27. Bölüm

954 79 21
                                    

Ertesi Gün

Taeyeon ne yapacağını bilmiyor , Tiffany'nin fotoğraflarıyla dolu , şu ankinin aksine her zaman kilitli olan odada volta atıyordu.

Korkuyordu , Tiffany'ye bu kadar yaklaşmışken onu kaybetmekten korkuyordu...

Belki Tiffany'ye her şeyi kendisi anlatırsa çok fazla kızmazdı. Bilmiyordu Taeyeon , ne yapması gerektiğini cidden bilmiyordu. Ama bildiği bir şey vardı ki Taeyeon her şeyi anlatmazsa Seulgi yüzde yüz her şeyi anlatacaktı. Yine de başka birini arayıp danışmak iyi olabilirdi , kendisini her zaman destekleyen birini aramalıydı belki de...

Çalıyor...

"Alo , Taeng?"

"Oppa, ben ...Tiff-"

Diğer taraftan Ji Woong'un kahkahası duyuldu.

"Aigoo... Senin gibi bir kız kardeşim olduğu için bir abiden çok abla gibiyim... Yine mi şu Tiffany? Hadi ama hangi kız kardeş aşk hayatını abisine anlatır ki?" Ji Woong tabii ki de şaka yapıyordu. Bunları söylerken gülen yüzü , Taeyeon'un hıçkırık sesini duymasıyla endişeli bir hâl almıştı.

"Taeyeon iyi misin? Biliyorsun , sadece şaka yapıyordum..."

"Senin *sniff* suçun değil...oppa. Ben sadece ne yapacağımı bilmiyorum... Korkuyorum..."

"Neyden korkuyorsun Taeng? Anlat bana..."

Taeyeon olanları anlatırken , abisini göremese de Ji Woong'un yüzü öfkeyle kaplanmıştı. O kızı , Seulgi'yi , iyi biliyordu. O ve erkek arkadaşı yüzünden minik kedisi - Ji Woong Taeyeon'a öyle diyordu - çok acı çekmişti...
Ji Woong eğer Kore'de olsa Seulgi'yi öldüreceğine emindi...

"Bence sen, her şeyi Tiffany'ye önceden anlat. Eğer senden duyarsa kızmaz belki?"

Aldığı cevaptan sonra abisine teşekkür ederek telefonu kapattı.

Her şeyi anlatmak için gereken cesareti kendinde bulduğunda titreyen ellerini bir kez daha telefonuna uzattı. Tiffany'yi arayıp heyecan ve korku karışımı garip bir duyguyla beklemeye başladı.

Ama telefonu kapalıydı... Yoksa?

...

Tiffany , obur arkadaşının kendisini çağırdığı kafeye geldiğinde heyecanlı bir sırık görmesi uzun sürmemişti.

"Evet , Sooyoung benimle konuşmak istediğin mesele nedir acaba?"

Sooyoung sürekli parmaklarıyla oynuyor , gergin görünüyordu.

"Şeey ben çok gergin hissettim de önce bir espri yapsam?"

"Yap hadi." Tiffany gözlerini devirerek söyledi.

"Tiffıl sjsjsj" Tiffany'nin kendisine anlamaz bakışlar gönderdiğini fark edince açıklamak için dudaklarını araladı.

"Hani tıfıl ya sjsjsj Senin adın da Tiffany ve pek uzun olduğun söylenemez o yüzden tıfıl değil de Tiffıl sjsjsj"

Tiffany derin bir iç çekti. Eğer saçma sapan şakalar yapanlar için de Oscar veriliyor olsaydı Sooyoung'a da verilmesini isterdi.

"Beni böyle iğrenç şakalar yapmak için mi çağırdın? Gidiyorum ben."

"Ya hayır gitme... Ben şey için çağırdım seni... Ben artık Sunny'ye itiraf etmek istiyorum. Ne yapmalıyım? Sen anlarsın bu işlerden... Hem şu bize kim olduğunu söylemediğin şahıs hem Taeyeon..." Tuhaf kaş göz işaretleri yapmaya başladığında Tiffany şok olmuştu. Ne saçmalıyordu bu Sooyoungus Oburus?!

Whisper ( TaeNy )✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin