Sekiz Gün Sonra
Yine şirketteydi Tiffany... Eskiden şirketin soğuk duvarları onun için hiç bu kadar soğuk hissettirmemişken üşüyordu şimdi , çok üşüyordu... Taeyeon yoktu yanında , özlüyordu onu .
Fakat Kim Taeyeon , Tiffany Hwang'ı pek önemsiyor gibi görünmüyordu. En son paintball oynadıkları gün görebilmişti Taeyeon'u, yani tam tamına sekiz gün geçmişti onsuz.
Üstelik geçen zamanda değişmişti kısa boylu kız. Tiffany'nin aramalarına ve mesajlarına cevap vermiyordu. Sekiz günde , 124 cevapsız arama , 58 de mesaj vardı Taeyeon'un cevaplamadığı. Niye böyleydi? Her gece sırf bu yüzden Tiffany'yi ağlatmak zorunda mıydı?
Yoksa...onun için bir başkası mı var artık? En çok da bu ihtimal üzüyordu Tiffany'yi."Tiff iyi misin?" Yoona endişeyle sordu. Geyik gözlü kız da Yuri gibi yalnız bırakmamıştı arkadaşını.
"E-evet... Ben iyiyim..." suratına sahte bir gülümseme yerleştirerek söyledi.
"İyi.değilsin. Hem.de.o.pislik.yüzünden." Yuri bastırarak söyledi. Tiffany'yi bu hâle getirdiği için şüphesiz ki Taeyeon'dan nefret ediyordu.
Tiffany tam ağzını açmış bir şey diyecekti çalan telefonla duraksadı. Zil sesi Türk Sanat Müziği'nin en güzide parçalarından biri olan , Yoona'nın telefonu çalıyordu.
"O bir vefasızdı~ O bir hayırsızdı ~ "
Yoona'nın telefonunu açmasını bekledi bir süre. Ama Yoona'nın durgun yüzü bir problem olduğunu gösteriyordu. Hızla çekip aldı telefonu Yoona'nın elinden. Kim aramıştı ki?
Ekranda gördüğü "Taeng" yazısıyla kanının donduğunu hissetti. Ama yine de açmalı , ondan hesap sormalıydı.
"Alo , Yoong?"
Taeyeon'un sesini uzun bir zaman sonra , telefondan da olsa ilk kez duymuştu. Bu yüzden içinin eridiğini hissetti... Öyle harika bir sesi vardı ki...
"Yoong, orada mısın?"
Taeyeon bir kez daha konuştuğunda toparlanması gerektiğini fark etti.
"KİM TAEYEON! SENİ LANET OLASI! HANGİ CEHENNEMDESİN?!"
Bağırdı ama pek fayda etmedi , çünkü Taeyeon onun sesini duyduğu an kapatmıştı telefonu.
Tiffany elindeki , sözde insanların haberleşmesi için yapılmış olan cihazı duvara fırlatıp parçalamak istedi. Madem insanların haberleşmesi için yapılmıştı , neden Taeyeon kendisine cevap vermiyordu? Neden , neden , neden?!
Ama telefon Yoona'nın olduğu için fırlatamazdı , geyik gözlü arkadaşına uzattı yavaşça. Titreyen ellerinin zor tuttuğu telefon nihayet Yoona'ya ulaştığında akmaya hazır gözyaşlarının akmasını engellemeye çalışıyordu."Tiff..." Yoona üzgünce omzunu patpatladı arkadaşının.
"B-ben...i-iyiyim..."
Gitmek istedi , sadece acı çektiği bu yerden gitmek istedi Tiffany. Taeyeon'u özlemek fayda etmiyordu , sonuçta o kendisini özlemiyordu bile...
Güç bela odadan çıkmaya çalıştığında Yoona ve Yuri de onunla gelmek istedi. Fakat Tiffany onları durdurdu.
"L-lütfen... Yalnız kalmalıyım..."
Tiffany uzaklaşırken sinirle Yoona'ya baktı esmer olan.
"Bu kez o cüceyi nasıl savunacaksın , cidden merak ediyorum."
"Savunmayacağım..." Omzunu silkerek söyledi Yoona. Taeyeon bu sefer cidden ileri gitmişti. Yoona bile bu kadar sinirli görünüyorken , Yuri o cüceyi öldürmeliydi. O kadar 'aşık' ayaklarına yatıp , birden gitmeye , arkadaşını yaşayan bir ölüye çevirmeye hakkı var mıydı?
Kapının şiddetle açılmasıyla , her iki kız da kapıya baktı. Kızıl saçlı arkadaşlarını görmeyi beklerken hiç tahmin etmedikleri biriyle karşılaştılar. O'nun burada ne işi vardı ki?!
Bölüm Sonu
Dırırımmm acaba kim geldi? sjzhsbz Kısa bölümle hikayeyi uzatma çabaları xD
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Whisper ( TaeNy )✔
FanfictionŞarkıcılık kariyerini bırakmak zorunda kalan Tiffany'nin hayatı 'O' kişiden dolayı fazlasıyla değişir.