BÖLÜM-8

444 18 0
                                    

🧸
"Gerçekten seni tebrik ederim Ecem sana güvenmekle en doğrusu yapmışım. Senden birşey isteyebilir miyim?" Başımı sallayarak onayladığımda Akif bey gülümseyerek devam etti

"Karan bey ile bir yemek yemeni istiyorum. İş hakkında şüpheleri varsa açıklık da getirirsin hem" pek istemesem de yine de kabul ettim

"Peki bugün müsaitse eğer öğleden sonra bir yer ayarlayabilirim"

"Tamam ama seninle birlikte Bora bey'in de gelmesini istiyorum" şaşkınlıkla dudaklarım aralansa da kendimi toparlayarak kaşlarımı çattım

"Neden?"

"Bora bey kendisiyle bizzat özel olarak ilgilenmişti. Bu yüzden onunda seninle gelmesini istiyorum. Sorun olur mu?" İlk başta verdiğim tepkiyi garipsediğinden olsa gerek merakla bana bakarken başımı iki yana salladım. Neden ben uzak durmak için bu kadar çabalarken Akif bey Bora'yı sürekli bana doğru itiyordu ki?

İşi gücü vardır belki (!)

"Yok hayır sorun yok tabiki. Bora bey'in toplantısı ya da önemli bir işi olabilir aslında" başını iki yana sallayarak arkasına yaslandı

"Bugün hiçbir toplantısı olmayacak. Haber verir ona göre yer ayırtırsın. Çıkabilirsin" birşey demeden odadan çıktığımda yüzüme ağlamaklı bir ifade takınıp, ayaklarımı sürüyerek asansöre ilerledim

Neden Bora olmak zorunda ki...

Asansörden indiğim gibi Bora'nın odasına ilerleyip kapıyı çaldığımda 'Gel' sesini duymamla derin bir nefes alıp içeriye girdim. Bora beni gördükten sonra karşısındaki adama dosyayı verip arkasına yaslandı

"Çıkabilirsin" adam kısa bir an bana bakıp başıyla selam verdiğinde gülümseyerek karşılık verdim. Bora'nın kaşlarını çatarak bana baktığını fark ettiğimde başımı iki yana sallayarak yanına yaklaştım

"Ne bakıyorsun?" Gözlerini devirdiğinde sesli bir nefes verip gözlerine baktım.

Dalaşma Ecem... bir an önce söyle ve kurtul!

"Akif bey Karan beyle yemek yememi istiyor"

"Banane bundan?" Sinirle dişimi sıkarak gözlerimi devirdim. Sabır!

"Seninde gelmeni istiyor herhalde" sırıtarak ayağa kalkarken birkaç adımla önümde durdu. Her fırsatta dibime girmek için an kolluyordu bu da!

"Güzelce söylersen kabul ederim" kaşlarımı şaşkınlıkla kaldırırken anlamsızca yüzüne baktım

"Ne?"

"Güzelce söyle. 'Bora bey bugünkü yemekte bana eşlik eder misiniz lütfen' de" gözlerimi kısarak kollarımı göğüsümde bağladım. Oldu olucak ayaklarına da kapanayım?

"Ben asla bunu söylemem. Geliyorsan gel gelmiyorsan derdini Akif bey'e anlat. Ben söyleyeceğimi söyledim" arkamı dönüp gitmek için kapıyı açtığımda eliyle kapıyı kapatmasıyla arkamı dönmüştüm ki, dönmemle beni kapıyla arasına alarak yüzüme yaklaştı

"İki cümleyi bir araya getirmek senin için zor olmasa gerek" şaşkınlıkla yüzüne bakarken birşey söylemek için ağzımı açsam da tek kelime dahi çıkmıyordu. Yakınlığı kalp atışımı hızlandırırken titrek bir nefes çektim içime. Gözleri içime işleyip benliğimi kor ateş misali kavururken birşey söylemek imkansız gibi geliyordu.

O an ne olduysa oldu...

Beynime Bora'nın bana yaşattığı acılar bir bir dolarken öfkeyle kaşlarımı çatarak ellerimi göğüsüne koyduğum gibi hızla ittim

Serseri 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin