-24

724 45 14
                                    

"canıma dokunmuyor ne söylesen zaten."

•••••
Zehra, Serdar'ın ondan sakladığını anlamıştı. Gözlerini yıldırıma çevirdi. Yıldırım ise kızına sarılmak için an kolluyordu ama Zehra'nın buna izin vermeye hiç niyeti yoktu.

—z; başkanım izin verirseniz ben biraz dışarı çıkabilir miyim?

Mete'nin başını sallayarak onaylaması üstüne Zehra hızla çıktı toplantı odasından. Kendisini zar zor bahçeye atınca elini boğazına götürerek derin derin nefesler aldı. Olanları kavramaya çalışsa da kesinlikle başarılı olamadığı ortadaydı. Arkasından gelen adım seslerini farketse de umursamadı.

"Zehra"

Yıldırım'ın sesiydi. Zehra arkasını dönmedi. Babasının yüzüne bakmak istemedi.

—y; kızım.

Yıldırım Zehra'nın önüne geldiğinde genç kadın kafasını kaldırıp babasının gözlerinin içine baktı.

—y; biliyorum senin için çok zor ama-

—z: ne zor? Hayatımda hiç bir şey değişmedi ki. Sen benim babam değildin. Şimdi de olmayacaksın.

Yıldırım'ın gözlerinin içine bakarak kararlı bir şekilde söylediği cümleden sonra arkasını bile dönmeden hızlıca bahçeden çıktı. Odasının olduğu koridorda yürürken kapısının önüne geldiğinde durdu ve karşı odanın kapısına baktı kırgınca. Bir kaç saniye sonra kendi odasına girdi ve yatağının üstüne oturdu. Olanların hangi birini düşüneceğini bile bilmiyordu. Babasının aslında kim olduğunu öğrenmesini mi yoksa sevdiği adamın bunu ondan saklamasını mı düşünecekti bilmiyordu. Komidinin üstünde duran bardağa su doldurup bir yudum aldı. Ardından çalan kapının sesini duymasıyla bakışlarını kapıya çevirdi. Gelenin kim olduğunu biliyordu. Oturduğu yerden kalkarak kapıyı açtı. Karşısında Serdar'ı görünce tahmininin doğru olduğunu anladı.

—s; Zehra, konuşabilir miyiz?

Zehra cevap vermeden Serdar'ın suratına bomboş bakmaya devam etti.

—s; bak biliyorum çok kızgınsın ama

Zehra ise gerçeklikten epey uzak bir şekilde kahkaha attı.

—z; kızgın değilim. Bu kadarını biliyor olman lazım. Senden bir şey şaklasam kızar mıydın diye sormuştun hayır demiştim. Ne çabuk unutmuşsun

—s; içeri girebilir miyim?

—z: hayır

—s: Zehra bak lütfen

Serdar'ın geçmesi için kenara kaydıktan sonra konuştu.

—z; sen geçiyorsan ben gidiyorum.

Ardından odadan çıkıp kapıyı sertçe kapattı. Nereye gidebileceğini düşündükten sonra Pınar'ın yanına gitmenin en mantıklı karar olduğunu düşündü. Arkadaşının odasının kapısını çaldı. Pınar kapıyı açtı.

—z; gidecek başka bir yer bulamadım. Gelebilir miyim?

—p; o nasıl soru tabi ki gel

İçeri girdikten sonra Zehra sandalyeye Pınar'da karşısında ki koltuğa oturdu

—p; nasıl hissediyorsun?

—z; çok karmaşık Pınar. Şu an hiç bir şey düşünmemek, hissetmemek isterdim ama düşüncelerim de, hislerim de o kadar karışık ki.

—p; çok zor bir durum tahmin edebiliyorum.

—z; sen biliyor muydun?

—p; hayır bilmiyordum

saudade. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin