SENVERENİM

GÜLYABANİ.

Indila / love story

🕊️

1.kısım

📌15.646 intihar kodu.
Cellat düğümü.

Saat : 04.25 📌

Geceyi sabaha bağlayan o aydın karanlıkta, (06 AAS 1562) plakalı aracı izleyen 6 adam, çok sessiz ve dikkatliydi. Şu anda sessizlik bile sesli kalmıştı yanlarında.

Ahsen, yüz üstü yatarken göğsüne baskı yapan kayaya biraz daha bastırdı göğsünü. Sağ elinin sıkıca kavradığı silahın kabzası soğuk ve sertti. Kabzanın hemen sol köşesinde ise, yan yana duran 'A' harfi ve ay yıldız simgesini örtmüştü eli.

Bu silah her parçasıyla ona aitti.

Aniden, "Ne bu, 'Ananı Avradını Sikerim' mi?" dedi Ahsen'in hemen ayak ucunda diz çökerek, radar gibi saniyede bir, bir sağa bir sola dönen Sadettin. Cümlesinin tonlamalarına dikkat ederken bir şair gibiydi. Adamın durmadan yaptığı ve bir robotu andıran hareketi ise, belden yukarısını onun bir parçası değilmiş gibi gösteriyordu.

Elindeki çift namlulu silah ise mat siyah rengindeydi. Silahın el yapımı altın kabzası ise, silahın Sadettin'e ait olduğunun bir kanıtıydı. Bu silahı diğer silahlardan ayıran özelliği, çift namlulu oluşu ve bitmek bilmeyen seri atışlarıydı. Hemen dibinde, ona sırtını veren, Erzurumlu çırak ise, "Hah şunu bileydin bilader." dedi, "Bu, bu şerefsizlere özel plaka."
Göz kırpmıştı adam.

Sadettin sırıtırken, ona saniyelik bir bakış atıp, hafifçe sırtını oynatarak dostunu itekledi.

"Allah'a seni çarpması için dua edeceğim sado." dedi hemen, Ahsen'in çaprazında eğilerek elindeki 14'lüyü ileriye hizalamış, gözlerini arabanın
10m uzağındaki evden hiç ayırmayan Seyfullah.

Ahsen gözünü tetikten ayırmadan evin kapısından çıkan adamın sol sakağına hizaladı merceği. O, mükemmel bir keskin nişancıydı.

Bir an için sol ve sağ dudağının kenarı aynı anda havaya kalkarken, o çukurlar ortaya çıktı. Bunlar annesinin bir yadigarıydı ona. Gamzelerine gecenin karanlığı dolarken, genç adam sol ayağını kaldırıp Sadettin'in kucağına koydu. Bu her operasyonda olan bir şeydi.

Sadettin, "Üf çek şu bok ayağını. Her seferinde aynı şey, vuracaksan vur şerefsizi işte." dedi.

Elyasa sağ eliyle sıkıca tutuğu altın kaplama silahı arabanın tekerleğine hizalarken, Seyfullah'ın az önceki lafına hitaben, "Senin gibilerin duası tutsa gökten kemik yağardı." dedi. Bu dostunu sevme şekliydi onun. Seyfullah, yüzüne vuran rüzgar ile gözlerini kısarken, ilerideki ağaçların arasında beliren o karaltıya hizaladı silahını.

"dua sız köpek olmaktan iyidir." dedi. Bu 'dua sız köpekler' cümlesindeki silah doğrulttukları teröristlerdi.

"Hem ne demişler; kadına dua, adama cuma yakışır." dedi Seyfullah diz çöktüğü dizini yere bastırırken.

Elyasa bir an için Ahsen'e bakıp, yine önüne döndü. Bunu o kadar hızlı yapmıştı ki yerdeki gölgesi takip edemedi adamı.

"Kadın demişken," dedi ve sırıttı hemen sonra Elyasa, "Senin ki yine belirmesin burada Ahsen." diye demiş bulundu.

Herkes, 'Seninkinin' o kız olduğunu biliyordu.