"Jisung ah." Minho, yanında yatan Jisung'u hafifçe salladı.
"Hımm...?" Jisung gözlerini açtı ve Minho'ya baktı.
"Kalkmalıyız, hazırlanmalıyız. Bir buçuk saat sonra evden çıkıyoruz."
"Peki." Jisung mırıldandı ve yatakta doğrduldu.
Minho da yataktan çıktı. Jisung'un odasının kapısını açtı ve yan taraftaki kendi odasına yürüdü. Minho dişlerini fırçaladı ve 10 dakikalık bir duş aldı. Jisungla artık ortaktı kıyafetleri isteyen istediği kıyafeti alıp giyiyordu,çoğunlukla Jisungun kıyafetlerini seviyordu. Minho, belinde bir havluyla Jisung'un odasına geri döndü. İçeri girdiğinde Jisung orada değildi. Minho banyoda olduğunu sandı.
"Gardırobundan kıyafet alıyorum haberin olsun." Minho sesini Jisung'un duyabilmesi için yükseltti.
"tamamm." sesi banyodan duyuldu."Rahat bir şeyler gitmeyi unutma "diye tekrar bağırdı.
Minho bir çift gri eşofman ve beyaz bir kapşonlu aldı. Yatak odasına geri döndü.Giyinip son kez odasını kontrol etti unutttuğu bir şey olmasın diye. Minho'nun fazla eşyası yoktu zaten, bu yüzden büyük bir bavul hazırlamamıştı.
Jisung ise gri bir eşofman ve koyu yeşil kapşonlu geçirdi üstüne. bir gün önce Minho ve kendisi için büyük mavi bir bavula bir sürü kıyafet koymuştu.
Aşağı Minhoyla beraber indiğinde annesinin mutfakta olduğunu gördü.
"Günaydın. Kahvaltıyı hazırlamayı neredeyse bitirdim." Bayan Han, meyveli pankek yaptığını söyledi.
"Sie yardım edeyim." dedi Minho.
Bay Han, 2 büyük bavulla yatak odasından çıktı. Ebeveynlerin her biri için bir siyah ve bir beyaz birer bavul.
"Günaydın MinHo." dedi Bay Han."Günaydın." Minho yanıtladı.
Etrafına baktığında Jisungun ortadan kaybolduğunu farketti"Jisung'u kontrol edeceğim."
"Tamam." dedi Bayan Han.
Minho ayağa kalktı ve yukarı, Jisung'un odasına koştu. Jisung'un kapalı olan banyo kapısına doğru yürüdü ve kapıyı çaldı.
"Jisung? İyi misin?"
Bir kaç hışırtı dışında hiçbir tepki yoktu.
"Jisung..?"
"B-ben birazdan çıkacağım. bekle." Jisung sonunda cevap verdi.
"Ağlıyor musun?" Minho kaşlarını çattı.
Banyonun kapısını açtarak içeri girdi. Jisung yerde bacaklarını kendine doğru çekmiş ağlıyordu.Okadar ufacık gözüküyorduki uzaktan baktığında kısa zamanda ne kadar kilo verdiğini farketti.
"Jisung.." Minho kaşlarını daha da çattı ve Jisung'un önüne gelip Onu kaldırıp kucağına oturttu.
"Daha fazla ağlama lütfen bebeğim.Kendini çok yıprattın kardeşin seni böyle görse çok üzülürdü emin ol." Minho ona sarıldı.
"Deniyorum ama olmuyor aklımdan çıkmıyor.." Jisung yumuşak bir şekilde sızlandı.
"Haydi kalk yemek yiyip enerji toplamalıyız. Cenaze için gidiyor olsakta, Üzücü bir zaman olsa da yine de keşfetmenin keyfini çıkarmanı istiyorum.Ben yanında olacağım." Minho yanağını okşayıp öpücük kondurdu ve Jisung'a gülümsedi."Evet haklısın iyi olacağım artık,kardeşimi üzmeyeceğim daha fazla hem o bizi her zaman görüyordur dimi." Jisung gözyaşlarını sildi.
"Evet kardeşin hep bizim yanımızda bebeğim.Hadi yemek yiyelim. Uçuş sırasında tekrar uyuyabiliriz, tamam mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
School (Minsung)
Teen FictionOkulun en zeki ve en tatlı çocuğu en kötüsüne aşık olduğunda ne olur?Acaba en kötüsü gerçekten de kötü mü ? İlk bölümler sıkıcı olabilir sonradan hikaye oturuyor.Sinir bozucu bir hikaye ama sevildi. İngilizce hikayeden çeviridir ama birebir aynısı d...