Bundan dakikalar öncesine geriye sarsak, kesinlikle o evden dışarıya adımımı atmazdım. Gel gör ki şuan tam arkamda duran herifle bilmediğim bir otelin üçüncü katında, karşımdaki manzaraya bakıyordum.
O yatağın üzerinde kırmızı güllerle dizilmiş bir kalp şekli mi vardı?
"Ben kör olmak istiyorum, tam şuan." Kendi kendime mırıldandığımda yanımdaki dağ ayısı beni içeriye doğru ittirerek kapıyı kapattı. Hayretle içeriyi süzerken kendimi yeni evli çiftler gibi hissetmeye başlamıştım. "Sen cidden beni kimlere sattın ya? Götüm elden gidiyor mu şimdi benim? Hayır ya hayır!" Eski Türk filmlerindeki karakterler gibi ağlamaklı sesler çıkardığımda, yüzünü buruşturarak ters ters bakmakla yetindi. Ardından karşısındaki masaya doğru ilerleyerek cebindeki anahtarlığı ve birkaç eşyasını çıkardı.
"Sen şimdi neden cebini boşaltıyorsun ki?" Saf saf sorduğumda saniyeler sonra aklıma dolan düşünceler ile ellerimi kendime sararak panikle konuştum "Lan yoksa ben sana mı satıldım?!" Kaşları yüksek çıkan sesimden ötürü çatılırken "Hay çenene sokayım..." Diye söylendi. Ufaktan tırsmaya başlamıştım ve bu iyiye işaret değildi. Elleri, üzerindeki klâsik beyaz gömleğin düğmelerine gittiğinde "Ne yapıyorsun ya?" Diye çıkıştım. Düğmeleri teker teker açarken "Soyunuyorum." Dedi basitçe.
Hadi ya valla mı amına koyayım? Sinirle derin bir nefes aldığımda düğmelerini sonuna kadar açmıştı. Bana doğru sert bakışlarıyla baktığında yüzümdeki ifadeden dolayı konuşma ihtiyacı hissetmiş olmalıydı. "Seni uyarmıştım, Arel." Birkaç adım atarak bana yaklaştığında gömleğini tutarak çıkardı. Hoyrat bir tavırla yanındaki yatağa doğru fırlattığında sert ses tonuyla devam etti. "Sikeceğim demiştim, sözümün eri biriyim." Cümlesiyle birlikte gözlerim irice açılırken ağzım 'o' şeklini almıştı. Bu herif ciddi miydi? Yani bu odaya gerçekten sikilmek için mi gelmiştim ben?
Histerik bir kahkaha attım "Hadi lan oradan!" Tek kaşını kaldırarak baktığında yutkundum, "Sen ciddisin?" Kafasını sallayarak onayladı beni. "Lan kırmızı güller ne alâka?" Âlakasız bir soru sorduğumda umursamaz bakışlarını yatağa doğru çevirdi. "İlkini güzel bir ortamda yapalım dedim, fena mı?" İlkim olduğunu nereden biliyordu lan? Tamam, asıl önemli olan bu soru değildi ama şuan gerçekten beynim durmuş gibiydi.
"Doğukan." Dedim derin bir nefes vererek "Ben gidiyorum." Ardından arkamı dönerek kapıya ilerlemeye başladığımda onun sesini duydum. "Hiçbir yere gitmiyorsun ve paşa paşa buraya geliyorsun." Duraksayarak omzumun üzerinden sinirle ona baktım. "Şakan hiç komik değil!" Bunu dememle bana doğru iyice yaklaşarak dibime kadar geldi. Ardından kolumdan tutarak hızla kendisine doğru çevirdi. "Şaka yapacak birine mi benziyorum?" Sert sesi yüzüme çarparken 'Hayır' dedim içimden, maalesef şakacı birine benzemiyordu ve sıçmıştım.
"İbneye benzemiyorsun." Genelde bu kelime milleti kudurttuğu için kullanmak istemiştim fakât karşımdakinin dudakları kıvrıldığında kaşlarım havalandı. "Ne kadar ibne olduğumu tahmin bile edemezsin." Kısık sesi boğazıma öküz oturmasına sebep olurken, yan gözle odayı süzerek kaçacak bir delik arıyordum. Kolumdaki eli sıkılaştığında beni arkasındaki yatağa doğru fırlattı. Ondan güçsüz olduğum için kıç üstü yatağın üzerine düşmek zorunda kalmıştım. İki yanımdaki güller etrafa saçılırken ellerimi yumruk yaptım.
"Özür dilesem ve bir daha seninle uğraşmayacağıma yemin etsem?" Bir umutla sorduğumda kafasını iki yana sallayarak cıkladı, "Sen o hakkı çoktan kaybettin." Elleri pantolonun kemerine gittiğinde hızla gözlerimi kapatarak bağırdım "Lan dur!" Saniyeler sonra gözlerimi hafifçe açtığımda kemerini gerçekten çıkardığını gördüm. "Hassiktir! Gerçek mi bu?!" Kafasını kaldırarak bana baktığında "Kıyafetlerin hâlâ üzerinde olduğuna göre seni ben soyacağım." Dedi. O kadar da uzun boylu değildi! Yatakta geriye doğru giderek sırtımı yatak başlığına yasladım ve dizlerimi kendime doğru çektim.
"İstemiyorum, hiçbir şey de yapamazsın!" Sözüm üzerine pantolonunu aşağıya indirmeden bir dizini kırarak yatağın üzerine çöktü. Ardından bana doğru yaklaşarak tek kaşını kaldırdı. "Ağırdan alacağım, korkma." Sinirlerim bozulmuştu harbiden. Sinirlendiğimde her şeyden önce ağlayan biriydim ve şuan dişlerimi sıkıyordum. "Özür dilerim." Dedim somurtkan bir edayla, dibime kadar geldiğinde bir elini kaldırarak çeneme koydu. Ardından kafamı kaldırdığında yakından inceledim yüzünü. Suratı yakışıklıydı ama bakışları da bir o kadar deliceydi.
"Ekmeğinle oynamamalıydım." İçten bir şekilde söylediğimi anlardı umarım. Yüzünü bana yaklaştırdı, burunlarımız birbirine değerken titrek bir nefes verdim. Bu yakınlık karşısında ister istemez tuhaf oluyordum. "Şimdi seni bu yatağa yatırsam," dudakları sağ kulağıma yaklaştığında nefesimi tuttum. "İtiraz etmeyecek gibisin." Ardından ön dişleriyle ısırdı yumuşak etimi. Acıyla inleyerek geri çekildiğimde bir elimle göğsünden ittirdim. Amacı neydi bu herifin? Asu'yu falan da düşündüğü yok gibiydi şuanda. "Ne sanıyorsun sen beni?" Kendimi savunmak adına konuştuğumda bir elini boğazıma yerleştirerek arkamdaki yastığa bastırdı bedenimi. Sıkı değildi parmakları ama teni çok sıcaktı, gözlerimi irice açarak yüzüne baktığımda koyu bakışları davetkârdı.
"Hadi bu işi çabuk bitirelim." Bunu dedikten sonra elini çekerek dudaklarını boynuma gömdü. Nemli dudaklarını tenimde hissettiğimde göğüs kafesimin hızlandığını hissettim. Dilini çıkartarak sürttüğünde ağzımı aralayarak kısık bir şekilde inledim. Fakât hemen sonrasında yaptığım şeyi fark ederek elimle ağzımı kapattım. Üzerimdeki beden kendini daha çok bastırarak iki dişiyle etimi ısırdığında bu sefer alt dudağımı dişlemiştim. Erkeksi nefesi boynuma tüm sıcaklığını verirken gözlerimi kapatarak bir elimi ensesine attım. Ardından onu iyice boynuma bastırdığımda alt bedenlerimiz birbirine sürtündü. Aslında bunu bilerek yapmıştım, saçma bir dürtü uyanmıştı içimde. Neden böyle bir şey yapmıştım?
Boynumu emen dudakları durduğunda bir elini önüme doğru attı ve pantolonumun üzerinden kavradı aletimi. Gözlerim irice açıldığında içimde bir ateşin boğazıma kadar yükseldiğine şahit oldum. Parmakları usta bir şekilde kavradığı aletimi okşarkem dudakları çeneme kaymıştı. Ensesindeki saçları çekiştirerek derin bir nefes verdim ve hızlı gelişen olaylara ayak uydurarak inledim. Çünkü parmakları hızlanmıştı ve ben ıslandığımı hissediyordum. Bu saçmalıktı, bir dokunması ile nasıl ıslanabilirdim? Doğukan erkeksi bir şekilde boğukça güldüğünde, kalkmış penisimi son kez okşayarak geriye doğru çekildi.
Kendimden geçmiş bir şekilde ona baktığımda alayla suratıma bakıyordu. Anlamayarak sordum "N-neden durdun?" Hayır yani madem buraya kadar gelmiştik, devam etmesi gerekmiyor muydu bunun? "Demek keko diye her türlü pisliği yaptığın birine kaldırıyorsun." Gözlerim irice açıldığında 'ciddi misin?' bakışları atıyordum. "Lan sikimi ellerken nasıl rahat durayım?!" Gayet mantıklı bir açıklamaydı tamam mı?
Geriye doğru tamamen çekilerek ayağa kalktığında önüne doğru baktım. Aleti hiç de kabarık durmuyordu, bu herif benimle taşşak geçiyor olmalıydı. Tek etkilenen ben olamazdım! "Nereye?" Hırsla sorduğumda kenara attığı gömleğini kaldırarak üzerine geçirdi. "Yeter sana bu kadar macera, kalkmış sikinle iyi günler dilerim." Gülerek düğmelerini iliklerken kendimi ortada çocuğuyla kalmış bacılar gibi hissetmiştim. "En başından beri niyetin buydu yani?" Gururum incinmişti! Siktiğim Doğukan'ı benimle oynamıştı ve bunu kaldıramazdım. Kemerini beline doladığında "Bu kadar çabuk kıvama geleceğini düşünmemiştim aslında, neyse iyi oldu. Daha fazla ileri gitmeye midem kaldırmazdı zaten." Dedi.
Bir dakika ikinci bir şok geliyor! Ellerimi yana açarak yataktan destek almak istedim fakât saçma bir şekilde kendimi güçsüz hissediyordum. Doğukan üzerini tamamen düzelttiğinde yanıma doğru yaklaşarak yatağın üzerindeki bir gülü aldı ve önüme doğru yaklaştırdı. Ardından pantolonumun içine gülün sapını yerleştirdi. Eliyle önümdeki kabarıklığa hafifçe vurarak geri çekildi. "Sana kolay gelsin koçum."
Son sözlerini söyleyerek arkasını döndüğü gibi masanın üzerinden eşyalarını alarak odanın çıkışına doğru ilerledi. Ağzım açık arkasından bakmakla yetinmiştim sadece. Kendime gelmem zaman alacak gibiydi...
------
Seks sananlara özür dilerim klwjskdbkddbdk
E daha erken, kendinize gelin. Üstelik mal Arel şuan zor durumda, bir el atalım...Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Instagram: lolashiyu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
10 NUMARA | BxB
Teen FictionDogukan58: Kafam güzel, her zaman güzel, sen daha güzelsin ama. Texting/Düz yazı Not: +18 ve bir o kadar da kekoluk içerikli bir gay kitabıdır.