'gördün mü duydun mu olup bitenleri?'
•••
Yine kabus görerek uyanmıştı Zehra. İçinde hissettiği boşluk, yaşadığı durum, kötü olan halini daha da kötüleştirmişti. Oysa buraya gelerek kendini de toparlayabileceğini düşünmüştü. Yatağında yavaşça oturur pozisyona gelerek saate baktı. Saatin 06.20 olduğunu görünce sadece yarım saat uyuyabildiğini anladı. Banyoya giderek elini ve yüzünü yıkadıktan sonra aynada ki görüntüsüne baktı. Dağılmış topuzuna, uykusuzluktan şişmiş ve kızarmış gözlerine, ve iştahsızlığının bedenine yarattığı etkiye baktı uzun uzun. 'kendini toplaman gerek Zehra, seni bunun için eğittiler' diyerek kendine çeki düzen verdi. Banyodan çıkıp dolabından seçtiği kıyafetleri giyip saçını yaptıktan sonra odasından çıktı. Etrafta kimse yoktu. Bu onun araştırma yapabilmesi için daha güzel bir fırsattı. Gürcan'ın bilgisayarına oturarak babası hakkında araştırmalar yapmaya başlayacaktı. Derin bir nefes alarak ismi yazmaya başladı."Yıldırım Duran"
Karşısına çıkan dosyalara baktı, gürcanın araştırıp bilgisayara kaydettiğini farketti. Bundan neden haberi olmadığını veya bu araştırmalarla ilgili bilgisi olmadığını sorgulasa da dosyalardan ilkine tıkladı. Önüne çıkan yazı metinlerini ve bilgilerini okumaya başladı. Gözleri dolu dolu satırları okumaya devam etti. İlk dosya bitti ikincisini okumaya başladı onu bitirip üçüncüsünü onu bitirip dördüncüsünü.. böyle böyle son dosyaya kadar okudu hepsini. Babası iyi bir adam değildi belki evet ama Zehra onun böyle biri olacağını hiç düşünmediğinden olsa gerek hayal kırıklığı hissetti, bu hayal kırıklığının yanında öfke, sinir ve nefrette vardı. Dosyaları kapatarak masadan kalktı. Arkasını döndüğünde odaya giren Serdar'ı gördü, kenarda ki saatten saatin 7.57 olduğunu görüp tekrardan Serdar'a döndü.
—s; günaydın
Zehra kaşlarını çattı. Serdar'ın ses tonu dün ki tavrına göre gayet sakindi. Yine saçma sapan laf eder diye beklerken şaşırmıştı sakin ve nazik ses tonuna
—z; günaydın
Kapıdan çıkmak için yöneldiği sırada Serdar yavaşça bileğinden tuttu Zehrayı. Zehra Serdar'a dönünce ne olduğunu anlamak için bakışlarını bileğinde ki Serdar'ın ellerine çevirince Serdar elini çekti. Hafifçe öksürerek zehraya baktı.
—s: neye bakıyordun bilgisayarda?
Zehra kaşlarını çattı, şaşırdığından değil bu sorgu sualin sebebini anlayamadığından.
—z; neden soruyorsun?
—s; bilmeye hakkım var
—z; bu sorgu sualinden, bana suçlu muamelesi yapmandan, saçma sapan imalarından sıkıldım. Ben senin hissettiğin şüpheyi gidermek zorunda olan biri değilim. Bilgisayardan neye baktığımı anlamak zor olmamalı. Zeki bir adamsın Serdar ama mantıksız davranıyorsun sence bahsettiğin, ima ettiğin gibi bir şey yapacak olsam bunu istihbaratın bilgisayarından mı yaparım? O adamla ilgili gürcanın yaptığı araştırmalara baktım. Birazdan bunu Mete başkana bildireceğim zaten. Umarım merakını giderebilmişimdir. Rica ediyorum bu imalarından ve tavrından vazgeç.
Zehra arkasını dönüp gidecekken Serdar'ın sesiyle duraksadı ama ona doğru dönmedi.
—s; ben paranoya yapmıyorum. Benim yerimde kim olsa sorgular durumu. Burdakilerin hepsi bu görev için bir şeylerden vazgeçti Zehra. Şimdi beraber çalıştığımız birinin babasının asıl kimliğini öğreniyoruz. Bize her şeyden şüphe etmemiz öğretildi. Ben işimi yapıyorum sende bunu anla.
Zehra tek kelime etmeden oradan çıktı. Karargahın bahçesine ulaştığında orada olan sandalyelerden birisine oturdu. Cebinden bir bileklik çıkartıp ona baktı gülümseyerek..
