Günün ilk ışıklarıyla birlikte uyandım. Daha doğrusu uyanmak için büyük bir mücadele içersine düştüm. 'Neden sabahları uyanmak bu kadar zor oluyor ki?' diye homurdanırken, güçlükle yataktan çıktım.
Banyoya doğru ilerledim, güzelce yüzümü yıkayıp, kendime gelmek için soğuk bir duş almaya karar verdim. Kıyafetlerimi çıkarıp suyun altına girdim. Bedenenime değen her bir su tanesine alışıncaya kadar, içimi titretir bir soğuklukta bana meydan okuyordu adeta. Ben ise inatla suyun altında kalabilmek için direniyordum. Sanki bir savaş içersindeydim ve bu savaşı kaybetmeye hiç niyetim yokmuş gibiydi.
Gül kokulu duş jelimi bolca kullanıp, kısa bir süre içinde banyodan çıktım.
Üzerime dolaptan seçtiğim rastgele bir pembe ekoseli eşofman takımını hızla giyindim. Yavaşça yatakta hala uyuyan Derin'in yanına oturup, saçlarını okşamaya başadım. Yavaş ve cılız bir ses tonuyla seslendim.
"Hadi uyan prenses"
Birkaç seslenmemden sonra güçlükle gözlerini açtı. Bana tip tip bakıp gözlerini odanın her yanında gezdirdi. Nerede olduğunu anlamaya çalışıyor gibi bir hali vardı.
Olduğu yerde oturup bana baktı. Eliyle başını kaşırken gözleri hala üzerimdeydi. Bana kızmış bir hali vardı.
"Hani yanımda olacaktın?" dedi sitemkâr bir ses tonuyla
"Yanındayım." demekle yetindim ne denirdi ki böyle bir durum da? Dün ne olduğunu bile bilmiyordum.
"Dün yine kavga ettiler ve sen yine yoktun!"
Gözleri buğulu bir halde hala beni izliyordu.
"Annemler mi?"
Başını aşağı yukarı sallarken, göz yaşları birer birer bırakmaya başladı kendini...
Annemlerin kavgalarına anlam veremiyorum sevmedikleri çocukları ben olmama rağmen birkez bile yanımda kavga etmediler seslerini bile yükseltmediler. Derin'in yanında açık bir şekilde neden kavga ederler ki?
"Söz veriyorum yanımdan hiç ayırmayacağım seni"
"Gerçekten mi?"
"Gerçekten"
Tatlış yanaklarını okşayıp ona kocaman sarıldım. Buna ihtiyacı olduğunu biliyordum. Kendimin de çocuk olduğunu unuttuğum tek yer Derin'in yanı. O yanımdayken daha farklı bir Pınar oluyorum. Korumacı,olgun, güçlü daha iyi bir Pınar...
Birkaç "ablacığım büyükler bazen böyle çocuk gibi oluyor" başlıklı pembe yalanlarla Derin'i sakinleştirmeyi başarmıştım.
"Hadi bakalım minik fare yüzüne yıka "
Yüzünü yıkayıp yanıma geldiği zaman odasına geçip güzelce üzerindeki kıyafetleri değiştirdim. Annem çoktan mutfağa geçmiş, kahvaltı hazırlıyordu.
Şaşırmıştım; birkez bile bizi uyandırmadan kahvaltı hazırlandığına şahit olmamıştım.
Evet, kesinlikle birşeyler yanlış gidiyordu. Kavgalar, bize olan tavırları, düşüncesiz hareketleri...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERÌODOS
RomanceÖz yurduna garip düşen, yüreğinin kamburuyla bir yaprak misali savrulan bir kızın hikayesi... Aile içinde ki uyumsuzluklar ve bitmek bilmeyen çatışmalar. Benliğinden uzaklaşma korkusu çeken bir kızın sevdası ile savaşı arasında verdiği büyük mücadel...