10 NUMARA | BxB

44

Şuan bulunduğumuz duruma aşırı derecede gülesim geliyordu. Çünkü Özkan abiden bizi konser alanına götürmesini istemiştik, daha doğrusu Devrim rica etmişti. Doğukan ve ben arka koltukta otururken Devrim onun yanında oturuyordu. Hâlbuki kardeşi olarak Doğukan'ın oturması lazımdı. Ama Devrim koşarak ön koltuğu kaptığı için sabır dileyerek bakmıştık yüzüne...

"Şimdi biz sadece Batuflex için mi gidiyoruz?" Doğukan hiç konsere gitmediği için günlerdir başımın etini yiyordu. "Bir sürü DJ de olacak, eğleneceğiz yani Doğu." Erkeksi bir şekilde ayak bileğini dizinin üzerine atarak yayıldı iyice. "Tüm itler orada olur şimdi." Kendi kendine söylendiğinde gözlerimi devirdim. "Kekoların hepsi orada olur, arkadaşların yani." Bunu dediğimde Devrim ile hayvan gibi gülmeye başladık.

"Kahkaha tufanı amına koyayım!" Doğukan homurdandığında ona doğru yanaştım. "Geldi yine, kedi." Söylenerek bir kolunu bana sardığında gerçekten kedi gibi sokuldum göğsüne. Eli omzumu okşarken bakışlarımı ileriye doğru çevirdim ve Özkan abi ile göz göze geldiğimizde otomatik olarak yutkundum.

Hiç konuşmadan bakması korkunçtu. Sevgili olduğumuzu biliyordu, sanki öpüşmüştük ya? Gerçi konserde ben ne yapar eder öperdim, çünkü Batuflex konseri arkadaşlar. "Kıyafetlerim hakkında hiç yorum yapmadın?" Zaten fotoğrafını atmıştım ama yüzüme de yorum yapıp beni şımartması gerekiyordu.

"Fena değil." Cama bakarak konuştuğunda kaşlarımı çatarak karnından cimcikledim. Acıyla inleyerek bana döndüğünde "Ne yapıyorsun lan?" Diye söylendi. Omuz silktiğimde derin bir nefes verdi "İlla söyleteceksin, güzelsin işte." Bir zahmet söyle odun herif, karşında gavur var sanki. Ağzından cımbızla laf alıyoruz adamın.

"Peki ya benim kombinim?" Devrim yüksek sesle bize bakarak sorduğunda, tam ağzımı açmıştım ki şoför koltuğundan Özkan'ın sesi duyuldu. "Hiç giymeseydin ya, her yerin meydanda çünkü." Devrim kaşlarını hayretle kaldırarak eliyle kendini gösterdi "Benim mi meydanda?" Ardından bana doğru dönerek "Nerem meydanda Arel?" Diye sordu. Oğlum, bana böyle sorularla gelirsen senin ağzına sıçardım.

Sinsice sırıtarak konuştum "Kanka, bir kere pantolonunun her yeri yırtık. Gören demez mi yavrum köpek mi parçaladı?" Bana şaşkınlıkla baktığında dilimi çıkardım gizlice. "Arel ilk defa doğru konuştu, bir de buna para mı verdin sen?" Özkan abi durmadan laf sokmaya devam ediyordu. Hayırdır abicim, ne bu tavırlar falan?

"Ben kendim kesiyorum bir kere. Hem moda bu, sen anlamazsın!" Devrim kollarını göğsünde birleştirerek başını cama doğru çevirdi. Alınmıştı çocuğum ama trip atınca tatlı olduğu için bilerek sinir etmiştim. "Vay, cahil de olduk. Ne diyeyim, haklısın birader." Özkan bey, yangına körükle gitmesen mi acaba?

Araba ani bir frenle durduğumda ileriye doğru savruldum fakât Doğukan elini göğsüme koyarak beni tuttuğunda teşekkür edercesine yüzüne baktım. "Yavaş olsana abi!" Doğu, abisine söylendiğinde Özkan onu dinlemeden kapısını açtı ve dışarıya çıktı. "Neyi var bunun?" Anlamayarak sorduğumda Devrim de inerek kapıyı çarptı. Bu sefer Doğukan "Asıl bunun neyi var?" Diye sordu. Haklıydı, normalde Devrim her şeyi alaya alan biriydi ama ne hikmetse buna sinirlenmişti.

İkimizde indiğimizde Özkan abi sigara yakmış, konser alanın önünde bekliyordu. Devrim de trip atan eşler gibi kollarını asla göğsünden indirmiyordu. Bu hâlleri komik gelirken gülümsedim. "Neye gülüyorsun öyle?"

"Hiç, hoşuma gitti ikisi de." Elini omzuma atarak beni kendine çektiğinde birlikte yürümeye başladık. "Ne zaman başlayacak bu konser?"

"Ya, sana günlerdir bilgi veriyorum. Neden aklında tutmuyorsun?" Sitemle söylendiğimde alt dudağını ısırarak gülümsedi. "Seni sinir etmek hoşuma gidiyor." Pezevenk işte, ama yakışıklı bir pezevenk...