Yuri yine de onun fazla abarttığını düşündü. Sonuçta bu parka kendisinden başka birinin gelmediğine garanti veremezdi Tiffany.
Az sonra ikisinin de görüş alanına kötü giyinimli bir çocuk girdiğinde dikkatleri dağılmıştı. Bu pasaklı çocuk Tiffany'nin pek dikkatini çekmemişti ama Yuri fazlasıyla ilgiliydi. Çocuğun yanına koşup çocukla ilgilenmeye başladığında , tıpkı Yuri'nin az önce Tiffany'nin bu parkı sevme nedenini anlayamaması gibi Tiffany de onun bu pasaklı çocukla ilgilenmesini anlayamıyordu.Pasaklı bir dilenci çocuğuydu işte. Zaten çocuklarla kolay kolay anlaşamayan Tiffany , bu çocukla mı ilgilenecekti? Hiç sanmıyordu. Korkarak yaklaştı Yuri ve ilgilendiği çocuğa. Dilencilerden çok korkardı ; çünkü bir keresinde para vermek istediği dilenci kendisini kaçırmaya çalışmıştı. O gün annesi ona dilencilerden uzak durmasını ve onların gerçekten paraya ihtiyacı olmadığıyla ilgili şeyler söylemişti. Zaten , bir daha da yaklaşmamıştı öyle tiplere.
Yuri küçük dilenci çocuğun kirli yanağını sıkıp cebinden çıkardığı şekeri çocuğa uzattı.
"Adın ne senin?""Hyuk-jun."
"O zaman sana Junnie diyeceğim."
Çocuğun kaşları çatıldı. İşte o zaman biraz temiz olsa çocuğun ne kadar tatlı olabileceğini fark etti Tiffany."Hayır! Bana Junnie deme!"
Yuri şaşırdı. Yanlış bir şey miydi Junnie? Hakaret mi etmişti çocuğa? Niye böyle demişti ki?! Sevimli olduğunu düşündüğü bir şekilde dudaklarını büktü. Çocuk onun bu hareketiyle biraz yumuşamıştı."Ç-çünkü Junnie kız ismi gibi. Ama ben çok güçlü bir erkeğim. Bak noona!" Henüz 9-10 yaşlarında olmasına rağmen kendisini ifade ediş şekli Yuri'yi güldürmüştü. Bir de olmayan kaslarını göstermek için kollarını sıkması Tiffany'nin bile kıkırdamasına sebep olmuştu. Az sonra kendini de çocukla ilgilenirken buldu Tiffany.
Yuri çocuğa biraz para verip gitmesine izin verirken Tiffany kendisini toparlayarak sordu.
"Neden pasaklı bir çocukla bu kadar çok ilgilendin ki?"
Hâlâ çocuğun gidişini izleyen Yuri , Tiffany'ye bakmadan söyledi."Çünkü pasaklı veya temiz çocuk yoktur. Sadece çocuk vardır . Nasıl görünüyor olursa olsun o küçük yaratıklar sevilmeyi hak ediyor."
Tiffany ağzı açık bir şekilde baktı Yuri'ye."Vay canına! Hiç bu yönden düşünmemiştim!"
Yuri onun bu tavrına şaşırmamıştı. Böyle çocukların ne kadar çok sevgiye muhtaç olduklarını en iyi Yuri bilirdi ; tuhaf bir aileye sahip olsa da yine de sevginin odak noktası olan Tiffany değil.
"Ben de eskiden böyleydim. İnsanlar bana aynı senin az önceki çocuğa baktığın gibi tuhaf , küçümseyerek ve iğrenerek bakardı... İnan bana her çocuk sevilmeli..."
Tiffany , Yuri'den fazlasıyla etkilendiğini hissetti. Dışarıdan cool , sert ve disiplinli gibi görünüyor olsa da sıcacık bir kalbi vardı Yuri'nin.
"Sanırım haklısın. Çocuklara olan fobime bir son vermeliyim. Onlar sevilmeyi hak ediyor."
Yuri'nin elini tutup devam etti sözlerine -ki Yuri'nin elini tutarken kendilerini bir çift kıskanç gözün izlediğinden habersizdi-"Teşekkür ederim Yuri.."
"Ne için?"
"Bana sevmeyi öğrettiğin için."
Yuri'nin yüzü kızarırken Tiffany kıkırdadı.
"Sanırım bundan sonra sana Yul diyeceğim. Tebrikler Yul , benim en yakın arkadaşım olmaya hak kazandın. Sen de bana bundan sonra şey de... Hmm... Fany?"
Yuri gülüp yanıtladı."Pekala funny funny Tiffany kkk "
İkisi de güldü. Gerçek bir arkadaş bulduğu için mutluydu Tiffany.
...
Tiffany , şirketteki işlerini bitirip eve geldiğinde babasının da eve gelmesini bekledi. Babası eve gelir gelmez onu soru yağmuruna tutacaktı. Annesi hakkında doğru düzgün bir açıklama bekliyordu.
Bay Hwang yorgun bir şekilde eve geldiğinde sorgu meleği gibi kendisini bekleyen Tiffany'yle karşılaştı. Kızı her zaman melek gibiydi ama bu kez melekten çok sorgu meleği daha iyi tanımlıyordu Tiffany'yi.
"Ne oldu?" diye bir soru yönelttiğinde Tiffany histerik bir kahkaha attı.
"Ne olduğunu biliyorsun. Şirketten aynı anda çıktık ama benden epey sonra geldin. Ayrıca annem hakkında da doğru düzgün bir açıklama yapmadın. Neler oluyor?"
Bay Hwang kravatını gevşetti.
"Bir şey olduğu yok. Annen Amerika'da. Ben de yolda biraz oyalandım o kadar."
"Bana yalan söyleme! Eğer doğru söylüyorsan annemi ara , onunla konuşmak istiyorum."
"Olmaz..." Tiffany'nin sebep bekleyen bakışlarıyla devam etti sözlerine "Çünkü annen telefonunu tuvalete düşürmüş."
"O zaman nereye gittiyse , gittiği kişiyi ara!"
"Hayır arayamam... Telefon numarası silindi."
Tiffany bir kez daha histerik bir kahkaha attı. Karşısındaki adamın yalan söylediğini çok iyi biliyordu. Eğer illa yalan söyleyecekse mantıklı bir yalan uydurmasını umardı. Bay Hwang'ın yakasına yapıştı.
"Yalancı! Yalan söylüyorsun! Annem nerede?"
Bay Hwang onu itti."Sakin ol Tiffany. Annen iyi ama onunla konuşamazsın şimdilik. Lütfen bana bir daha bu konuyla ilgili soru sorma." deyip odasına gitti.
Neden Tiffany'nin annesini görmesine , onunla konuşmasına izin vermiyordu ki?!Bölüm Sonu
Yine yb yazdım sjsjsjsj Aslında yb yazmamın sebebi Taeyeon'u bir an önce hikayeye dahil etmek. "Bu ne biçim TaeNy fici içinde Taeyeon yok. YulTi bildiğin la bu." diye düşündüğünüzü tahmin ettiğim için size müjde : Büyük bir ihtimalle Tae sonraki bölümde fice dahil olacak asdfghjk Neyse ben kaçtım ^^

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Whisper ( TaeNy )✔
FanficŞarkıcılık kariyerini bırakmak zorunda kalan Tiffany'nin hayatı 'O' kişiden dolayı fazlasıyla değişir.