Zehra Serdar'ın yanından ayrıldığında kendini zar zor odasına atmıştı. Odasına girip kapısını kapattığında duvara tutundu. Nefesi kesiliyor gibiydi. Gözünden akan yaşlar yanaklarında izler bırakırken duvarın dibine çöktü. Yaşadığı şokun etkisinden çıkamaz haldeyken kafasını dizine gömüp hıçkırarak ağlamaya başladı.
-1 sene önce-
"Size konuşacağımı mı sanıyorsunuz?""Bebeğinin canına rağmen mi?"
Genç kadın karnına aldığı darbelerle kesik kesik nefes alırken karşısındakilere öfkeyle bakılıyordu. Karnında ki sancı, aldığı her bir darbede daha da artıyor ve boş depoda çığlıkları yankılanıyordu Zehra'nın.
"Hiç bir şey beni konuşturamaz."
Adam işaret verdiğinde karnına bir darbe daha alması ile tiz bir çığlık attı. Canından can kopuyor gibi hissediyordu
"Zehra hanım yanlış yapıyorsunuz. Bize istediklerimizi verin bebeğiniz yaşasın."
"Asıl siz, benim sizin gibilerle iş birliği yapacağıma inanarak yanlış yapıyorsunuz."
Acıdan iki büklüm olmasına rağmen konuşuyordu. Onu kaçıranlara asla istediklerini vermeyecekti. Eli karnının üzerindeydi. Saçları terden yüzüne yapışmış, dudağının kenarında ki yaradan akan kan kurumaya yüz tutmuştu. Aldığı her nefeste çektiği sancı fazlalaşıyordu. Onu kaçıranların yanında ki kadın Zehra'nın karnına bir darbe indirince, Zehra çektiği acıyla bir çığlık daha attı. Baygınlık geçirmek üzereydi.
"Konuşacak mısın?"
"Hayır."
••••
Elleriyle karnını sarmış hala duvarın dibinde ağlıyordu Zehra. Serdar'ın anlattıkları aklına gelince daha fazla ağlamaya başladı."O kadın nasıl dayanıyordur?"
"Sen olsan affeder miydin beni?"
•••
-1 sene önce-Gözlerini açtığında beyaz hastane tavanıyla karşılaştı genç kadın. Önce nerede olduğunu kavramaya çalıştı. Başını yana çevirdiğinde başkanını gördü. Aklına gelen şeyle elleri karnının üzerinde durdu.
"hayır."
Gerçeği idrak etmesi ile gözleri dolmuştu ama sesini çıkaramıyordu. Yan tarafında duran Mete Başkan ayaklanarak doktora haber verdi. Doktor içeri girdiğinde Zehra'nın hala umudu vardı. Bebeğinin yaşadığını düşünüyordu.
"Zehra hanım nasıl hissediyorsunuz kendinizi? Ağrınız var mı?"
"bebeğim nasıl?"
"Çok üzgünüm ama bebeği buraya gelmeden kaybetmişsiniz. Operasyonla almak zorunda kaldık."
Hala inanmak istemiyor gibi gözlerini kapattı. Ağlaması şiddetlenirken olanların kabustan ibaret olmasını istiyordu. Üzerinde ki çarşafı elleriyle sıkarken dikişlerinin kanamasını bile umursamadan ağlıyordu.
••••
Duvarın dibinden yavaşça kalkarak banyoya gitti. Kıyafetlerini çıkartmadan suyu açıp dakikalarca altında bekledi. Gözyaşları suyla birlikte akıp giderken başındaki ağrı fazlalaşıyordu. Kendini toparlaması gerektiğine karar verip suyun altından çıktı. Önce üstünü değiştirip ardından kurutmadan saçlarını taradı. Çekmecesinin içinden küçük siyah defterini çıkarttı. Rastgele açtığı sayfaya yapıştırdığı ultrason görüntüsüne baktı uzun uzun. Yavaşça parmakları resmin üzerinde dokunmaya kıyamıyormuş gibi gezindi. Ardından sayfaları okumaya başladı.
