"Yaşamak istemiyorum!"
Bir saattir Devrim'in yatağına gömülmüş mal gibi ağlayarak hayata sövüyordum. Bugün Perşembe günüydü ve Doğukan beni bir kez bile aramamıştı. Gerçekten vücut ölçülerim dışında bir bok bilmiyordu galiba.
"Ben sana dedim hiçbir caziben yok diye, ama beni dinleyen kim?" Bu ne biçim arkadaştı ya? Sabahtan beri bana köstek oluyordu ve moralimi daha çok bozuyordu. "Doğum günümle cazibenin ne alâkası var amına koyayım?!"
Omuz silkerek aynanın karşısında saçlarını yapmaya devam etti. "Her şeyin cazibeyle alâkası vardır, bunu unutma." Hay senin cazibene sokayım ya! Yorganın içine gömülerek ağlamaya devam ettim. "Kimse beni sevmiyor! Neden doğdum ki?" Doğukan görse kesin çocuk çocuk hareketler yapma diye söylenirdi. Hayatımın her anında onu düşünüyordum, o ise bir aramayı çok görmüştü.
"Gel bara gidelim, bir şeyler içer daha çok ağlarsın." Yorganı hızla üzerimden çekerek ona baktım. "Çok haklısın! Doğukan'a da haber vermeyeceğim, kudursun it!" Yerimden kalktığımda kafamla dolabı gösterdim "Çıkar bakayım abine güzel kostümler." Sinsi sinsi sırıtarak dolabı açtı ve içini karıştırmaya başladı. İnanın bana, o dolabın ne kadar kalabalık olduğunu tahmin bile edemezdiniz.
Çok geçmeden elindeki kıyafetle bana döndüğünde ellerimi belime koydum. "Kanka, bu gömlek transparan?" Tek kaşını kaldırarak kıyafetleri üzerime doğru fırlattı. "Üzerine ceket giyeceksin, sadece önün gözükecek ve bu son derece cezbedici bir görüntü!"
"Olmaz, başım bağlı benim!" Namuslu biriydim artık, herkese gidemezdim tamam mı? "Doğum gününü unutan bir adam için bunu yapman çok hoş." Alaylı konuştuğunda beni tahrik etmişti. Hızla yere düşen kıyafetleri alarak banyoya doğru ilerlemeye başladım. "Sanki görmediğim şey!" Diyerek güldüğünde ona orta parmak çekmiştim sadece.
Hızla üzerimdeki pijamaları çıkartarak Devrim'in verdiklerini giymeye başladım. Transparan gömleğin üzerine deri ceket kombini, oldukça tehlikeli bir kombindi bu ama bir kere dellenmiştim sikseler dönmezdim. Fotoğraf çekip de atacaktım, sen görecektin it oğlu it...
-----
Bardan içeri girdiğimizde uzun koridoru geçmemiz gerekiyordu önce. Normalde burada yiyişen çiftler olurdu ama bomboş olduğunu görünce bir şaşırmıştım."Lan, niye kimse yok?" Hayretle sorduğumda Devrim omuz silkti "Bilmem." Bu hiç hayra alamet değildi ama hayırlısı diyerek ilerlemeye devam ettim. Koridorun sonuna geldiğimizde Devrim birden önüme geçerek duraksadı, kaşlarımı çattım "Hayırdır?"
"Hayır gülüm, hayır." Diyerek beni kolumdan tuttu ve içeriye soktu. Karanlık oda yüzünden tırsarken birden ışıkların açılmasıyla donakaldım. "Hassiktir!" Tanıdığım herkes buradaydı, okuldaki herkes! Devrim nereden çıkardığını bilmediğim konfetiyi başımın üzerinde patlattığında "İyi ki doğdun yavrum!" Diye bağırdı. Herkes ona uyum sağlayarak doğum günümü kutlamaya başladığında duygulanmıştım anasını satayım.
"Ulan Devrim..." Bunu söylediğimde kollarını açarak bana sımsıkı sarıldı, bende onu sardığımda mal gibi gözlerim dolmuştu yine. "Seni çok seviyorum lan!" Karşılıklı yine sevgi topu gibi konuştuğumuzda ayrıldık, çünkü sırada daha çok kişi vardı bekleyen.
Gözlerim aralarından sadece bir kişiyi arıyordu, neredeydi bu çocuk?
"Vay yenge, çok güzel olmuşsun!" Cenk yine tüm sempatikliği içe konuştuğunda kafasına şaplak yemesiyle acıyla inledi. "Yavşama lan, kutla geç." Ve günün adamı gelmişti, Doğukan gülümseyerek yüzüme baktığında heyecanlanmıştım. Baştan aşağıya beni süzdüğünde dudaklarından fırlayan küfürü duyabiliyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
10 NUMARA | BxB
Teen FictionDogukan58: Kafam güzel, her zaman güzel, sen daha güzelsin ama. Texting/Düz yazı Not: +18 ve bir o kadar da kekoluk içerikli bir gay kitabıdır.