Multimedya => Arzu
Pazar günlerine bayıldığımı söylemiştim biliyorum ama insanın boş boş yatakta yatması muhteşem ötesi bir şeydi. Bugün iş de tatil. Oh mis.
Deniz'le okulda konuşmuştuk ve bu akşam Büşra'yla beni araba yarışına götürecekti. Araba yarışlarına bayılıyorum! Çoğu kişi bunu ergence ya da tehlikeli ya da yasadışı ya da gereksiz bulabilir ama bence çok zevkli. Selim'le çıktığımız zamanlar beni sıklıkla götürürdü. O arabayı kullandığında yanında dururdum ve Selim'i acayip gaza getirirdim. Hemen gaza gelirdi keriz ama o günlerimizi özlemiştim. Deniz'le konuşurken adrenaline ve hıza karşı tutkun olduğumu söylemiştim ve o da beni bu akşamki yarışa davet etmişti. Orada tek başıma kendimi yalnız hissedeceğim için Büşra'nın da gelmesini istemiştim.
Yarınki yazılı için biraz soru çözdükten sonra kendimi banyoya attım. Banyo yapmayı sevmeyen çizgi filmlerdeki karakterlerden farksızdım ama kokmamak adına, insanlık adına gidip banyo yapmalıydım. Yaptım da. Ama tam bir saat sürdü.
Üzerimi giyinip saçlarımı kuruttum. Ardından saçlarımı taradım ve düzleştirip omuzlarımın iki tarafında topladım. Babetlerimi de giydikten sonra kimseye görünmeden evden çıktım. Çünkü Aynur annem hayatta bu havada bu babetlerle dışarı göndermezdi.
Kayan beremi düzeltmeye çalışırken havalı bir arabanın önümde durmasıyla gülümseyerek arabaya bindim. Deniz her zamanki gibi harika görünüyordu. Şu an ciklet çiğnerkenki rahat hareketleri karanlık bakışlarına tamamen tersti. Karanlık işler yapıyordu Deniz de, ama öyle şebek hareketleri vardı ki insanın içi ısınıyordu ona karşı.
Deniz'le küçük bir selamlaşmadan sonra Büşra'nın bana verdiği adresi söyledim. Kısa sürede bahçesi renkli çiçeklerle süslü bir villanın önünde durmuştuk. Bahçenin kapısını kapatan Büşra dehşet görünüyordu. Yüksek bel, belinden bollaşan, mini bir etek giymişti. Onun üzerine giydiği siyah deri ceketinin önü açıktı ve çok hoş görünmesini sağlamıştı. Boynuna doladığı şalı soğuk havadan korunmak için olsa da donacağını hepimiz biliyorduk. Hemen kendini arka koltuğa attı. "Hava çok soğuk!" dediğinde gülümsedim.
"Sayende içimiz ısındı." dedim. Utanarak başını eğmişti. Bu kızı seviyorum yaa.
Hava karanlık ve saat sekizdi. Yarış onda başlayacaktı. Yarıştan sonra da belki bara gidebilirmişiz. Deniz eğlenceli biriydi ve benim şu sıralar kafamı dağıtmam gerekiyordu.
Şehrin bir köşesine, sahil kenarında bir yere geldik. Buradaki yol topraktı, arabaları yarış sırasında topraktan dolayı mahvolacaktı. Etrafta ellerinde meşalelerle dolaşan şortlu kızlar vardı. Yüzleri makyajdan neredeyse görünmüyordu. Arabadan indiğimde başımı yukarı kaldırarak gökyüzüne baktım. Çok fazla yıldız vardı ve buradaki yıldızlar çok daha parlaktı. Aynı gökyüzünün yıldızlarıydı, şehrin ışıkları olmadığı için kendilerini gösterebiliyorlardı. Havaya karışmış sigara dumanı açık havada olmamıza rağmen rahatsız ediciydi. Çok sayıda araba vardı ve arabaların aralarında çember şeklinde oturan gruplar dikkat çekiyordu. Bira şişelerini çemberin ortasında biriktiriyorlardı ve attıkları gür kahkahalar kulağıma dolduğunda gülümsemeden edemedim.
Deniz önde Büşra ve ben de arkada olmak üzere kalabalığa karıştık. Vücudum soğuk havaya alışırken duyduğum sesle arkamı döndüm.
Kıvırcık saçlı bir çocuk "Kraliçenin kardeşi de buradaymış!" dediğinde tek kaşımı kaldırarak çocuğu süzdüm. Tek kaş kaldırma olayını Açelya'dan öğrenmiştim. Bu hareket en çok ona yakışıyordu. Genelde kibirli bir havaya büründüğünde tek kaşını kaldırırdı. Onun çevresinde olduğum ve o genelde kibirli davrandığı için ben de nasiplenmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMAŞA
Genç Kız Edebiyatı14 yaşındayken bir araba kazası geçirerek tüm bildiklerinin yalan olduğunu öğrenen Arzu şimdi 17 yaşındaydı. Evlatlık olduğunu öğrendiğinde ailesinin ondan yavaş yavaş uzaklaştığını görmüştü. Ya da kendisi mi onlardan uzaktı? Kendinden bir yaş büyük...