34.Sürpriz

557 51 16
                                    

Otele geri dönmüşlerdi,uzun birgündü.Jisung hızlıca duşa girdi.Minhoda yatağa uzanıp onu beklemeye başlamıştı.Uzın bir süre geçmesine rağmen Jisung hala banyodan çıkmamıştı.Endişelenmeye başlamıştı.Kapıya tıklatıp "Jisung herşey yolunda mı?" Diye seslendi ama içeride su sesinden başka ses gelmiyordu.İyice endişelenmişti.Daha sert çaldı kapıyı ama hala ses vermiyordu Jisung.
"Tatlım iyi misin lütfen ses ver yoksa içeri gireceğim bak!" Diye bağırdı.Bir süre bekledi yine ses gelmiyordu.En sonunda kapıyı açıp banyoya girdi.Duşa kabinin buzlu camından Jisungun sülüetini görmüştü ama yerdeydi.Panik olmuştu hızlıca duşa kabinin kapısını açtı.Ama gördüğü yerde bacaklarını kendine çekmiş küçük bir top olmuş Jisung vardı, ağlıyordu.Kapıyı açmış olmasına rağmen bir kez olsun kafasını kaldırıp ona bakmamıştı.Minho suyu kapatıp yanına çöktü.Sımsıkı sarıldı "Geçecek bebeğim lütfen ağlama." Saçlarına öpücükler kondurup sımsıkıcı sarılıyordu.Jisungum hıçkırıklara daha da şiddetlenmişti.Minhoyu daha yeni farketmişti hızlıca boynuna sardı kollarını "Minho ben.. ben kalbimin acısını dindiremiyorum,canım çok acıyor,nasıl geçecek bu acı lütfen yardım et! Lütfen artık bu acı içimden gitsin!! Sen nasıl dayandın Minho,annenin acısına nasıl dayandın nasıl geçti lütfen söyle!" Sarsılarak ağlıyordu.Minhoda son cümleden sonra kendisini daha fazla tutamayıp gözlerinden yaşlar süzülmüştü.Saçlarını okşayarak konuşmaya başladı."Geçmiyor Jisung,hala canım acıyor annemin yaşamadığı aklıma geldikçe ama alışıyorsun inan bana alışıyorsun.Bu acıyla yaşamaya devam ediyorsun.Hafifleyecek güven bana.Ben yanındayım beraber aşacağız."
Jisungun yüzünü avuçlarının arasına alıp yüzünün her yerine öpücükler bırakıp havluya uzanıp Jisungu sardı.Kucağına alıp yatağa oturttu."Seni giydirmemi ister misin ?" çekinerek sormuştu.Şuan Jisung her an uyayacak gibi duruyordu çünkü.
"Ben hallederim sen biraz banyoda bekle."
Minho hızlıca banyoda üstünü değiştirdi.İçeri girdiğinde Jisung yatakta kafasına kadar çekmişti yorganı.Yorganı kaldırıp arkasına uzandı ,kollarını Jisunga sarıp yanağına tüy kadar hafif bir öpücük bıraktı.Gözlerini kapatmıştı ki Jisungun söylediği cümle gözlerini kocaman açmasına neden olmuştu.
"Seni çok seviyorum Minho,lütfen beni bırakma." Diye fısıldamıştı Jisung.
Minho kollarını dahada sıkılaştırıp konuştu"Seni böylesine çok severken nasıl bırakabilirim bebeğim.Birgün git desen bile gidemem senden."
O gece Jisung hem acıyı,hem üzüntüyü,hem de mutluluğu yaşıyordu.Kalbinde sevgiden dolayı hem büyük bir mutluluk vardı hemde kardeşinin kaybından dolayı büyük bir acı.
Ertesi gün ilk önce Jisung uyandı. Sabah 11e geliyordu. Jisung, Amerika'daki tüm zamanı boyunca temelde üzgün olduğu için bugün iyi bir gün geçirmek istedi.Bunca zamandır Minho ona destek olmuştu şimdi o bir şeyler yapması gerekiyormuş gibi hissetti.Minhoyu mutlu etmek istiyordu.

Minho'nun kollarındaydı, Jisung'un sırtı göğsüne dayalıydı. Şehirde hareket eden birçok arabanın bip sesi ve araçların sesi olmasına rağmen Minho'nun nefes aldığını duyabiliyordu. Minho'nun kollarında olmak harika bir duyguydu ama bütün günü birlikte geçirmek istiyorlarsa kalkmaları gerekiyordu. Jisung, Minho'nun elinden yavaşça kurtulmaya ve o hazırlanmayı bitirdikten sonra onu uyandırmaya karar verdi. Jisung yarı yoldayken Minho tutuşunu sıkılaştırdığında Jisung başarısız olduğunu anladı.

"Nereye gidiyorsun?" Minho konuştu.

"Hazırlanmalıyız, değil mi?" Jisung, Minho'nun kollarından kurtulmaya çalışırken konuştu.

"Henüz değil, biraz daha yatakta kalalım, sonra hazırlanalım."

"Tamam." dedi Jisung ve mücadeleyi bıraktı.
Bu sefer Minho'ya dönüktü. Kolunu Minho'ya doladı ve kafasını Minho'nun çenesinin altına gömdü.

"Bugün güzel bir gün geçirelim. Şehri keşfedelim ve eğlenelim."

"Bende öyle düşünmüştüm.." Jisung yanıtladı.

School (Minsung)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin