20 - Seni Seviyorum

472 14 15
                                    

  Bölüm Şarkısı -> Yalın - En Mükemmel Misafirim

    Kaan

   Çok korktum. Tüm gece ağlamış ve en sonunda uyuyakalmıştı. Siktiğim herif ona silah doğrulttuğunda, tabancamın ucuna elini dayadığında ve tarantulaları görüp korkudan bayılınca da böyle korktuğumu hatırlıyorum. Aklımı kaçıracağımı düşündürtecek kadar korkuttu beni. Ne yapacağımı bilemedim. Çok fazla ağladı. Sarsılarak, hırpalanarak. Kriz geçirmişti galiba. Neden böyle ağladığını merak ediyorum. Ne için? Ya da kimin için? Belki de Selim'in bu gece söyledikleri için ağlamıştır. Bunun ihtimali gözümü korkutuyor.

   Arzu'yu kıskanıyorum. Yanında herhangi bir erkek olduğunda deliriyorum. Bu gece tüm hücrelerimle kuskançlığı en yoğun kıvamında hissettim. Selim'in söyledikleri onu etkileyecek, aklını çelecek diye ödüm koptu. Arzu'ya aşıktı. Arzu'da görüp de ona tutulmama sebep olan ışığı o da fark etmişti. Geç olmuştu belki fark etmesi ama onlar sözlenecekti. Arzu bir zamanlar o çocuğu sevmişti. Evlenseler elbet yine severdi. Ah! Deli oluyorum! İleride başkasının yanında uyuyacak olma düşüncesine bile dayanamıyorum. Şu an başını omzuma koymuş, kollarını boynuma sarmış uyuyordu. Benim kollarımda uyuyordu, benimdi. Ve lanet Ömer de Arzu'yu seviyordu. O da Arzu'nun büyüsüne kapılmıştı. Lanet olsun, her yerde ne kadar harika olduğunu belli ediyor!

   Okula ilk geldiği gün, üzerime atladığında onu neden öptüğümü hala bilmiyorum. Sadece aralık dudakları onu öpmem için çağırmıştı. Onun o cesur hareketleri başımı döndürmüş ve hislerimin peşinden gitmiştim. Şimdi geldiğimiz nokta buydu. Oysa bu duruma gelene kadar çoğu şeyin üstesinden gelmiştik. Onu düşünürken bile cennetteymişim gibi hissediyorum. Onunla tekrar doğdum sanki. Garip hissettiriyor ama güzel bir gariplik. Güzel bir gariplik ne ya?

   Çok yumuşak kalpli olduğundan ufacık şeyler için bile ağlıyordu. Ağlamasına dayanamıyorum. Ağlaması şu hayatta nefret ettiklerim arasında ilk sırada yer alıyor. Onu üzgün görmek mahvediyor.

   Yüzümü saçlarına gömüp derin bir nefes aldım. Yanık mı kokuyor?

   Saçlarını düzleştirdiğini söylemişti. Oysa kabarık saçlarını daha çok seviyorum. Zaten siktiğim Selim gece boyu saçlarıyla oynamıştı. Ama benim güzelim, saçlarını düzleştirdiği bahanesini öne sürmüş ve Selim'in morarmasını sağlamıştı. Kollarımı etrafına sarıp sıkı sıkı sarıldım. Onu uyandırabilirdim ama bu, şu an umrumda değidi. Geri çekilip bu az ışıkta onu inceledim. Makyajı akmış ve gözlerinin etrafını siyaha boyamıştı. Partilerin sonunda Deniz'in orospuları da makyajları akmış vaziyette sızarlardı. Ancak karşımdaki görüntü onlardan çok uzaktı. Benim bebeğimin bu gece sinirleri boşalmış ve saatlerce hıçkırarak ağlamıştı. Ağlamak onu manevi olarak rahatlatıyordu. Fiziksel açıdan ise yorgun düşürmüştü.

   İçimdeki hisse anlam verememekle birlikte tarif de edemiyorum. O kollarımdayken içimde tatlı bir şeyler kabarıyor ve gülümsememe, iç çekmeme neden oluyor. Kollarımı vücudunda boşluk kalmayacak şekilde ona sarmak istiyorum. Onu sarıp sarmalamak ve kalbimin nasıl böyle hızlı atmasını sağladığını sormak istiyorum. Ona aşık mı oluyorum? Sanmıyorum. Aşk herkesin dilinde, herkesin gönlünde olan sıradan bir şey. Ona hislerim bu denli basit değil. Öyleyse bana tamamen yabancı gelen bu his ne? Adını koyamadığım, hiç böylesiyle karşılaşmadığım.

    Ona bir şey olacak diye aklım gidiyor. Bir masalda cadının tekinin bir prensesi kuleye kapattığını duymuştum. Masalı hatırlamıyorum fakat bu sahnenin varlığına eminim. İşte ben de şartlar el verse aynı şeyi yaparım. Onu bir kuleye kapatıp kimsenin görmesini engellerim. Başına bir şey gelmezdi. Kaçırılmazdı, ölümle burun buruna gelmezdi, keşlerle yarışa katılmazdı. Eğer kabul ederse onu gerçekten bir kuleye kapatabilirim. Yabanilik mi olur? Umrumda değil. Zaten kabul edeceğini sanmıyorum. Kule olması şart değil. Bu evden çıkmazdı. Onunla kalırdım.

KARMAŞAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin