-Kaan-
Tüm gecemi o kıvırcığa ve Arzu'ya duyduğum öfkemle geçirdim. Arzu kendisi söylemişti. O bir bursluydu ve ona burslulara davrandığım gibi davranmalıydım. Ömer'in o kızı koruması beni daha çok kışkırtıyordu.
Arzu Soydan'a Yılmaz Koleji'ne hoşgeldin süprizi yapmazsam olmazdı. Dün çok büyük bir hata yapmıştı. İnsan korkularını saklamalı, kimseye belli etmemeliydi. O tüm sınıfın önünde böceklerden korktuğunu söylemişti.
Çocuklardan birine 100 adet tarantula siparişi verdim. Hepsi zehirsiz ve zararsızdı. Amacım kızın gözünü korkutmaktı. Sürekli karşı gelen, isyankar bir yapısı vardı. Kim olursa olsun üstünlüğümü kabul etmeliydi.
İlk kez bir kızla uğraşacaktım. Kızlarla uğraşmak iğrençti. Bir sandalyeye oturtup elektrik veremezdim, yumruklarımı onlara karşı konuşturamazdım, yüzünde bıçak darbeleri bırakamazdım. Gerçekten işim zordu. Kız böceklerden korkuyordu. Benden değil de o ufak şeylerden. Madem böceklerden korkuyordu, aynı odada 100 tarantulayla kalmak ona yeterli bir ceza olurdu.
Tarantulaları gördüğünde kesin çığlık atardı. Hatta ağlardı belki.
Okula ilk geldiği gün onu ağlarken gördüğümde bir kez daha kendimden nefret etmiştim. O ağlayınca gözüm kararmıştı. Ağlamaması için onu deli gibi sarsmak istemiştim. Ağladığında yüzü buruşuyordu. Aynı zamanda gözleri ve yüzü kızarıyordu. Gözyaşları ise hızla yanaklarından süzülüyordu. Çok güzel ağlıyordu aslında ama yine de dünyadaki en kötü şey onun ağlaması gibi hissediyordum. Ağlamak fiziksel bir olaydı. İnsanın üzüntülerini dışa vurma şekliydi. O ağladığında boğuluyormuş gibi oluyordum, nefes alamıyordum.
Peki bu yaptığım onun ağlamasına değer miydi?
Siktir lan. O kim oluyordu ki? Diğer insanlardan bir farkı yoktu. Sadece seneye Soydan Holding'in başına geçecekti. Enes Soydan neden Arzu on sekiz yaşını doldurduğunda holdingi ona bırakacaktı? Bu işte bir terslik vardı. O kızda ters giden bir şeyler vardı.
Sürekli Arzu'nun davranışları beni hazırlıksız yakalıyordu. Verdiği tepkiler hiçbir zaman beklediğim gibi olmuyordu. O iyi biriydi. Dünyada iyi insanlar çok azdı. Masumdu. Mutlu değildi. Nedenini bilmiyorum ama sınıf ayrımını sevmediğini söylemişti. Zengin olmaktan mutsuz muydu? Zengin olmayı sevmiyor muydu? Dediğim gibi kız garipti.
Dün giydiği topuklu ayakkabılarıyla yürüyemiyordu. Hırslı bir kızdı. Her şeyi başarmak istiyordu. Ayrıca kıskançtı. Başkalarının yaptıkları şeyi yapamadığı için kıskanıyordu. Ama kötü niyetli değildi. Onu tanımaya başlıyordum. O farklıydı. Diğer kızlar gibi değildi. Diğer insanlar gibi değil... O Arzu Soydan'dı. Gizlediği şeyler vardı ve bunları öğrenmek istiyordum.
Dün ona çelme takmıştım. O ayakkabılarla kolayca düşeceğini biliyordum. Ona sinirlenmiştim. Ömer'le gittiği için kızmıştım. Dizi kanamıştı. Küçük bir düşmeyle dizi kanamıştı. Canı acımış olmalıydı. O küçük bir kız çocuğuydu. Hayatında kaç kere düşmüştür? Her seferinde birileri kaldırmış olmalıydı. O kendini güçlü zannediyordu. Dünyada neler olduğunu bilmiyordu? Hiçbir zorlukla karşılaşmadığı için tüm zorlukların üstesinden gelebileceğini düşünüyordu. Oysa o kadar güçsüzdü ki! Zayıf ve kırılgandı.
Ömer Arzu'yu bileğinden çekiştirerek götürdüğünde sinirlerimi toplamaya çalışarak yerdeki kan lekesine baktım. Şimdi bile yapacaklarımdan emin değilim. Bu kıza karşı garip hislerim var ve bu şekilde hissetmek istemiyorum. Kızı kendimden uzaklaştırmalıyım. Ona da diğerlerine davrandığım gibi davranmalıyım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMAŞA
Literatura Feminina14 yaşındayken bir araba kazası geçirerek tüm bildiklerinin yalan olduğunu öğrenen Arzu şimdi 17 yaşındaydı. Evlatlık olduğunu öğrendiğinde ailesinin ondan yavaş yavaş uzaklaştığını görmüştü. Ya da kendisi mi onlardan uzaktı? Kendinden bir yaş büyük...