-14

777 46 5
                                    

'otur dinlen baş ucuma, belli ki çok yorulmuşsun.'

Zehra ekranda ki fotoğrafa göz ucuyla baktı. Onun gibi beyaz tenli, siyah saçlı, kahve gözlü bir kızdı. Gözlerine yeniden masanın üzerinde ki dosyaya çevirince hulki şaşkınlıkla zehraya karşı ağzından çıkan sözlere engel olamadı.

—h; sana çok benziyor

Pınar hulkiyi uyardığında, söylediği cümlenin farkına varıp düzeltmeye çalıştı

—h; şey Zehra..

—z; sorun değil, cidden benziyormuş bana.

Mete öksürdükten sonra konuşmaya devam etti.

—m; roza Türkiye'ye geliyor. Artık burda yaşayacak

Zehra düşündükten sonra konuştu

—z; o zaman yıldırım da burda olacak kızını bırakamadığı için Türkiye'ye çok nadir geldiğini söylemişti. Yıldırım'ı yakından mı takip edeceğiz başkanım

—m; Yıldırım'ın geleceği doğru Zehra ama yakın takip şimdilik olacak bir şey değil.

Serdar söze girdi

—s; ne yapacağız ?

—m; roza ile bir şekilde iletişim kurmamız lazım.

—p; aramızdan kim temas kurmalı başkanım?

Mete masaya göz gezdirirken sonra kararsız bir şekilde sessizce durdu.

—m; henüz belli değil, zaten roza gelir gelmez iletişim kuramayız. Bu sadece bilginiz olsun diye yapılmış bir toplantı.

Serdar konuştu.

—s; başkanım bildiğimiz kadarıyla Roza, Yıldırım'ın gerçek kimliğini bilmiyor. Onunla iletişim kurmak ne işimize yarar ki?

—m: senin de dediğin gibi "bildiğimiz kadarıyla" Biz sadece kendi bildiklerimizle yetinemeyiz. Emin olmak için iletişim kurulması şart. Roza'nın peşinde adamlarımız var görüntü Gürcan ve uzay tarafından takip edilecek. Gördüğünüz enteresan bir durumdan haberim olacak anlaşıldı mı?

Ekip onaylayarak başını salladıktan sonra hepsi ayaklanıp odalarına doğru ilerlerken Serdar ve Zehra yan yana odalarının olduğu koridorda yürüyorlardı, vardıklarında ikisi de bir şey konuşmadan odalarına girdiler.

•••••
Akşam olmuş, güneş batmıştı. Herkesin kendi odasında olduğu sessiz bir akşamdı yine. Zehra kendisine kahve yapmak için odasından çıkıp mutfağa ilerledi. Mutfakta kimse yoktu, kahvesi makinada hazırlanırken tezgaha yaslanarak bekledi. Hazır olunca da bardağını alıp bahçeye geçti. Dışarıda kar yağdığını biliyordu. Montunu ve beresini de üşümemek için giymişti zaten. Bahçenin kapalı kuşamında ki masaya oturmuş, dışarıyı izliyordu. Aklına gelen anıyla gülümsedi.

6 ocak 2001

"Nisan uyan uyan kar yağıyor nisan.'

Yatakta yatan arkadaşını omuzlarından sarsarak uyandırmaya çalıştı. Nisan gözlerini yavaş yavaş açınca ne olduğunun farkına varmadığından gözlerini ovuşturdu. Karşısında duran arkadaşı o kadar heyecanlıydı ki yerinde duramıyordu

"Zehra, noldu?"

"Dışarıda kar yağıyor baksana"

Duyduklarıyla hemen yataktan kalkarak cama doğru koştu küçük kız, dışarıya baktığında her yerin bembeyaz olduğunu görüp güldü. Zehra ise daha fazla dayanamayacakmış gibi ellerini çırptı

saudade. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin