"Beraber yatmayı düşündüğün kızın kocası konumunda bulunan müstakbel eşiyim." dedi Taeyeon yüzündeki sinir ve hınzırlık karışımı ifadeyle
Tiffany ise onun bu tavrına fazlasıyla sinir olmuştu. Bugün buna bir kez daha emin oldu : Taeyeon'dan nefret ediyordu!
"Sana beni sahiplenmemen gerektiğini söylemiştim! Seninle evlenmek istemiyorum! Hem senin ne işin var burada?!"
"Ben çağırdım." dedi Bay Hwang sinirli bir sesle. Kızının evlilik olayını kavrayamaması onu sinirlendirmeye yetiyordu. Neyini anlamıyordu ki? Taeyeon'la evlenecekti işte!
"Tiffany benimle gelir misin? Biraz yalnız konuşalım." diyen babasını takip edip odadan çıkarken Yoona'yı ve yanındaki sarışın kızı gördüğünde Taeyeon'un kendisi için ufak da olsa bir iyilik yaparak Yoona'yı yanında getirmiş olmasına biraz sevinmişti. Babası misafir odalarından birine girdiğinde Tiffany de onun yaptığını yaparak peşinden girdi.
"Bak Tiffany , bunu sana Bay Kim'in ve Taeyeon'un yanında söylemek istemedim ama şimdi yalnız olduğumuza göre söyleyebilirim. Şirketimiz batma noktasına geldi. Bu yüzden Kimlerle anlaşma yaptık çocuklarımız evlenecek biz de ortaklık yapacağız diye. Neden Taeyeon'la evlenmek zorunda olduğunu anlıyorsun değil mi? Beş parasız kalmamak için... Hem sana söz veriyorum şirketimizin durumu düzeldiğinde Taeyeon'dan boşanabilirsin. Lütfen...lütfen birkaç ay dayan."
Beş parasız kalmamak için birkaç aylığına da olsa katlanabilirdi Tiffany , bunu yapabilirdi. Babası beş parasız kalırsa Tiffany'ye dünyayı dar edebilirdi ve Tiffany bunu kesinlikle istemiyordu.
"Pekala dayanacağım , ama sadece birkaç aylığına."
...
Odasına geri döndüğünde herkes kaynaşmıştı.
"Tanrım, Yoona! İnsan en azından bir kereliğine de olsa arar sorar değil mi?" diyen Sunny'nin neşeli sesini bastıran Sooyoung olmuştu.
"Boşversene sen Yoona'yı. Niye onunla bu kadar ilgilisin Sunny? Ona karşı duyguların mı var yoksa?!" dediğinde Sunny'nin onun kafasına bir tane geçirmesi uzun sürmemişti.
"Ne vuruyorsun be?!"
"Tamam tamam gençler sakin olun. Beni paylaşamadığınızı biliyorum. O yüzden sanırım bugün tanımadığım biriyle aynı odada kalsam daha iyi olacak." bir süre etrafta göz gezdirdi Yoona. Daha sonra Yuri'yi göstererek devam etti sözlerine.
"Sanırım şu esmer arkadaşla aynı odada kalabilirim."
Yuri , onun kendisini gösterip göstermediğinden emin olmak için 'Ben mi?' anlamında işaret ettiğinde Yoona 'Yok eben' bakışları atarak cevapladı.
"Burada senden başka esmer mi var?" deyip gözlerini devirdi.
Yuri utanıyordu , daha önce tanımadığı biriyle aynı odada kalmamıştı , yani uyumamıştı.Sooyoung da lafa atladığında durumu bilen Tiffany ve Yuri sırıttı.
"Ben ve Sunny aynı odada kalırız!"
Sunny itiraz etmeyince Sooyoung da sırıttı.Fakat Tiffany'nin gülümsemesi pek uzun sürmemişti. Gülümsemesini durduran şey Taeyeon'un kendisine attığı sapıkça bakışlardı. Yalandan öksürüp dikkatini dağıtmaya çalıştı Taeyeon'un.
"Herneyse şu aynı odada kalma muhabbetini sonraya saklayalım. Biraz oyun falan oynayalım. Ama önce Taeyeon bizi şu sarışın arkadaşınla tanıştır." dedi Hyoyeon'u göstererek.
"Kim Hyoyeon , kuzenim."
Tanışma işi bittiğinde ne oynayacaklarını düşünmeye başladılar.
"Bence Doğruluk mu Cesaretlik mi oynayalım." dedi Hyoyeon sırıtarak.
"Bravo Hyoyeon unni çok orijinal bir fikir. Nereden aklına geldi ya?" diye alaycı bir sesle söyleyen Krystal , ablasının kendisine attığı ölümcül bakışlarla sustu.
"Daha iyi bir fikriniz varsa söyleyin." dedi Hyoyeon gözlerini devirerek. D mi C mi diye müko bir oyun icat edilmiş onu da mı oynamasınlar? Tch tch tch...
"Aaaa D & C 'den daha müko bir grup oyunu mu var? Hadi oynayalım!"
Sooyoung'un da teşvik etmesiyle oynamaya karar verdiler. Sonuçta alt tarafı D&C oynayacaklardı.
Krystal neresinden çıkardığı bilinmeyen şişeyi bulduğunda gözlerinde bir sevinç belirdi hepsinin. Sunny o kısa boyuyla (zuuaaaa) Krystal'den şişeyi almaya çalışırken Krystal de vermeye pek niyetli değildi. Mücadeleye Yoona da katılınca , Basketbol'da paylaşılamayan top kararıyla karşı karşıya kalmış basketbolcular gibi üçü de yeri boylamıştı.Onlar yerle bütünleşirken Jessica aradan şişeyi çekip aldı.
"Ben çevireceğim!" itiraz etmeyip yere ruh çağırmaya çalışan çatlaklar gibi daire oluşturarak oturduklarında Jessica şişeyi çevirdi.
Dırırırım... Dırırırım... Dı- tamam bu kadar ekşın müziği yeter.
"Soran Taeyeon , cevaplayan Tiffany."
Taeyeon umursamaz bir şekilde omuz silkti .
"D mi C mi?"
Tiffany yazarın aklını kurcalamasıyla düşüncelere daldı. Yoksa normalde böyle malca bir karar vermezdi.
"Cesaretlik"
Dediğim gibi , ben onun beynine aptalca fikirler yerleştirmesem kesinlikle öyle demezdi.
Taeyeon sırıttığında kararına pişman olmuştu. Taeyeon'un gözleri Tiffany'nin dudaklarına kaydığında hınzırca sırıtmaya devam ediyordu.
"Beni öp."
Bölüm Sonu
Sıkıcı ve kötü bir bölümdü sanki :( Olsun kıymetimi bilin dershanede teneffüslerde kafam 77 milyon olmasına rağmen size yb yazıyorum. Neyse okuyup vote veren ve yorum yapan herkese çok teşekkürler... ^^

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Whisper ( TaeNy )✔
FanfictionŞarkıcılık kariyerini bırakmak zorunda kalan Tiffany'nin hayatı 'O' kişiden dolayı fazlasıyla değişir.