Yoona ve Yuri , sinirli bir adet Jung Jessica gördüklerinde şaşırdılar.
Jessica'yı en son paintball oynadıkları gün görmüşlerdi. Doğru ya , onları Jessica vurmuştu...
Fakat o gün Hara ile tatile çıktığı için Amerikalıyı bir daha görme fırsatları olmamıştı.
"Tatilde olduğunu sanıyordum?"
Yuri'nin sorusunu umursamadan Yoona'ya döndü sarışın kız.
"Tiffany burada değil mi?! Gerçi , belki sen de işime yararsın Yoong..."
Sesindeki sertlik ve öfke her iki kızı da korkutmuşken , geyik gözlü olan kafası karışmış bir şekilde sordu.
"Ne...için?"
Jessica histerik bir kahkaha attığında diğer iki kız daha da tırsmıştı. Jessica Jung'dan bahsediyoruz , hani şu duygusuz , ice princess? Cidden ilk defa bir duygu gayet rahat bir şekilde yüzünden okunabiliyordu.
"Bir de soruyor musun?! Şu aptal cücenin ne yaptığını Sooyoung'dan öğrendim! O pisliğin , Tiffany'nin kalbini kırdığı yetmiyormuş gibi Hara ile aramın bozulmasına da neden oldu! Tiffany'yi yalnız bırakmayayım diye Hara'ya Amerika'daki tatilimizi bitirmeyi teklif etmiştim ve bana o zamandan beri trip atıyor! Cidden... Kim Taeyeon elime geçtiği an ölecek! Sen , onun yerini biliyor olmalısın. Nerede o?"
Jessica'nın uzun sayılabilecek konuşmasından sonra derin bir nefes verdi Yoona.
"Bu kez ben de bilmiyorum... Nerede olduğunu , niye böyle davrandığını... Hiçbir şey bilmiyorum! Artık bana sormaktan vazgeçin!"
Yoona , sinirle odadan çıkarken Yuri de peşinden gitti. Şüphesiz ki esmer kız , Yoona'yı ilk kez böyle görüyordu , sinirli ve çaresiz...
Odada sadece Jessica kaldığında tekrar o eski soğuk ve duygusuz yüz ifadesine geri dönmüştü. Derin bir nefes verip odadan çıkarken Taeyeon'a lanet etmeyi ihmal etmedi.
**
Sooyoung , kendisini kovalayan herhangi bir atlı bulunmamasına rağmen aceleyle yemek yerken aniden duraksadı. Sunny fazlasıyla dalgın görünüyor bir türlü yemeğini yemiyordu.
"Ne oldu Sun? Niye yemiyorsun? Yoksa burayı beğenmedin mi?"
Sooyoung , geldikleri restoranı -ki lüks ve kaliteli bir yerdi- inceleyip tekrar Sunny'ye döndü.
"Hayır , burası çok güzel. Hatta şunu söylemeliyim ki herkesin senin gibi cömert arkadaşı olmalı..."
Bir an duraksadı Sunny. Bu sırada Sooyoung ise duyduğu 'arkadaş' kelimesiyle kırılan kalbini onarmaya çalışıyordu.
"Sadece... Tiffany'yi düşünüyordum. Bu süreç onu çok yıprattı..." Sunny üzgünce devam etti sözlerine.
"Jessica'ya da haber verdim."
Sooyoung alakasızca aniden söylediğinde Sunny anlamamıştı.
"Neyi?"
"Tae ve Tiff'in mevzusunu."
Aldığı cevapla gözlerini devirdi Sunny.
"Herkese söyle istersen... Hatta git medyaya falan da haber ver... Cidden! Sır saklamakta çok kötüsün.."
Sooyoung ise takmayıp yemeğine gömüldü.
***
Tiffany , zayıf adımlarının kendisini getirdiği yere baktığında uzun zamandır gelmediği parkı gördü. Eskiden her zaman buraya annesiyle gelirdi , şu an uzaklarda bir yerlerde kendisini izleyen annesiyle... Ve kesin kalbi binlerce parçalara ayrılarak izliyordu Tiffany'yi , onun mutsuz olduğunu gördükçe annesi de üzülüyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Whisper ( TaeNy )✔
Fiksi PenggemarŞarkıcılık kariyerini bırakmak zorunda kalan Tiffany'nin hayatı 'O' kişiden dolayı fazlasıyla değişir.
