Hızla yanına ilerledim ve daha yakından bacağına baktım. Bacağında uzun ve biraz kalın bir eşofman olduğundan dolayı fazla derin durmuyordu. Yine de yarası ciddi gözüküyordu.
Doğrulamya çalıştı.
Katsuki: Dur zorlama kendini.
Onu tekrar yatırıp ona baktım. Yüzü ağlamaktan sırılsıklamdı ve dudakları uzun süredir susuz kaldığı için kurulmuştu. Kan kaybından olsa gerek ki ten rengi soluktu.
Bakışları beni buldu. Gözleri hala doluydu ve gözlerini kırpıştırdıkça yaş akmaya devam ediyordu.
Endişeli bir tonda cevabını bildiğim bir soru sordum.
Katsuki: Çok acıyor mu iyi misin?
Başı ile onayladı.
İzuku: Acıyor..
Katsuki: Üzgünüm senden gözümün önünden ayırmamam gerekiyordu.
İzuku: Sana haber vermeden gitmemeliydim.
Katsuki: Kendini daha sonra suçlarsın. Şimdi seninle bunun tartışmasını yapamam.
Katsuki: Neden gittiğini sorgulamayacağım daha önemli bir derdimiz var. Fakat sonra hesabını soracağım. Mantıklı bir cevabın olsa iyi edersin.
Ne yapacağımı bilmiyordum. All Might ile ayrılalı çok olmadığı için çok uzaklaşmış olamazdı. Bağırırsam duyacağını düşündüm.
Katsuki: ALL MİGHT!?
Çok geçmeden tekrar seslendim.
Katsuki: ONU BULDUM!
Eğer yeterince yaşlı değilse beni duyduğuna emindim.
Tekrar dekuya döndüm. Yorgun görünüyordu. Gözleri yarı kapalıydı. Canını acıtmamaya dikkat ederek ona sarıldım.
Şaşkın bir tonda konuştu.
İzuku: Kac-
İzuku: -chan?
Cevap vermedim ve o ise şaşkınlığı geçtikten sonra karşılık verdi. Boynumda hissettiğim kolları ile hafifçe gülümsedim.
Ben daha ona doyamamışken All Might geldi. Geri çekildim. Eğer Deku bu durumda olmasaydı geldiği için All Might'ı şu an patlatabilirdim.
Yaklaşıp Dekunun ayağına baktı. İyi olup olmadığını sorduğunda deku zoraki bir şekilde evet dedi.
Katsuki: İyi değil aptal görmüyor musun? Birşey yap.
All Might: Bacağını oradan çıkardığımızda kanaması artar ve mikrop kapmış olabilir. O yüzden burada pansuman yapmalıyız.
Bir süre durdu. Etrafına bakıp düşündü ve parmağı ile bir teri göstererek konuştu.
All Might: Kamp şu tarafta acele et ve çadırımdan ilk Yardım çantasını getir.
Katsuki: Tamam.
Ben yerden kalkarken tekrar konuştu.
All Might: Giderken Aizawa'yı görürsen burada olduğumuzu söyle. Çocukların yanına dönsün.
Cümlesini tamamladıktan sonra koşarak oradan ayrılıp gösterdiği yöne ilerledim.
Çok geçmeden Aizawa Sensei ile karşılaşıp durdum. Bir yandan soluklanmaya çalışırken kesik kesik soluklarımın arasından konuştum.
Katsuki: Deku'yu buldum. All Might ile şu taraftarlar.
Aizawa: İyi mi?
Katsuki: Bacağının bir ayı kapanına girmesi dışında soruyorsan evet. Gayet iyi.
Katsuki: All Might senin kampa dönmeni istedi.
Aizawa: Haklı çocuklar yalnız kaldı.
Aizawa:Sen burada ne yapıyorsun?
Katsuki: İlk Yardım çantasını alıp oraya geri döneceğim.
Aizawa: Pekala geri dönebilecek misin? Sende kaybolma.
Katsuki: Saçmalama bana birşey olmaz.
Acele bir şekilde beni onaylandıktan sonra benim hızlı adımlarıma ayak uydurarak arkamdan yürüdü.
Kampın ışıkları uzaktan görülmeye başladığında adımlarım dahada hızlandı ve koştum. Fakat kamp ışığı dışında farklı ışıklar daha vardı.
Yanıp sönen çok sayıda ışık.
Yeterince yaklaştığımda kamp alamında savaş olduğunu gördüm. Kötüler Birliği ve bizimkiler savaşıyordu.
Durdum ve ardımdan Sensei de durdu. Savaşları iyi gidiyor gibiydi. Oldukça hırpalansalar da vazgeçmiyorlardı ve görebildiğim kadarıyla kimseye ciddi bir zarar gelmemişti.
Katsuki: Şimdi ne yapacağız?
Bakışlarımı oradan çekip omzumun üzerinden ona baktım. Çok kısa bir süre düşündü ve oraya baktı. Gözleri hızla herkes üzerinde hareket ediyordu. Kaç kişi olduklarını sayıyor gibiydi
Aizawa: Fazla kalabalık değiller. Sadece 2 kahraman ve siz olduğunuzdan dolayı hafife alıp kalabalık gelmemişler.
Aizawa: Ben savaşacağım sende hızı ol ve görünmeden ilk yardım çantasını alıp git.
Katsuki: Halledebileceğinize emin misiniz?
Aizawa: Arkadaşların çok güçlü onlara güveniyorum. Yapabiliriz.
Aizawa: All Might'a haber vermeyi unutma.
Katsuki: Pekala.
Aizawa: Ben onların dikkatini dağıtacağım. Git hadi.
İkimizde aynı anda farklı yönlere koşarak gittik. Aizawa Sensei'nin aralarına girmesi ile kötülerin dikkatleri dağıldı ve tamamen ona odaklandılar. Bende o sırada çadırların oluğu yere gidip All Might'ın çadırına girdim. Ardımdan fermuarı kapattım ve soluklandım.
Oldukça büyük olan kamp çantasını karıştırıp içinden ilk yardım çantasını aradım.
Katsuki: Hadi ama nerede bu!
Biraz daha karıştırdığımda sonunda bulmuştum. Tahmin ettiğimden küçük bir çantaydı. Buna fazla takılmadım. İçini açıp bir şeyler olup olmadığına baktım. Gerekli her şey vardı.
Katsuki: Güzel. Sırada buradan görünmeden çıkmak var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Don't hate me" yarı texting /bakudeku/
FanfictionBilinmeyen: "Sana baktım ve dedim ki.." Siz:? *çevrimiçi* *yazıyor..* Bilinmeyen: "Oh,oh,oh" Bilinmeyen: "Benden nefret etme.." Böyle yaptığında ne diyeceğimi bilemiyordum. Siz: Nefret etmiyorum. Yine de.. Seni sevemeyeceğimi biliyorsun değil mi Bi...