-6

882 50 6
                                    

"kime kızayım nazım senden başka kime geçer?"

••••
Operasyon yeri olan Irak'a gelmişti Zehra ve Serdar. Sadece ikisinin olduğu araba da sessizlik hakimdi. İkisi de gerekmedikçe konuşmuyorlardı sanki sözleşmiş gibi. Serdar arabayı Uzayın yönlendirdiği yere doğru sürerken, Zehra ise camdan dışarıyı izliyor aynı zamanda operasyonu düşünüyordu. Uyku ilacıyla ilgili araştırma yapınca doktor gözetiminde kullanılması gereken bir ilaç olduğunu öğrenince kullanmaktan vazgeçmişti. Sabaha kadar uyuyamamış odasında dönüp durmuştu. Sabah uyandığında ağzına attığı bir dilim ekmek ve peynirden sonra midesinin bir şey almadığını farkedip devam etmemişti yemeye. Araba durunca geldiklerini anlayarak Serdar'a döndü. İkisi de emniyet kemerini çıkardı ve arabadan çıktılar. Devamını yürüyerek gideceklerdi. Zehra arka koltuğa koyduğu krem rengi uzun trençkotunu üstüne geçirdi. İkisi de silahlarını hazırladıktan sonra karşıda ki kulübeye benzer yere doğru sessizce gittiler. Kulübenin kapısının önünde birbirleriyle sessizce anlaşarak aniden içeri daldılar. İçerideki adamlardan birisi, onları görünce ateş etti. Zehra ise adamı bacağından vurarak etkisiz hale getirmişti. Arkasını döndüğünde Serdar da diğer adamın elinde ki silahı alarak yere yatırmıştı. Serdar kolunda bir yanma hissedince koluna baktı ve vurulduğunu gördü. Zehra Serdar'ın yüzünü buruşturduğunu farkedince kazağında ki kanı gördü ve endişeyle yanına yaklaştı.

—z; iyi misin? Çok acıyor mu canın?

—s; iyiyim acıyor ama daha kötülerini yaşamıştım. Hadi götürelim adamları

Zehra kenardan bulduğu bir gömleği önce yırttı ve Serdar'ın kolunu sıkı bir şekilde sardı. Gömleği sararken ne kadar dikkat etse de Serdar'ın canını yaktığının farkındaydı.

—z; üzgünüm ama sarmasam daha çok kan kaybedersin şunları teslim edelim pansuman yapayım sana

Serdar sadece kafasını sallamakla yetindi. Onların gerisinden gelen Adem ve Hulki sonunda ulaşmıştı. Hulki Serdar'ın kolunu görünce konuştu

—h; gardaş iyi misin?

—s; iyiyim iyiyim saol. Siz bunları alın Türkiye'ye gidin. Yarın pınarlar gelince asıl toplantı yerine gideceğiz

Adem ve hulki adamları alıp arabalarına binerek uzaklaşınca Zehra Serdar'a döndü

—z; arabayı ben kullanırım yorma sen kendini hadi

—s; gerek y-

—z; hadi Serdar

Zehra sürücü koltuğuna oturduğunda Serdar da yanına oturdu ve arabayı sermetin kalmaları için ayarladığı eve doğru sürmeye başladı. İkisinden de yine ses çıkmıyordu. Bir kaç dakika sonra Zehra konuştu

—z; kolun nasıl?

—s; uyuştu biraz

—z; tamam az kaldı hemen pansuman yaparım.

15 dakika sonra evin önüne geldiklerinde arabayı durdurdu. İkili arabadan inip eve doğru yürümeye başladı. Serdar cebinde ki anahtarla kapıyı açınca içeri girdiler. Zehra elinde ki çantaları kapının yanında ki vitrine koyduktan sonra trençkotunu çıkarıp astı.

—z; sen koltuğa geç, kolunu aç bende pansuman malzemelerine bakayım sermet ihmal etmemiştir umarım

Serdar Zehra'nın dediği gibi koltuğa oturdu ve üstünde ki kazağı çıkardı. Zehra elinde, sargı bezi, pamuk ve tentürdiyot ile koltuğa oturdu. Pamuğa tentürdiyotu döktükten sonra konuştu

saudade. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin