bir çare bulsam, derdime.
Kapının ardındaki tanıdık sesle Serdar'a döndü Zehra, gelen kişi Pınar'dan başkası değildi. Sesinin tonunda ağlamaklı bir tını vardı. Genç kadın bunu farkedip ayağa kalkarak kapıyı açınca karşısında ağlayan Pınar'ı gördü. Pınar zehraya bakarken arkada ayaklanan Serdar'ı görmesiyle yüzünü başka yöne çevirdi.
—z; Pınar iyi misin noldu?
Pınar gözlerinden süzülen yaşlarla öylece duruyordu. Zehra onu içeri aldıktan sonra kapıyı kapattı. Serdar ise Pınar'ı böyle görmenin şaşkınlığını atamamıştı üstünden
—s; Pınar noldu?
Pınar ve Serdar bir yıllık süreçte birbirlerine epey alışmış ve değer veriyorlardı. Serdar Pınar'ı kardeşi gibi koruyup seviyordu. Onu böyle görmek üzmüştü Serdar'ı
—p; Serdar, bize biraz izin verebilir misin?
Serdar zehraya bakınca Zehra başını salladı. Serdar odadan çıktığı an Pınar omuzlarını düşürerek içine attığı hıçkırıklarını serbest bıraktı. Zehra Pınar'ın ellerini tutarak karşısında ağlayan kadına baktı.
—z; Pınar noldu canım? Anlatmak istersin misin?
Pınar başını endişeli gözlerle ona bakan kadının omzuna yatırdı.
—p; hiç bir şey sormasan? Konuşmasak olur mu? Ben odanın içinde yalnız başıma kalmamak için geldim buraya.
Zehra kollarını Pınar'a sararak sarıldı
—z; tamam, konuşmayalım sen nasıl istersen öyle olsun. İster ağla, ister uyu. Ben burdayım tamam mı?
—p; iyi ki buradasın.
—z; sende Pınar sende iyi ki buradasın.
Pınar gece boyunca başını arkadaşının omzundan kaldırmadı. Ağlamayı bir süre sonra bıraktı, hatta uyuyakaldı ama başını hiç kaldırmadı. Zehra hiç bir şey sormadı. Odasının duvarında duran takvime baktığında gözlerinin dolmasına rağmen tebessüm etti..
••••
2 gün sonra
Hiç gelmesini istemediği o gün gelmişti Zehra'nın. Hiç yaşamak istemediği o gün. İki gün boyunca operasyonlara odaklanırken hiç uyanmak istemediği güne uyanmıştı. Hoş sabaha kadar ağlamaktan uyuyabilmiş sayılmazdı. Banyoya gidip yüzünü yıkadıktan sonra alelade bir biçimde omuzlarına dökülen saçlarına dokunmadı bile. Göz altları uykusuzluğun ve ağlamanın etkisiyle şişmiş ve kızarmıştı. Umursamadı. Dolabında eline ilk gelen kazak ve pantolonu giyerek çıktı odasından. Ekibin yanına geldiğinde ilk gördüğü kişi etrafa gülümseyen pınardı. Bir şeyler anlatırken zehrayı görmesiyle kaşlarını çattı. Zehra umursamadı ve masaya oturdu. Karşısında duran Serdar en az onun kadar kötü görünüyordu onu bile umursamadı. Boş boş bakıyordu masanın üstünde ki yemeklere.—p; Zehra iyi misin?
Serdar ise ilk defa başını kaldırarak karşısında ki kadına baktı ve gözlerini büyüttü şaşkınlıkla. Tanıştıkları andan beri zehrayı ilk defa böyle görüyordu. Zehra yanında ki kadına döndü. Kısılmış ve titreyen bir sesle konuştu
—z; değilim.
Kapının açılma sesiyle gözleri içeriye giren Mete başkana döndü. Mete masaya geldiğinde gözleri ilk zehraya çarptı. Ne olduğunu anlamıştı. Bir şey demedi. Bir kaç gün sonra ki operasyonla ilgili bir şey anlatmaya başladı. Zehra duyuyordu, dinliyordu ama öylece duruyordu. Mete konuştukları bittikten sonra zehraya seslendi