Annem yaşıyordu. Annem yaşıyordu. Sevinçten ağlamaya başlamıştım yine. Ogün Amca bana sadece annenin öldüğünü bilmeye devam et demesinden sonra eve gelmek zorunda kalmıştık. Daha doğrusu Aaron zorlamıştı. Ona yolda onca soru sormama rağmen bana kızmıştı. Kesin o Yalın denen adam bir şey yapmıştı. Yoksa annem neden beni ve ikizimi görmeye gelmesindi ki?
"Lena!Lena!"
Yekta ile düşüncelerimi bir köşeye bıraktım.
"Efendim."
"Matt arıyor." Telefonumu uzattığın da hemen açtım.
"Efendim hayatım."
"Güzelim nasılsın?"
"Çok iyiyim sen?"
"Güzelim sana uyarsa 1 ay sonra ki konsere kadar Türkiye de kalalım. Hem tatil yaparız. Teyzemlerin yanına falan gideriz. Ne dersin?"
"Ya olur olmasına da Larissa bu halde iken tatile gitmesek mi? İstanbulda kalsak olur mu?"
"Larissalar da gelirler hem kafası dağılmış olur. "
"Olabilir aslında. "
Telefonu kapattıktan sonra Çağan abim salona girdi.
"Güzelim. Kimdi arıyan?"
"Matt. 1 ay burada kalalım diyor. "
Abimin kaşları havaya kalktı. "Sen ne dedin peki."
"1 ay kadar buradayım."
Hepsi sevinmişlerdi. Hadi bakalım 1 ayı kazasız belasız atlamamız dileğiyle.
...
"Merhuma hakkınızı helal ediyor musunuz?"
"Helal olsun!"
Helallik alındıktan sonra erkekler tabutu omuzlamışlardı. Erkekler giderken biz kadınlar ise konakta kalmıştık. Ağlayan yaşlı kadına içim gitmişti. Hayat arkadaşı ölmüştü.
"Birbirlerine çok aşıklardı. Tabi ilk başlarda babam sadece ölen eşinden kalan çocuklarına bakıcı olarak evlenmişti annemle. Ne tuhaf dimi? Bakıcı tutmak yerine evlenmek. Bu topraklarda bakıcı-hizmetçi eşittir kadındır. Babam ilk başlarda annemi çok döverdi. Hatta biliyor musun ? Benim erken doğmama sebep olan şeyde babamın anneme olan şiddeti. Kız doğduğunu gören babam yine annemi dövmüş. Aşk gerçekten bunları unutturur mu? Bunca şiddeti."
Arkamda konuşan kadına döndüm. Babam dediğine göre halamdı. Asla diğerlerine benzemiyordu. Dün gece dede denen adamın öldüğü haberi ile abilerimin zoruyla buraya gelmiştik. Ben istemediğimi dile getirmeme rağmen amcalarım da zorla gelmemi istemişlerdi. Tabi Yalın Dizdar da buradaydı.
"Bilmem. Belki unutturmaz. Lena Ivanov." tanışmak için elimi uzattığımda elimi tutup
"Dicle. Neden buradasın Lena? Bu şerefsiz adam cenaze töreni bile haketmiyor."
"Amcam ve abilerimin zoruyla. Cenaze törenini haketmiyorsa sen neden buradasın?"
"Bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum."
Gözü bir yerlere dalmıştı. O da neden geldiğini bilmiyordu. Yükselen ağıtlar ile yaşlı kadınlara döndüm. Ağlıyorlardı.
Dicle"Gelmek ister misin? Yoksa burada kalıp ağıtları mı dinlemek istersin?"
Diclenin peşinden benden çıktığımda kapıda ki korumalar anında başlarını yere eğmişlerdi. Dicle arabasına bindiğin de ben yan koltuğa oturdum. Arabayı çalıştırıp buradan uzaklaştığın da
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RETROUVAİLLES-ABİLERİM
Novela JuvenilKlasik karıştırılan çocuklar kitaplarından biri gibi gözükse de aslında bir çok farkı olacak bir kitap yani bence öyle. "Retrouvailles". Uzun bir aradan sonra sevilen kişiyle tekrar karşılaşmaya veya ayrı düşen kişilerin birbirini bulmasından duyduk...