Ruhsuz

17 8 0
                                    

Dün akşam beni evlerin de misafir eden Zülal hanım, Çiğdem ve Kahraman'a minnettardım. Kahraman yanıma gelmek istemese akşamı dışarı da geçirmek zorunda kalacaktım.

Evlerinden çıkarken, Çiğdem ve Zülal hanımla vedalaştım. Zülal hanımı çok tanıma fırsatım olmamıştı. Ama bana evini açacak kadar cömert ve yardım sever bir insan olduğunu göz ardı edecek değilim.

Çiğdem ile arkadaşlığımız uzun yıllara dayalı değildi. Ama o, üzerim de onu yıllardır tanıyormuşum gibi bir izlenim bıraktı. Çok iyi bir sırdaş ve arkadaş oldu. Fransaya gitmeden neredeyse tüm sosyal medya hesaplarında etkileşim sağladık ki bağlarımızı ne kadar uzak olursak olalım kopmasın.

Evlerinden ayrılırken Kahraman da yanı başımdaydı. Her ne kadar kendim gidebilirim. Gerek yok desem de dinlememiş. İnatla beni, evime bırakmak istediğini söylemişti. Bunun üzerine ben de fazla üstelemedim.

Evden çok uzaklaşmamıştık.

İstemsizce ardıma baktım. Çiğdem hala kapıdan bizim gidişimizi izliyordu. Gözlerim doldu. Neden vedalar bu kadar zor ve acı olmak zorundaydı ki?

Kaçıp gittiğim eve geri dönmek...

Kesinlikle zor bir o kadar da acı verici.
Ama Kahraman haklıydı Fransa büyük bir fırsattı. Getireleri de göz ardı edilmeyecek kadar çoktu. Yeni bir dil, yeni insanlar, yeni yerler, kaliteli bir okul hayatı ve sonsuz sanat eserinin merkezi...

Bir de burada durup, Mert'in kinene tanık olmak daha çok yakacaktı canımı;

Bu yüzden ondan uzakta olmak alacağım en doğru kararlar arasında yer alıyor.

Birde tabi annemin son olaylarla bana düşman kesildiğinin farkındayım kalmak için diretirsem daha da düşmam kesilmesinden korkuyorum. İşte bu ve bunun gibi bir çok sebep yüzünde geri dönmüştüm.

Bir söz vardır. 'Akışı değiştiremiyorsan, bakışı değiştir.'  Değer verdiğim nadide sözlerden. İnsan anlamı büyük olgunluk gerektiren özel sözler yerleştirmeli hayat penceresine, çünkü bu ve bunun gibi değerli sözler sayesinde var olduğumuz hayatlar ya da kaderler katlanılabilir oluyor.

Saat sabahın 06.00' ydı kimseyi rahat uykusundan uyandırmak istemiyordum. Kapıda öylece dururken bakışlarımı, Kahraman' dan yana çevirdim.

Kahraman'ın evlerinden buraya kadar bana eşlik etmesi benim için çok değerliydi. Ona ve Çiğdem'e minnettarım. Bunca saçma olay da benim hep yanımda olmuş, bana destek çıkmışlardı.

Tekrar önümde duran kapıya baktım. Şu kapıdan içeriye girdiğim an hayatım tamamen değişecekti.

Kahraman'a ait olduğunu bildiğim ses gülerek "hadi girsene merak etme öldürmezler seni" dedi.

Ardıma baktım. "Öldürmezler evet , ama süründürürler." dedim.

Bunu söylerken gözlerimi devirip ona baktım. Gözlerinin dolduğunu görünce şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım.

PERÌODOSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin