31

5.6K 470 139
                                    

Üstümü başımı nasıl düzeltip de ayağa kalktığımı sormayın. O an ki panikle elimden geldiğince hızlı olarak temizlenmiş ve tuvaletten çıkarak yardım çağırmıştım. Devrim'i koltukların birinin üzerinde, pardon nereden çıktığını bilmediğim Akif hocanın üzerinde dans ederken görmüştüm. Hangi ara bara onu çağırmış da eğleniyordu bilmiyordum ama bizi kurtaran Akif hoca olmuştu.

Doğukan'ı arabasına taşımış, bizi en hızlı şekilde hastaneye götürmüştü. Şimdi ise hastane koridorunda doktordan haber bekliyordum. Yanımda bana destek olan Devrim vardı, Akif hoca kendimize gelmemiz için kahve almaya gitmişti. Cenk ve Berat ise apar topar hastaneye gelmiş, karşımızda oturarak telaşla bekliyorlardı. Gecemiz bir anda zehir olmuştu ve ben en büyük suçu kendimde görüyordum. Kafası kanıyorsa ilk müdahaleyi yapacaktın salak Arel, tuvalette sevişmek nedir?

"Kanka, gel bir elini yüzünü yıkayalım. Gerçekten bok gibi görünüyorsun."

"Sağol, Devrim." Gözlerimi devirerek konuştuğumda "Ama makyajın akmış, suratın korkunç." Diye söylenmeye devam etti. Lan harbiden, ben yüzümü unutmuştum çoktan. Kafamı sallayarak ilerlemeye başladığımda o da peşimden geliyordu. Tuvaletin kapısından girdiğimde musluğu açarak yüzüme su çarptım ve temizlemeye çalıştım ama lânet şey iyice dağılıyordu.

"Hay sikeyim seni de makyajını da Devrim!"

"Gel buraya." Beni tutarak kendisine doğru çevirdiğinde nereden bulduğunu bilmediğim ıslak mendili yüzüme doğru uzattı ve silmeye başladı. Öyle absürt bir durumdaydık ki kendimi aptal gibi hissediyordum. Gözlerim dolduğunda istemsizce burnumu çektim, ağlamamak için direniyordum.

"Başladı yine, sulu göz." Devrim yanağımı sıkarak konuştuğunda kendimi tutamadım ve bir anda ağlamaya başladım. Sinirlerim boşalıyordu resmen, o da bunun farkındaydı. Eliyle omzumu sıvazladı "İyi olacak lan, o ite bir şey olmaz ki." Omuzlarımı silktim ve ağlayarak konuştum "Kucağımda bayıldı lan! O kadar korktum ki, benim yüzümden resmen..." Onu engelleyip önce başına baktırabilirdim, sikime sahip çıkamamıştım işte.

"Kıyamam lan ben sana!" Kollarını bana dolayarak kafamı kendisine doğru çekti. Göğsüne başımı yaslarken iç çekmeye başladım. "Ona bir şey olursa kendimi asla affetmem." Saçlarımı okşamaya başladı, bir yandan da ufak öpücükler konduruyordu. "Yavrum, nereden bilecektin böyle olacağını?" Bilmeliydim işte, sorun da buradaydı.

Derin nefesler almaya başladığımda ağlamam durmuştu ama hâlâ çok korkuyordum. Kafamı kaldırarak konuştum "Gidelim mi artık?" Belki bir haber gelmiş olabilirdi. Kafasını sallayarak beni onayladığında ikimizde tuvaletten çıktık. Koridorda bekleyen Akif hocayı gördüğümüzde yanına doğru ilerledik. "Bende sizi arıyordum. Alın için şunları, kendinize gelin." Bize karton bardakları uzattığında canım hiç istemese de aldım, kendime gelmem lazımdı. "Neden kimse çıkmıyor?" Tedirgin bir şekilde konuştuğumda Akif hoca cevapladı beni "Birazdan çıkarlar, tahlil sonuçlarının çıkması zaman alıyor."

Kafamı sallayarak bir yudum daha aldığımda koridorda bize doğru yaklaşan Baran'ı görmemle benim sinirler zıpladı. "Bu orospu çocuğu neden burada?!" Sinirle ona doğru ilerlemeye başladım. Benden önce Cenk ve Berat ile konuşmaya başlamıştı. "Sen ne yüzle geldin buraya lan?!" Bağırarak araya girdiğimde kızarmış gözleri ile bana baktı. Üstü başı sigara kokuyordu zaten, kendinde değil gibiydi. "Özür dilerim Arel, böyle oslun istemezdim."

"İstedin ki oldu! O şişeyi başında kırarken ne düşünüyordun?!" Ona doğru öfkeyle kükrediğimde dudaklarını birbirine bastırdı. Gözleri dolu dolu olmuştu, gerçekten acı çekiyor gibiydi ama içeride yatan kişi Doğukan'dı ve bunun farkındaydı. "Elimden bir kaza çıkmadan git buradan!" Son sözümü söylediğimde bakışlarını diğerlerine kaydırdı. Cenk hiçbir şey demezken Berat güçlükle "Şimdilik gitsen iyi olur." Dedi. Baran başını sallayarak yanımızdan uzaklaştığında sinirden elimdeki bardağı sıkmıştım. Sıcak kahve elime dökülürken umursamadan yanda duran çöp kutusuna attım.

10 NUMARA | BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin