HİÇ KİMSE'LERDEN BİRİ.

4 1 0
                                    

23.kısım

🌹


''His bu, değişir, gelişir, küçülür, büyür, anlam kazanır veya anlam kaybeder: Ölür ya da ölmez, bazen sessizdir çoğu zaman sesli. Nasıl böyle bir şeye kapılıp, inanır ki insan?''

Söylediği her kelimede sağ elinin bileğini kırmış, sağa sola yatıran adam kafasını da elinin hareketine uydurmuş bir sağa bir sola eğiyordu.

Nehla gözlerini kırpıştırdı. İki parmağı arasında çevirip durduğu kalemine dalmıştı gözleri. Hisler mi? 

''Bugün ölen hislerim için geldim doktor.'' Nehla kaşlarını indirip kaldırdı. 

Adamın üzerindeki gömleğin üç düğmesi açıktı. Kolundaki pahalı saatte vuran bir parça güneş kızın gözüne aldı. 

''O zaman inançla alakasını kurmuş olmanız onu hala bir his yapar mı?''

Adam kadının yüzüne baktı. Güzel yüz hatları saklıydı. Saçları açık yüzü nasıldır diye düşündü. Acaba çoğu kişi örtülü birine bakıca, böyle şeyler düşünür müydü? Neyse. Bunun inançla alakası hiç yok muydu? 

''Hiç alakası yok denemez diyorum diyelim. O kısmıyla ilgileniyorum.''

Kadın kafasını aşşağı yukar aheste aheste salladı. ''Anlıyorum.''

''Siz inanmadığınız ama hissetiğiniz hangi hissi yaşıyorsunuz.?'' Adam kadının masasına doğru merakla eğilmişti. Yüzünü inceliyordu. Nehla kaşlarını çatar gibi olsada yapmadı. Geriye doğru yaslanırken koltuğu sallandı. 

Adamın eksik bazı hisleri mi vardı? Kendini konuşmaya gelmesine rağmen kaçıyordu bundan. Tüm algıyı masanın rütbeli kısmında oturan kadına döndürmeye çabalıyordu. Tamam ,ona destek çıkacaktı.

''Neye inanmak isterseniz? Yokluğundan bahsedip, bendeki varlığını sorguladığınız bir şey sonuçta.''

Adamın dudakları havalandı. ''Ben uzun zamandır bir şekilde  bu devam eden yaşamı hissedemiyorum.'' Sesi kırgındı bir yere.

Kendine mi? Hayata mı? Bir insana mı?

Aniden değişen  bu tavrı ötekine nazaran daha gerçekti.  Nehla'nın tahminine göre kendineydi bu. 'Bir yaşamayı bile beceremedin! diyordu beden dili. Bu ülkede artık insan neden mutsuz olduğunu dahi bilemiyordu: belki çok fazla mutsuz olacağı konu olmasından. Biriktirdiklerini buraya taşır mıydı?

 ''Ya da böyle olduğuna inanıyorsunuz.''

''Size bir şeylere inanmadığımı söylüyorum!'' Bağırmıştı.

Adam gözlerini kıstı. 

''Siz bir şeyler hissediyor musunuz? Hangi zamanlar?''

Derin, sesli bir nefes aldı. Adam oturduğu koltukta geriye yaslanırken çok yavaştı hareketleri. 

''Kim, ne zaman ,nerede ve nasıl hisseder bunu.?''

Nehla istemeden, ve yanlışlıkla! sadece yağmurun ona amınsattığı o anılara daldı.

''Hissetmek için neye, kime ihtiyacım vardır?'' İç çekti adam. Ellerini kucağına koydu.

Nehla adamın duyguların isimlerini iyi bilirken, onları hissedememesini anlamlandıramadı önce. Neydi ki bu adamın hikayesi?

''İnsanlardan nefret ediyorum.''dedi. Gözlerini Nehla'ya döndürürken öfkeli ya da kinli değildi. ''Sizdende.''

Ama maalesef, dolaylı ya da dolaysız insan insandan daima sorumluydu.

SENVERENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin