Mete Başkan yine tüm ekibini çağırmıştı masaya, önemli bir şey konuşacağı zaten belliydi tüm ekip merakla diyeceklerini bekliyordu. Yaklaşık bir yıldır karargahta yaşıyordu bu altı kişi; Serdar, Pınar, Hakkı dayı, hulki, uzay ve Gürcan.. Başkan'ın odaya girmesiyle hepsi ayağa kalkınca Mete'nin el işaretiyle oturdular
—m; evet arkadaşlar tahmin ettiğiniz üzere buraya önemli bir şey konuşmak için çağırdım hepinizi, bir yıldır bu karargahtasınız, vatan için hayatınızdan, ailenizden vazgeçtiniz, ölüsünüz. Bugün aranıza yeni birisi katılacak kendisi operasyon yöneticisi bazen sahaya da inecek. Zehra'yı küçüklüğünden beridir tanırım. Bir çok başarılı operasyonu yönetmiş, başarılı bir istihbaratçı. Aslında bu ekibi kurarken sayın müşteşarımızın istediği biriydi Zehra, ama bazı sebepler dolayısıyla bugünden itibaren bizimle olacak
Sermete seslenerek zehrayı çağırmasını söyledi. Zehra içeri girince masadaki herkes gözünü ona çevirmişti. Genç kadın bu bakışlardan rahatsız olup gözlerini başka yere çevirdi.
—m; hoş geldin Zehra geç otur lütfen
—z; sağolun başkanımGöz rengi mavi mi, yeşil mi karar veremediği adamın yanında ki boş koltuğa oturdu Zehra. Fazla gergindi ve bu her halinden belli oluyordu masanın altından elleriyle oynamaya başladı stresini dağıtmak için.
—m; siz zaten kendi aranızda tanışırsınız ama şu an ondan daha önemli bir işimiz var, fadinin yeni bir planı var ama biz onun ne olduğunu bilmiyoruz. Bu plan her neyse bizim başımıza çok büyük iş açar sizden istediğim fadi o planı gerçekleştirmeyecek!! Yarın Berlin'e gidiyorsunuz, fadinin baş elemanı orada onu bulun. Zehra operasyon detaylarını sana anlatmıştım planını kur ekibe görevleri dağıt
Zehra başını salladı. Mete masadan kalkıp odasına geçmişti. Zehra'nın bu operasyonla ilgili bilgisi olduğu için ona ekstradan açıklama gereği duymamıştı. Masada sadece ekip kalınca Zehra üzerinde ki bakışları hissederek bakışlarını ellerinden ayırıp masadakilere baktı. Kıvırcık kısa saçlı bir kız gülümsedi.
—p; hoş geldin madem, ben Pınar
—z: hoş buldum, memnun oldum PınarBıyıklı iri yarı adam kendini tanıttı 'hulki ben' ardından diğerlerine göre daha yaşlı olan adam 'hakkı dayı, hoş geldin' Zehra başını sallayarak tebessüm etti. Uzay ve Gürcan da kendini tanıttıktan sonra yanında ki adamın konuşmasıyla başını ona çevirdi Zehra
—s; bende Serdar
—z; memnun oldumSerdar kafasını salladıktan sonra Zehra Pınar'a döndü anlamsız bir şekilde kendini ona yakın hissetmişti.
—Z; benim odam nerede? Yani nerede kalabilirim ben?
Pınar biraz düşündü, yeni birinin geleceğini bilmedikleri için bir oda hazırlanmış mıydı onu bile bilmiyordu.
—p; Serdar'ın odasının karşıdında ki oda boş ama Mete Başkan hazırlattı mı bilmiyorum
—z; sorun değil. Ne tarafta pekiSerdar ayaklandı "ben göstereyim gel."
Zehra Serdar'ın Peşinden gitti, uzun bir koridor boyu yürüdüler. Duyulan tek şey ikisinin nefes sesiydi. En sonunda Serdar eliyle odayı gösterdi
—s; burası senin odan bu gecelik idare et yarın sermet ile konuşur, istediğin gibi düzenlersin. Tam karşı oda da benim odam diğerlerinin odası öbür koridorun sonunda bir sorun olursa gelebilirsin
—z; teşekkür ederim tekrardanZehra odaya girip kapısını kilitledi ve etrafı inceledi, odanın düzeni çokta umrunda değildi. Duvarlar beyazdı, sade bir yatak, raflar ve bir çalışma masası vardı. Yatağın ucuna oturdu Zehra. İçinde ki boşluğu gidermek istercesine gözlerini kapatıp nefes alıp verdi. Gözleri kapalı olmasına rağmen gözünden düşen yaşlar yanağını ıslatmıştı bile. İçinden kendine gelmesini söylese de bu şu an onun için çok zordu. Daha zor günleri olacaktı elbet "bunu da atlatacaksın Zehra, neleri atlatmadın ki" diye geçirdi içinden..
_________
Eveeeet, baya zamandır yazdığım fakat atmaya pek cesaret bulamadığım hikayeyi yayınlamaya karar verdim. Umarım beğenirsiniz düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın🌻