10 NUMARA | BxB

21 (Akif & Devrim)

Devrim'in ağzından*
Fantezi ögeleri ve tahrik edici sahneler olacak.

Akif'in arabasına bineli birkaç dakika olmuştu ve bu geçen dakikalar boyunca bakışlarımla yemiştim adamı. Direksiyonu tutan eline kadar incelemediğim bir yeri kalmamıştı. Hayatınızda bu kadar yakışıklı bir fizik hocası gördüğünüzü sanmam. Üstelik henüz 28 yaşındaydı, zekâ desen vardı, ayrıca aramızda on yaş olması bir sorun teşkil etmiyordu.

Kulaklarıma Arel'in kızgın sesi dolduğunda yüzümü buruşturdum. Her yerde karşıma çıkıyordu mal herif. Derin bir nefes alarak ellerimi kucağımda birleştirdiğimde onun sesini duydum. "Gözlerinle iyi yedin." Gülümseyerek ona doğru döndüm "Sende bu kadar yakışıklı olma?" Arsız arsız konuşmaya devam ettiğimde saniyelik olarak bana çevirdi bakışlarını. Gözlerimiz kesiştiğinde alt dudağımı ısırarak ona doğru uzandım. "Kucağına kafamı koyabilir miyim?"

Derin bir nefes alarak bakışlarını yine yola çevirdi. Bu izin verdiğini gösteriyordu, artık hareketlerinden tanıyordum onu. Yavaşça başımı kucağına uzattığımda kafamı ona doğru döndürdüm, amacım malûm bölgesine yakın olmaktı aslında. Sıcak nefesim hemen önünde belli olan yere çarptığında yutkunarak kumaşın üzerinden bir öpücük kondurdum. "Rahat dur." Sert sesini duyduğumda umursamadan ardı adına öpmeye başladım. Direksiyonda olmayan elini ağzıma doğru uzattığında hızla dudaklarımı uzatarak bir parmağını kavradım ve emmeye başladım.

"Deli ediyorsun beni." Kendisi beni deli ediyordu asıl. Normalde uslu bir çocuktum ama onunla tanıştığımdan beri içimdeki babacık aşkı hat safhaya çıkmıştı. Ağzımın içindeki parmağı ön dişlerimle ısırdığımda araba ani bir şekilde fren yaptı. Sarsıldığımda diğer elini sırtıma koyarak düşmemi engelledi. "İniyoruz." Geldiğimizi anladığımda yattığım yerden doğrularak dudaklarına uzandım ve sulu bir öpücük kondurdum. "İnelim."

İkimizde indiğimizde apartmanın içerisine girerek yukarıya çıkmaya başladık. Bir yandan anahtarı çıkartarak diğer yandan da getirdiğim sırt çantasını taşıyordu. Kapıyı açtığında yana kayarak beni içeriye davet etti. Aceleyle eve girdiğimde peşimden girerek kapıyı kapattı. Ona doğru döndüm, siyah gömleği üzerindeydi. Tek kaşımı kaldırdım "Hafta sonunda gömlek giymek hiç senlik değil?" Bakışlarını hiç kaçırmadan gömleğinin kollarını sıvamaya başladı. "Bugün karşında öğretmenin var, Devrim."

"Doğru ya, özel ders veriyordunuz bana." Ona uyum sağlayarak konuştuğumda memnun olmuş bir şekilde gülümsedi. "Beni takip et." Kafasıyla bir işaret yaptığında hemen peşinden yürümeye başladım. Gittiğimiz yolun yatak odası olduğunu gördüğümde ellerimi tişörtümün kenarlarına götürerek sıktım. Bu eve taşındığından beri nadiren yatak odasına gidiyorduk. Genelde benim evime çağırıyordum onu. Kapıyı açtığında tekrar önden geçmem için yüzüme baktı. Dudaklarımı birbirine bastırarak içeriye girdiğimde gördüğüm loş ortam gözlerimi kısmama neden oldu.

Tek bir hamlede beni kucağına alırken sakin adımlarla yatağa doğru ilerlemeye başladı. Gözlerini bir an bile üzerimden çekmemesi hoşuma gitmeye başlamıştı, bana verdiği dikkati değerli hissettirmişti. Sırtım usulca yatak örtüsüyle buluştuğunda alttan bir bakış attım ona, iki elini kaldırarak saçlarımı geriye doğru yatırdı "Güzelliğini ortaya çıkart." Dış görünüşe önem veren biri olduğunu anlamıştım, güzel yüzü, güzel bedeni seviyordu. Onun ilgisini çekecek kadar güzel olduğumu biliyordum, kendime güvendiğim en güçlü tarafım da buydu.

Dudaklarıma doğru yaklaşarak önce alt dudağıma dişlerini geçirdi, ardından yumuşak etimi ısırarak zevkle emmeye başladı. Üst dudağı benim dudaklarıma girerken önce acemi bir şekilde emmeye başladım. Beni heyecanlandırdığı için yeni yetme bir çocuk gibi tepkiler veriyordum, bunun farkındaydı çünkü öperken arada sırıtıyordu. Bu sefer dolgun dudağına dişlerimi geçirdim, şimdi yavaş yavaş zevk almaya başlayabilirdi. Isırıklarımın arasına dili karıştığında bunu umursamayarak ağzımın içinde turlamasına izin verdim. Arada dillerimizi de emiyor, çıkan ıslak seslerin odada yankılanmasına izin veriyorduk.