasıl hissediyorsun?" Vücudumdaki ağrılar yüzünden acı çekerken kıpırdayamamakla birlikte yüzümü buruşturdum

"Canım acıyor" hüzünle yüzüme bakarken saçlarımın arasına öpücük kondurdu

"Başına ve bileğine pansuman yaptım. Vücudunun başka biryerlerinde de yaralar olabilir ama rahatsız olacağını düşündüğümden bakmadım"

Söyledikleri kalbimde bir ağrı yaratırken gözümden akan yaşla doğrulmaya çalıştım. Göz yaşlarım bir bir akarken Semih doğrulamama yardım etti. Ağrılarıma rağmen kollarımı Semihe doladığımda ilk başta tepki vermese de dikkat ederek kolunu omzuma attı

"Özür dilerim Semih...seni dinlemediğim için çok özür dilerim. Hepsi benim suçum" hıçkırıklar boğazımı düğümlerken Semih de iç çekip başımı göğüsüne yasladı

"Özür dilemene gerek yok. Kalbinin sesini dinlemek istemeni anlıyorum. Kendini suçlama sakın tamam mı abicim?"

"Denerim" kısa bir sessizlik ardından göz yaşlarımı sildim. Semih yüzüme bakmak için geri çekilmek istediğinde kollarımı sıklaştırdım. Şu anda Semih fark etmemiş olsa da buna çok ihtiyacım vardı. Abimin sevgisine ihtiyacım vardı

"Böyle kalsak olur mu abi?" Abi dememle bedeni kasılırken ellerini saçlarıma daldırıp okşamaya başladı

"Emin ol sana sürekli sarılsam bile doymam buna...sen geri çekilene kadar böyleyiz tabi ama neler olduğunu anlatmanı istiyorum Ecem" Gözlerimi kapatıp sesli bir nefes verirken beynime dolan görüntülerle gözlerim yaşardı tekrar

"Şirketten ayrıldıktan sonra telefonumu unuttuğumu fark edip geri döndüm. Yağızı görünce de merak edip takip ettim. Ormanlık alanda deponun önünde durunca ağacın arkasına saklanıp baktım...birisini öldürdü abi. Herşeyi görüp duydum" sesi kızar tondan uzak, nazik ve şevkatli gelirken saçlarımı okşamaya devam etti

"Bu hâle nasıl geldin peki?"

"Silah patlayınca korktum ve çığlık attım. Hemen uzaklaştım ordan ama adamları peşimdeydi. Onlardan kaçarken yara aldım. Ciddi yaralarım yok. Kafamı vurup bileğimi tekrar burktum. Buna rağmen yine de her yerim yara bere içindeymiş gibi hissediyorum" biraz sessiz kalsa da konuşmaya devam etti

"Seni gördüler mi peki?" Başımı iki yana sallarken omzumu silktim

"Bilmiyorum...eğer gördülerse ne olucak?" Bildiğim bir soru sorsam dahi Semihin ağzından duymak istiyordum

"Tahmin ettiğini biliyorum Ecem ve bunun olmasına asla izin vermicem. Tüm adamlarımı toplar seni güvende tutarım. Şirketten de ayrılırsın" başımı iki yana sallarken kendimi geri çekip sırtımı koltuğa yasladım yavaşça

Serseri 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin