Jisung eve geldiğinde saat 11'i geçiyordu camlara baktığında içerde hiç bir lamba yanmıyordu.Ceplerini karıştırdığında anahtarının yanında olmadığını farketti. "SİKEYİM!! Nasıl unuturum anahtarımı" kendi kendine söylenerek evin bahçe kısmana geldi şansına belki arka kapı kilitli değildir diye düşündü."Lütfen Lütfen kilitli olma nolurr!!" Elini kapı koluna attı ve "SİKTİR!!! Neden bugün bu kadar şanssızım ya " sinirden ağlamak istiyordu.Zili çalsam evdekiler uyanacaktı çalmak istemedim veranda daki koltuğa kıvrılıp yatmayı düşündü. "Ahhhh leş gibi meyve suyu kokuyorum bu halde bu soğukta burada uyuyacağıma inanamıyorum.Kıçım donmuş bir şekilde burada donarak öleceğim!!" Söylene söylene uykuya teslim etti kendini.
"JISUNG!!!???" Bir ses Jisung'u uyandırdı.
"Ahhh belim!! Neredeyim ben?"
"Neden burada uyuyorsun?Dün gece kaçta geldin ve neden içeri girmedin. Tanrım jisung sen beni delirtecekmisin" annesi sinirli şekilde çıkıştı.
"Oh merhaba *öksürük* üzgünüm, anahtarlarım yoktu, bu yüzden burada uyumaya karar verdim. 11i geçiyordu içerde hiçbir ışık yoktu uyuduğunuzu düşündüm ve uyandırmak istemedim okadar soguk değildi gece anne merak etme. Hem açık havada uyumak okadar da kötü değil." Sahte sahte gülmeye çalışırken öksürmeye başladı ahh sanırım üşüttğm okadar da iyi değilmiş."Aman Tanrım! Aptal mısın han Neden bize söylemedin? Uyandırmak istemedim ne demek Şimdi öksürüyorsun! İyi misin tatlım?"
"İyiyim anne sorun yok merak etme."
Jisung'un annesi gözlerini devirdi ve alnına dokunmak için Jisung'a yaklaştı.
" Ateşin var han ne demek iyiyim. Ve yapış yapış.. Ne? Saçların neden yapış yapış ve neden meyve kokuyor..? VE BEKLE. O kapşonluyu nereden aldın? Senin böyle bir sweetin yok yeni mi aldın tanrım sen ne haltlar karıştırdın dün gece.."
"Sorularını sonra cevaplarım anne lütfen içeri girip yatağıma yatmak istiyorum. öksürük* bugün evde kalabilir miyim? Karnım da ağrıyor."
"Tamam bugün evde kalabilirsin, okulunu arayacağım. Zaten derse geç kalacaksın. İçeri gir ve duş al, biraz hap al ve biraz dinlen. Seni arada bir arayacağım kontrol etmek için. Şimdi işe gitmek zorundayım ,seni seviyorum tatlım kendini çok kötü hissedersen beni hemen ara "
"Güle güle." Jisung yavaşça ayağa kalktı ve başında keskin bir ağrı hissetti.Yavaşça evinin içine girdi ve kapıyı kilitledi.Hemen duşa girip dün gecenin pisliğinden kurtuldu.Mutfakta hızlıca bir şeyler atıştırıp ilaç içti.Son gücüyle yatağına ulaşıp uykuya bıraktı kendini.
[O esnada]
"Hey! Bugün Jisung'u gördün mü?" Felix, Seungmin'e sordu.
"Hayır"
"Nerede olduğunu biliyor musun?"
"Hayır"
"Kaçırıldı mı?"
"muhtemelen"
*Sessizlik*"Ona mesaj atacağım." dedi Felix mesaj göndermek için telefonunu çıkardı.
[Jisung 🐿️]Felix:hey neden bugün okulda değilsin [10:01'de teslim edildi]
Felix:Merhaba?
[Teslim edildi 10:09]
Felix: :( Jisung NERDESİN neden cevap vermiyorsun endişeleniyoruz. [Teslim edildi 10:21]" 20 dakikadır cevap vermedi. Muhtemelen kaçırıldı." Felix derince iç çekip söyledi.
"Haklısın. Gidip Minho'nun bir şey bilip bilmediğini soralım mı?" dedi Seungmin.
"Ne? İmkanı yok!" diye bağırdı .
" Sessiz ol! Dersin ortasında neden bu kadar yüksek sesle konuşuyorsun? Bizimle paylaşacak bir şeyin var mı?" Öğretmen döndü ve Felix ve Seungmin'e baktı.Felix'in yüzü kırmızıya döndü, "Hayır hanımefendi.. üzgünüm."
"Kendine gel ve sessiz ol!" Öğretmen derse geri dönmeden önce söyledi.
Ders bittikten sonra öğle yemeğiydi.
"Korkuyorum." dedi Felix.
"Neden? Bu kadar korkak olma."
"Yaah ozaman gidip sen sor madem bu kadar kolay,seni buradan oturup izleyeceğim. Haha" dedi Felix."Düşündüm de Minho ve arkadaşlarının yanına gitmemize gerek yok bence bilmiyordur."
"Neden?""Nedenini zaten biliyorsun!" Seungmin'in yüzü kızardı.
"Tamam tamam! Bekle, sanırım bu tarafa geliyorlar. Aman Tanrım, havalı davran!" Felix saçını geriye atarken, seksi görünmeye çalışarak fısıldadı.
"Merhaba." dedi Minho.
"Merhaba." dedi Seungmin.
"Merhaba." dedi Felix.
"Merhaba." dedi Hyunjin.
"Merhaba." dedi Changbin.
*Sessizlik*
"Buraya böyle dikilmeye mi geldiniz?." dedi Seungmin.
Minho gözlerini devirdi ve"Jisung'u gördün mü?" Sakince sordu."Hayır.Bizde sabahtan beri ona ulaşamıyoruz.Sen neden soruyorsun" dedi Seungmin.
"Sebep yok." dedi ve uzaklaştı yanlarından.
"Tamam bu çok saçma oldu." Seungmin yüzünü buruşturdu.
"En azından şimdi onlara sormak zorunda değiliz." dedi Felix . "Bence Minho, Jisung'dan hoşlanmaya başlıyor. Sencede öyle değil mi?"
"Saçmalama Felix! Oh! Öğle yemeği bitti. Hadi sınıfa dönelim, umarım Jisung'a ne olduğunu öğreniriz. Umarım kötü bir şey değildir." dedi Seungmin.
" tamam hadi kaldır poponu."
Sınıfa geçtiklerinde ,Minho sırasında dalgın bir şekilde oturduğunu farketti Felix.Sonra gözleri Changbine kaydığında göz göze geldiler "Ahh tanrım kalbim yerinden çıkacak" bir anlık heyecanla hızlıca önüne döndü.Heyecanlanmıştı hemde fazlasıyla.Bu nasıl olur nasıl ondan hoşlanabilirim aklıma bile gelmezdi bunca zamandır ufacık bir his bile hissetmemişti Changbine karşı şimdi ne olmuştu da değilmişti.Düşüncelerinden sıyrılıp göz ucuyla tekrar o tarafa baktığında hala Changbinin bana baktığını farkettim.Ahh neden hala buraya bakıyor, ne yapıcam bende mi dönsem ona.Hayır Hayır öyle yapamam.Ani bir cesaretle bedenimi Changbine doğdu çevirdim.Kafamı sallayıp elimi "Hayırdır ? " Der gibi salladım . Dudaklarımı ne bakıyorsun diyerek oynattım fazla sesimi çıkartmadan. O an kalbim deli gibi arsada dışardan bunu göstermemek için deli gibi kasmıştım kendimi.Benim hareketime karşılık sadece suratında alaycı bir gülüş belirdi, dudağı hafifçe yana kıvrıldı ve önüne döndü.O sırada da öğretmen içeri girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
School (Minsung)
Novela JuvenilOkulun en zeki ve en tatlı çocuğu en kötüsüne aşık olduğunda ne olur?Acaba en kötüsü gerçekten de kötü mü ? İlk bölümler sıkıcı olabilir sonradan hikaye oturuyor.Sinir bozucu bir hikaye ama sevildi. İngilizce hikayeden çeviridir ama birebir aynısı d...