Jisung birkaç saat sonra uyandı ve öncekinden çok daha iyi hissetti. Battaniyeyi üzerinden çekip oturdu. Telefonunu eline aldı ve kilidini açtı.Mesajları ve aramaları görünce kendi kendine küfürler etti. Arkadaşlarına haber vermediği gelmişti aklına.
[Avustralyalı]
Jisung:Merhaba ben üzgünüm size haber veremedim.Biraz hasta hissediyorum ama endişelenmenize gerek yok şuan iyiyim ilaç aldım. 😔 Dün gece anahtarımı almadığımı farkettim içeri giremediğim için dışarıda uyumak zorunda kaldım ve sanırım üşüttüm ama yarın okula geleceğim.Avustralyalı:Ahh tanrım jisung hangi akılla dışarıda uyudun üstelik üstünde ıslaktı, biz çok endişelendik! Minho bile yanımıza gelip seni sordu.Ama aynı zamanda ödevin ve bugün aldığımız bazı notlar da var.
Jisung: minho? neden minho beni sordu? ve teşekkürler notlar için.Avustralyalı:"endişeli" olup olmadığını bilmiyorum ama bize nerede olduğunu bilip bilmediğimizi sordu 😄 bizde sana ulaşamadığımızı söyledik.
Jisung: İnanamıyorum!! Ahh her neyse sen ve Seungmin okul çıkışı bana gelin.
" Seungmin!" Felix sıra arkadaşına fısıldadı.
"Efendim?"
"Jisung kaçırılmamış, ama daha kötüsğ hastalanmış evde dinleniyormuş.""Tamam." dedi Seungmin ve dikkatini tekrar öğretmenine çevirdi.
Okulda zil çaldı..Herkes ayaklanmaya çalışırken öğrentmen herkesin geri oturmasını istedi."Jeongin!" Öğretmen seslendi.
" evet!?" Jeongin yanıtladı.
"Bu kağıtları dağıtın. Pekala millet, YARIN bitirmeniz gereken 4 sayfa matematik ödeviniz var. Bitirmezseniz, bir saat ceza alırsınız. Kağıtlarınızı aldığınızda çıkabilirsiniz." Jeongin'e bir sürü kağıt verdi.
"Offff.. Diğer tüm derslerde zaten 5 sayfa ödevimiz var ve şimdi daha fazla ödev var! Ahhh!!!!!" diye bağırdı Felix.
"Daha fazla ödev ister misin Felix?" Öğretmen uyardı.
"H-Hayır!!! Üzgünüm!" Felix yanıtladı.
"Ezik." Seungmin güldü.
Jeongin tüm kağıtları dağıtmayı bitirdi ve herkes sınıftan ayrıldı.
"Oo! Jisung evine gelebileceğimizi söyledi. Gitmek ister misin?" diye sordu Felix.
"Hm. Sanırım gidebiliriz. Ama orada yürümemiz gerekecek ki bu sonsuza kadar sürebilir ama güzel olacak." Seungmin gülerek konuştu .Okuldan çıkıp ilerlemeye başladılar.
[Jisung]
Avustralyalı:Biz sana geliyoruz ama biraz zaman alacak. bizim de bir sürü ödevimiz var
Jisung: Tamamdır.. sanırım siz buraya geldiğinizde hemen ödevleri bitirmeliyiz.
Avustralyalı:Malesef🥲
Felix telefonu cebine atıp arkadaşına döndü .Öğleden sonra ders başlamadan önce Changbinle olan ufak bakışmalarını anlattı.Seungmin kahkaha atarak gülmeye başladı , Felixin son hareketi ona acayip komik gelmişti.
"Bu kadar cesaretli olacağını tahmin etmezdim.Yürek yemişsin resmen.Changbine el hareketi yaptın ve o sana sadece güldü öylemi? Ahh tanrım sanırım dünyanın sonu geliyor." Seungmin hala gülerek dalga geçiyordu.
"Bende şaşırdım dik dik bakmasını gözünğ öğretmen gelene kadar biraz olsun ayırmadı .Elim ayağımı nereye koyacağımı şaşırdım,çok heyecanlandım yaaa sence neden öyle bakmıştır ve ve ve bana gülümsedi inanabiliyor musun? Changbin!! Okulun karanlık soğuk kişisi."
Felix heyecanlı heyecanlı anlatmaya devam ediyordu.Muhabbet ederken kendilerini jisungun evinin önünde buldular.Zili çalıp açılmasını beklediler.
"Hoşgeldiniz içeri geçin.."
"Ah, ölü gibi görünüyorsun." dedi Seungmin.
"Ölü mü? Yani *öksürük öksürük* oldukça iyi hissediyorum.*" diye yanıtladı,hiç inandırıcı olamayan bir görüntüyle.
"Sesin iyi gelmiyor." dedi Felix ve güldü.
"Gelmemeliydik, şimdi hasta olacağız. Artık çok geç." dedi Seungmin. Felix ve Seungmin sırt çantalarını yere koydular ve ödevlerini çıkardılar.
"Pekala Jisung, seninkini aldım. İşte." dedi Felix ve ona büyük bir ev ödevi yığını verdi.
"NE!? Olmaz. Şaka yapıyorsun değil mi????? BU KADAR FAZLA MI??!!" Jisung inanamayarak bağırdı.
"Evet. Ve bunların hepsi yarına.""Ugh. Başım biraz ağrıyor ve şimdi bununla daha fazla strese girdim.." Jisung inledi.
"Hmm.. Endişelenme! Tüm ödevleri Seungmin ve ben yapacağız ve sen sadece bizimkilerden kopyalayacaksın, tamam mı? Ama tabii ki bunu açıkça belli etme." dedi Felix.
"NE?! Bunaizin vermiyorum!" Seungmin aynı fikirde değildi.
"Lütfen anne!" Jisung, Seungmin'e köpek yavrusu bakışları attı.
"Hayır!!."
"Lütfen Seungmin! O hasta.." Felix te Seungmin'e yavru köpek bakışları attı.
"Ayyy, her neyse. Ama Jisung, karşılığında bana bir şey yapmalısın!" dedi Seungmin.
"Tamam... *Öksürük* Ne istersin..?"
"Minho ve arkadaşlarına bizimle takılıp takılamayacağını sor hep beraber bir randevu ayarla."
"Huh!? Bu çok *Öksürük zor ve tuhaf!" Jisung içini çekti.
" Hehe, Changbin'e benim arkadaşım olmak isteyip istemediğini sormalısın!" dedi Felix.
"Neeee!! Öksürük* Ah tanrım.." dedi Jisung ve bir bardak su almak için mutfağa koştu.
"Tamam yapacağım.. Şimdi ödeve başla.."
"Yesss be!!" Seungmin ve Felix bir beşlik çaktı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
School (Minsung)
Teen FictionOkulun en zeki ve en tatlı çocuğu en kötüsüne aşık olduğunda ne olur?Acaba en kötüsü gerçekten de kötü mü ? İlk bölümler sıkıcı olabilir sonradan hikaye oturuyor.Sinir bozucu bir hikaye ama sevildi. İngilizce hikayeden çeviridir ama birebir aynısı d...