KARMAŞA

17 - Yılbaşı

Bölüm Şarkısı => Ellie Goulding - Beating Heart

"Bu elbiseyi giyersem en az kırk yaşında gösteririm." dedim yatağımın üzerine muhteşem görünen, kırmızı elbiseyi koyan üvey anneme.

"Ciddi ve olgun görünmen gerekiyor. Altına ne giyeceksin?"

Birkaç saniye düşündükten sonra "Altın sarısı babetlerimi?" diye sordum tam emin olamayarak.

"Olur." dedi. Topuklu giyemediğimi biliyordu. Özlem'in aldığı ayakkabıları bu önemli gecede deneme cesaretini gösteremeyecektim. Çağla Soydan "Dokuz gibi hazır ol." deyip odadan çıktı.

Yatağımın üzerinde duran mini, uzun kollu elbiseyle kısa bir süre bakıştıktan sonra hızla yatağın üzerinden alıp aynanın önüne geçtim ve elbiseyi üzerime tuttum. Tek kelimeyle muhteşemdi. Fazla kısaydı ama. Boyum kısa olduğu için bacak boyumu uzun gösterirdi. Hatta topuklu giymediğim için o kadar da kötü görünmezdim belki de.

Annem saat dokuz mu demişti? Saat simdi beşe geliyordu. Okuldan yeni gelmiştim ve akşam -her yılbaşında olduğu gibi- ortaklarımızla yeni yıla girecektik.

Yazılılardan dolayı fazlasıyla bitkindim. Şu an yatıp iki saat uyusam süper olurdu. Yedide kalkar ve hazırlanırdım. Zaten anca iki saatte hazırlanıyorum.

Planımı yaptıktan sonra elbiseyi çalışma masamın üzerine bıraktım. Ardından unutmadan Kezban'a yemini verdim.

"Naber kanka? Acıktın mı? Yavaş yavaş ye tamam mı? Kilo alırsın sonra. Senin canın mı sıkkın? Her zamankinden daha uyuşuk görünüyorsun. Ben canım sıkkın olduğu zamanlarda müzik dinlerim. Sıkkın olmadığı zamanlarda da dinlerim. Boş bulduğum her vakitte dinlerim aslında. Müzik ruhun gıdasıdır Kezo. Hem ruhunu hem de karnını doyurmak ister misin? Dün bankadaki paramdan çekip Z3 aldım, deneyelim mi?"

Cebimdeki Z3'ü çıkarıp şarkı açtım ve fanusun bir köşesine soktum. Kezban her zamanki gibi ürkmüştü ve hemen fanusun diğer tarafına kaçtı. Şarkıyı mı beğenmemişti ki? Acaba ne tür müzik severdi?

En doğru kararın saçmalamayı kesip uyumak olduğuna karar vererek yatağa girdim.

Planıma göre yarım saat daha geç uyandım. Evet plan yapıp kaç saat uyuyacağımı falan hesaplıyorum. Birkaç saatlik uykularda kabus görmüyordum ve yorgunluğumu atmak için idealdi.

Yüzümü yıkadıktan sonra hızla elbiseyi üzerime geçirdim. Bu biraz zor olmuştu çünkü elbise fazla dardı. Yuvarlak yakası vardı ve gerçekten güzel görünüyordum.

Babetlerimi giyip, saçımı taradım. Ardından bir saat boyunca saçlarımı düzleştirdim. Düzleştiriciyi bıraktığımda elim uyuşmuştu ama uzun saçlarım müthiş görünüyordu. Yüzüme sivilcelerimi kapatması umuduyla hafif fondöten ve rimel sürdüm. Üzerimdeki elbiseye uygun kırmızı rujum yoktu. Nar çiçeği rengindeki parlak rujumun üzerine vişneli, simli parlatıcımı sürdüm. Bazen bu şekilde rujlarımı karıştırmak işe yarıyordu. Üzerime montumu ve çiçekli kol çantamı aldım.

Aşağı indiğimde herkesin beni beklediğini anlamam zor olmadı. Açelya kollarını birleştirmiş sabırsızlanarak ayağını yere vuruyordu. Beni gördüklerinde şükredercesine derin bir nefes alıp kapıdan çıktılar. Görkem arabaya binmemiz için bize kapıyı açtığında özellikle benden tarafa bakmamaya çalışıyordu. Hala benimle konuşmuyordu ve ben yeni yıla onunla dargın girmek istemiyorum.

Babam Görkem'e seslenip "Yanına birkaç kişi alıp diğer arabayla bizi takip et." dedi. Gören de Amerika başkanı Türkiye'ye yemek yemeye geldi sanır. Altı üstü bir restorana gideceğiz.