Multimedya -> Deniz ♥♥
~Açelya~
Kızkardeşim kaçırıldı! Lanet olsun ya kızkardeşim şehrin en tehlikeli adamı tarafından kaçırıldı! Kim bilir şimdi nasıl? Eminim çok korkmuştur. Umarım o herif Arzu'ya bir şey yapmamıştır.
Arzu her zaman belayı bir mıknatıs gibi üzerine çeker. Galiba hayatında başına aldığı en büyük bela Kaan Özdemir oldu. O kendini okulun kralı sanan herifin Arzu'nun peşine düştüğünü biliyorum. Ama benim kardeşim dilini tutamayıp kendi kaşındı.
Gecenin bir yarısı oldu ve benim odamda ağlamaktan başka yapabileceğim bir şey yok! Ömer de yanımdaydı ve tüm odayı dağıtmıştı. Ömer'in tepkilerinden Ömer ve Arzu'nun arasında bir şey olduğunu anlamıştım. Yüksek ihtimalle çıkıyorlardı.
Arzu'yu görmek, iyi olduğunu bilmek istiyorum. Yine gelsin, odamın önünde bana gününü anlatsın istiyorum. Ben de kapının ardına çöküp onun anlattıklarını dinlerdim. Hep dinlemiştim. Ağlayarak dinlemiştim hem de. Ona yalan söylemiştim, canını acıtmak istemiştim.
O benim kardeşim değildi ama ona çok fazla değer veriyordum. O benim canımın parçasıydı. Arzu'nun öz kardeşim olmadığını öğrendiğimde yıkılmıştım. Onun hepimizi kandırdığını düşünmüştüm ve ondan nefret etmiştim. Ama olmuyordu. Onu görmezden gelmek benim de canımı acıtıyordu. Duygularımın her zaman zıttını yaşardım. Ona karşı her zaman kötüydüm. Onu umursamıyormuş gibi davranıyordum. Tek başına ve daha güçlü olmalıydı. Hayatı zordu. Hayatımız zordu. Anne ve babamın onu sevmesini kıskanıyordum, holdingin patronu olmasını kıskanıyordum. Ama şu an tek istediğim şey Arzu'nun eve dönmesiydi.
~Kaan~
Kafama çarpan şeyle gözlerimi açtım. Bu Arzu'nun ayağı mıydı?
Yavaşça yerimde doğrulduğumda Arzu'nun yatakta yer değiştirdiğini gördüm. Başı ayak ucumdaydı ve çok fazla hareket ediyordu.
Şaşkınca onu izlerken sayıkladığını duydum. Birden çığlık atmaya başladı. Uykusunda bağırıyordu. Kâbus görüyordu.
"Amca lütfen beni öldürme! Holding umrumda değil! Selim'le evleneceğim! Lütfen amca! İstanbul'a kaçacağım! Amcaaaaa!" diye bağırdığında onu sarsarak uyandırdım.
Gözlerini kırpıştırarak açtığında birkaç saniye etrafı süzerek kendine gelmeye çalıştı. Kulübenin içini aydınlatan tek ışık sobanın üstünden görünen alevlerdi. Bu küçücük ışıkta bile onun korkmuş ifadesini görebiliyordum.
"Öküz müsün ya?" dediğinde nefesimi rahatça dışarı vermiştim. Arzu kesinlikle kendine gelmişti.
"Kabus gördün aptal." dedim ifadesini inceleyerek.
"Hatırlamıyorum." dedi. Şaşkınca bana bakıyordu.
"Beni öldürme amca, Selim'le evleneceğim, İstanbul'a kaçacağım, holding umrumda değil dedin." dediğimde yüz ifadesi donmuştu. Gözleri dolmuştu ve dokunsam ağlayacakmış gibi görünüyordu.
"Hayır, demedim. Sana öyle gelmiştir." dedi yutkunarak.
"Evet, dedin." dediğimde tiremeye başladı. Yine sinir krizi geçirmesinden korkuyordum ama bu sefer korkudan titrediğini de biliyordum. Onun aksine her zaman iyi rol yapardım. Bu yüzden umursamamış gibi davranarak "Neyse ya, ne dediğin umrumda değil. Saçmalayıp durdun. Çok uykum var ve sadece uyumak istiyorum. Sayende kafamın tekmelenmesinden uyuyamadım. Sen ne cins bir kızsın böyle? Uyurken bile rahat durmuyorsun." dediğimde son söylediklerimi umursamayarak gülümsedi ve yatakta yer değiştirerek yanıma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMAŞA
ChickLit14 yaşındayken bir araba kazası geçirerek tüm bildiklerinin yalan olduğunu öğrenen Arzu şimdi 17 yaşındaydı. Evlatlık olduğunu öğrendiğinde ailesinin ondan yavaş yavaş uzaklaştığını görmüştü. Ya da kendisi mi onlardan uzaktı? Kendinden bir yaş büyük...