KARMAŞA

19 - Lades

   Playlist -> Gece - Yarım

   Büşra

   Arzu gittikten sonra bu akşam yeni tanıştığım insanların arasına karıştım. Bizim okuldan da birkaç kişi vardı ama çoğunluk üniversiteliydi. Gerçekten de birkaç kişiyle arkadaş olmuştum. Onlara güvenemeyeceğimi biliyordum. Sadece eğlenmek için onlarlaydım, tabii biraz da temkinliyim. Deniz'e bile güvenmiyorum. O olaydan sonra da güvenebileceğimi düşünmüyorum.

   Galiba tek güvenebildiğim kişi Arzu. Onlar bizim için bile kraliyet üyeleriydi. Özlem'i, Açelya Soydan'ı, Kaan Özdemir' i tanıyınca hepsinin kibirli ve züppe olduklarını düşünüyordum. Ama Arzu öyle değildi. Hatta Özlem ve Ömer Yılmaz da iyi insanlardı. Özlem'le de yakınlaşmıştık. Eray ve o da arkadaşım diyebildiğim kişilerdi. Hepsi Arzu sayesinde olmuştu. Okulda kimseyle arkadaş olmaya yeltenmemiştim çünkü arkadaş olarak seçmek istediğim kişiler değillerdi. Arzu'yu izlediğimdeyse onun ne kadar farklı ve doğal olduğunu gördüm. O aradığım kişiydi. Öyle de oldu zaten. Okuldaki yapmacık kızlarla arkadaş olmak yerine beni seçti. Ardından yeni ve oldukça garip bir grubun içinde buldum kendimi. Eray, Özlem, Arzu, Deniz ve hatta Kaan Özdemir'den oluşan bir arkadaş grubu. Kaan Özdemir'in ilk kez birini önemsediğine şahit olmuştum. Arzu'yu önemsiyordu ancak onunla arkadaşlık kurması kendisine yarar sağlıyor olmalıydı.

   Gözüm bir süre Batuhan'ı aradı. Benden hoşlandığını açıkça belirtmişti ve o gerçekten inanılmazdı. Mavi gözlü ve uzun boyluydu. Siyah saçları dağınıktı ve güleryüzlü, sempatik biriydi. Bana baktığında partide bana bakan diğer çocukların ahlaksız bakışları yerine değerli bir şeye bakıyormuş gibi bakıyordu. Erkut'la çıktığımda bile bana böyle bakmamıştı. İnsanlara zor güvenirdim. Zaten Erkut'la da uzun bir arkadaşlıktan sonra çıkmaya başlamıştık. Ama Batuhan'a hemen içim ısınmıştı. Çok yakışıklıydı ve ben bu çocuğu kaçırmaya hiç niyetli değilim.

   Kaan Özdemir elini yaraladıktan sonra oyun, havasını yitirmiş ve herkes dağılmıştı. Orada tanıştığım kızıl saçlı kızın yanına gidebilirdim. Yiyeceklerin olduğu masada oyundaki diğer çocuklarla konuşuyordu. O da iyi bir kızdı. Uzaktan gözlem yapınca kimin iyi kimin kötü olduğunu anlayabiliyordunuz. İyi olduklarına inandığım insanların yanında yer alıyordum. Aksi takdirde küçük bir kötülüğün altında ezilmekten korkuyorum. Ruhum güçlü değil ve ayakta kalmak istiyorsam kendimi korumalıyım.

   Kızıl saçlı kızın yanına gittim. Kahkahalarla bir şeyler anlatıyordu ve erkeklerin parıldayan gözlerini kendine hapsetmişti. Ama o, karşısında ona dik dik bakan kıskanç, iri çocuğa aşıktı. Çocuk kızı önemsemiyormuş gibi görünse de ağızlarının suyu akan çocukların hoşlandığı kızı süzmeleri kaslı ve damarlı kollarını daha fazla geriyor ve dişlerini sıktığı için tüm yüzü kıpkırmızı kesiliyordu. Kaan Özdemir her zamanki gibi kurnaz zekasını konuşturmuş, çocuğun kızıl saçlı kızdan hoşlandığını fark etmişti.

   Aralarına katılıp bir şeyler atıştırdım ama canım sıkıldı. Oradan uzaklaşıp etrafıma bakınırken gördüğüm manzarayla elim ayağım buz kesti sanki. Deniz, üzerinde kıyafet olmasa daha iyi olurmuş dediğimiz bir kızı duvarla arasına almış öpüyordu. Ama nasıl öpme? Bildiğin kızın dudaklarını sömürüyordu. Öylece donup onları izledim. Kız uzun ve ince bacağını denizin bacağının üzerine atmış ve elleri hızla Deniz'in sırtında dolaşıyordu. Midemin bulandığını hissettim. Daha geçen gün beni öpmüştü.

   Daha fazla karşımdaki manzarayı izlemek istemedim. Arkamı dönüp bir garson bulmak için bakındım. Bulduğumda gülümseyerek yanına gittim ve tuttuğu tepsiden bir kokteyl alıp içtim. Parti artık bitmek üzereydi ve bu yüzden içkilerin de kökü kurumuştu. Daha fazla içmek istemiyordum zaten. Acaba annemle babam eve gelmiş miydi? Büyük ihtimalle bana çok kızacak, hatta ceza vereceklerdi. Ama kimse aramamıştı. Omuz silkip bardaktaki sıvıyı içmeye başladım. Hafif müzik eşliğinde bacaklarımı hareket ettirirken birinin omzuma dokunduğunu hissettim. Arkamı dönüp işaret parmağıyla omzumu göçerten Batuhan'a gülümsedim.