[Intro]

394 17 42
                                    


Yüzyıllar önce bir dağın eteklerinde kurulup bir kıtayı baştan sona ele geçiren bir krallık varmış. Bu krallık çok güçlü bir krallıkmış ve adından her yerde bahsettirirmiş. İlk olarak gücüyle ünlenmiş, sonrasındaysa içinde barındırdığı mistik bir varlıkla. Mortuus Letalis.

Savaşlar boyunca çok insan öldüğünden salgın hastalıklar nedeniyle küçük prenslikler yok olma eşiğine gelmiş, güçlü krallıksa tehdit altındaymış. Bu hastalık öyle betermiş ki ölülerini yaksalar bu sefer tozları havaya karışır yine insanlara bulaşırmış. Toprağa gömseler hasatlarına geçer onları bulurmuş. Kralın önünde fazla seçenek yokmuş, bu sebeple ülkesinin dağlarının derinliklerinde yaşayan gizemli varlıklarla anlaşmaya karar vermiş. Kendisine Mortuus Letalis ismini veren bu yaşam formları halk dilinde ''ölü yiyiciler'' ya da ''leşçiler'' olarak bilinirmiş. Susuzluklarını kan içerek giderir, ölü hayvanları veya insanları yiyerek beslenirlermiş. Çaresiz kalan kral dışarıdan bakıldığında insandan farklı olmayan mortuus letalislerle bir sözleşme yaparak savaşta ya da salgın hastalıkta ölen kim varsa yemelerini istemiş. İki taraf içinde karlı olan bu anlaşma hızlıca uygulamaya konulmuş.

Gel zaman git zaman ne o ölülerin bedenleri kalmış krallıkta ne de salgın hastalık. Savaşlar bitmiş, ülke barış dönemine geçiş yapmış. Her şeyin güzel gitmesi bir tek ölü yiyicileri rahatsız etmeye başlamış. Uzun yıllara yayılan bir süreçte mortuus letalisler evrim geçirmiş ve aç kaldıklarında canlı varlıkları öldürüp yemeye koyulmuşlar. Öyle ki işler çığırından çıkıp sıra insanlara bile gelmiş. Büyük bir katliamın ardındansa tüyleri diken diken eden bir sessizlik çökmüş...

Yüzyıllar boyunca ölü yiyiciler insanların arasında yaşamaya devam etmişler, bazıları kendi yemeğini kendi hazırlamış bazılarıysa hazırda olanı yemiş. Kimileriyse insanları yemeyi reddetmiş ve ölü yiyicilerin büyük çoğunluğu tarafından dışlanmış. Yine de aralarındaki bu geniş ayrımlara rağmen hiçbir ölü yiyici kolayca bir diğerini öldürememiş çünkü bir leşçi gibi görünen bu varlıklar güçlü mistik özelliklere sahipmiş. Ya da en azından seçkin olanları böyleymiş.

Kabul edin ya da etmeyin, onlar hala aramızda yaşıyorlar. Tıpkı benimde onlardan biri olmam gibi...

Ben kim miyim?

Huang Renjun. 


_____

Yazar Notları!!!

-İlk olarak kurguma hoşgeldiniz🤩 Bu kurguda sizleri neler bekliyor derseniz derin bağlılıklar, yalanlar, özbenlikle olan mücadele, bazı saplantılar, kan, ter, gözyaşı vs. Yazar hanım oldu mu şimdi böyle dediğinizi duyar gibiyim, tabiki de güzel bir aşk hikayesini de anlatıyorum yani aaa. Kötü sonları sevmeyen yazarınız en nihayetinde her şeyi tatlıya bağlar merak etmeyin ;)

-Gelelim bir sonraki nota, kurguyu zaten direkt yetişkine aldım asdjkfxhcj öpüşme partları her yerden fırlayacak türden eh sevişme sahnesi de yok değil şimdi. Tabi ne zaman, zamanı gelince😌 Kısacası siz her türlü olaya hazır olun bu ficte.

-Şimdi fantastik mi bu kurgu? Evet öyle, Renjun'un introsuyla konuya küçük bir giriş yaptım ancak ilerleyen bölümlerde bu ölü yiyiciler neymiş, özellikleri falan filan bunları daha detaylı olarak öğreneceksiniz. Bu mistik varlıkları kendim uydurdum ama şimdilik ghoulle vampir karması bir şey gibi düşünebilirsiniz, dediğim gibi haklarında bilgiler vereceğim kurgunun içinde.

-Son olarak uzun soluklu bir kurgu olduğunu belirtmek istiyorum. Yan çiftte yumark'ım🥰 Ben çok severek yazdım bu renhyuck kurgusunu umarım sizde seversiniz ve yorumlarınızı eksik etmezsiniz🥺💖

Heart of the Monster | RenHyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin