-7

795 53 3
                                    

"şarkıcıyım ben müzik kutundayım.."

•••
Sabah'ın ilk ışıklarıyla gözlerini açmıştı Serdar. Dün gece yorgunluktan aniden uyuyakalmıştı. Kafasını çevirince sandalye de uyuyakalan ve elinde sargı bezi olan zehrayı gördü. Ne hissedeceğini bilemeyecek kadar kalbi teklemiş, afallamıştı. Zehra gece boyunca onun başında beklemiş ve ateşi düşsün diye alnına bez ıslatıp koymuştu. İlk defa yaşadığı bir duyguydu. Yataktan yavaşça kalkıp sandalyede duran zehraya bakmaya devam etti. Dağınıkça bir topuz yaptığı saçları dağılmış, boynu sandalyeden düşmüş bir şekilde uyuyordu. Serdar onu uyandırmak istemedi. Sandalyeden kaldırıp kucağına alarak az önce kendisinin uyuduğu yatağa yatırdı. Kolu acısada umursamadı. Üstüne battaniye örttükten sonra yavaşça odanın kapısını kapattı ve aşağı indi. Kendini çok iyi hissediyordu, halsizliği geçmişti. Bunları tabi ki zehraya borçluydu. Yukarı da uyuyan genç kadına teşekkür etmek için güzel bir kahvaltı hazırlamaya karar verdi. Elini yüzünü yıkadıktan sonra mutfağa giderek, buzdolabından malzemeleri çıkartıp yapacaklarını hazırlamaya başladı.

••••
Zehra yine gözlerini nefes nefese açmıştı. Burnuna gelen hoş kokunun nerden geldiğini ilk başta anlayamasa da kafasını koyduğu yastıktan geldiğini hareketlenince anlamıştı. En son Serdar'ın alnına bez koyduğunu hatırlıyordu. Odanın içinde Serdar'ı göremedi. Yavaşça yataktan kalkıp odadan çıktı ve banyoya doğru ilerledi. Yüzüne su vurup, dağılmış saçlarını topladı. Aşağı indiğinde duyduğu sesleri takip etti, ve mutfakta sırtı dönük olan Serdar'ı gördü. Kapıya yaslandı. Serdar ise yaptığı omleti tabağa koyduktan sonra masaya götürmek için arkasını döndüğünde zehrayı gördü. Tebessüm etti.

—s; günaydın

Zehra'da onun tebessümüne karşılıksız kalmadı.

—z; sana da günaydın, keşke bekleseydin beraber hazırlardık

—s; tüm gece bana baktın, bir de sana kahvaltı mı hazırlattıracaktım?

Zehra bakışlarını Serdar'ın elinde ki omlete çevirdi.

—z; çok severim

—s; efendim?

Bakışlarını yeniden Serdar'a çeviren Zehra, karşısında ki adamın kaşlarını çattığını gördü.

—z; omleti çok severim

—s; haa, hadi gel o zaman her şey hazır.

Zehra başını sallayıp sofraya doğru ilerledi ve sandalyeye oturdu. Tabağına bir dilim peynir ve az bir şey omlet alarak yemeye başladı.

—z; pınarlarla konuştun mu?

—s; evet bir saate geliyorlar biz de hızlıca yiyip çıkalım.

Zehra başını salladı ve ikiside sessizce tabaklarındakileri yemeye başladılar. Sessizlik içinde kahvaltı bitince Zehra Serdar'a döndü

—z; ellerine sağlık

—s; iyi de çok az yedin, beğenmedin mi?

Zehra yanlış anlaşılmak istemediği için hızlıca kafasını salladı

—z; hayır hayır, ben çok yemek yiyemiyorum bu bile fazla benim için hepsi çok güzeldi, gerçekten

—s; tamam tamam şaka yapmıştım zaten. Sen istersen hazırlan bende sofrayı toplayayım.

—z; olur

••••
Pınar ve hakkı dayının gelmesiyle yola çıkmışlardı. Bu sefer ihtiyaçları olan şey o toplantıyı dinlemek olacaktı. Gidecekleri otele vardıklarında, kapıda bir sürü güvenliğin olduğunu gördüler, Zehra arkalarında ki arabada olan hakkı dayı ve Pınar'a konuştu

saudade. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin