Selam, Nasılsınız?Bölüme geçmeden önce yıldıza basarak oy vermeyi, satır aralarına yorum bırakmayı unutmayınız.
Beni profilimden takip ederek duyurulardan haberdar olabilir, profilimden instagram hesaplarına ulaşabilirsiniz.
Keyifli Okumalar❤️
BÖLÜM ÜÇ
"CEHENNEMİN KRALI"&&&
Karanlık semâya merdivenini çoktan dayamış, gece dışarıda dolaşıyordu. Gökte çakan şimşekler kimini rahatsız ediyor kiminin ise içini döküyordu. Bulutlar ağlayıp ağlamamak arasında gidip geliyordu.
Dışarıdaki rüzgarın uğultusu insanın içini ürpertecek cinstendi. Günahları fısıldarcasına sessiz sessiz esip gürlüyordu.
Atölyenin loş ışığı yüzüme vurup gölgemi karşımdaki tuğlalılı duvara düşürdüğünde saatin çok geç olduğunun farkında, gitmek için hazırlanıyordum.
Yeşilin en açık rengi gözlerim neredeyse bitirmek üzere olduğum heykelin üzerindeydi. Kendi sanatıma imrenerek bakıyordum. Çünkü umutlu ve gururluydum.Yürüdüğüm yolda herkes bana laf atsada çok umutlu ve gururluydum.
Rimel sürüşümden ötürü olduğundan daha fazla uzun gözüken gür kirpiklerimi kırparak buruk bi' tebessüm ettiğimde adımlarım köşedeki kırmızı koltuğa ilerledi.
Kırmızı koltuğun üzerine gelişigüzel bırakılmış siyah ince tül örtüyü avuçlarımın arasına aldım ve tekrardan bitirmek üzere olduğum heykele döndüm.
Tamamlanmasa bile asaletiyle ben buradayım dercesine duruyordu. Üzerine çok emek harcamıştım.
Dişlediğim dudaklarımı serbest bıkarak vakit kaybetmeden avuçlarımın arasındaki siyah örtüyü oldukça dikkatli bir şekilde heykelin üzerine bıraktım ve heykelin hiçbir uzvunun dışarıda kalmamasını sağlayarak örttüm.Dolgun dudaklarım içime rahat bir nefes çekmek için aralandığımda "Yarın yine burada olacağım, bebeğim." Diye fısıldadım örtünün altındaki heykelime.
Yaptığım heykeller çocuğum gibiydi. Onları ben yaratıyordum ve bu bana büyük bir huzur veriyordu.
Atölyenin sessizliğine kıyıya vuran dalga misali dışarıdaki rüzgar eşlik ediyordu. Gözlerimi kısa süreliğine atölyenin dışarıya açılan penceresine doğru çevirdim.
Yağmur yağmak üzereydi.Gül ile dışarı çıktıktan sonra bir alışveriş merkezine gidip sıcak birer kahveyle sohbet etmiş ardından bir kitap dükkanına girerek güzel kitaplar almıştık.
Alışveriş merkezinden çıktıktan sonra Kerem gelip bizi almış beni atölyeye bırakmış onlar kalmak isteselerde ben yalnız kalmak istediğimden yanımdan kovalamıştım. Onlarda böylece gitmek zorunda kalmışlardı.Atölyede yalnız olmayı seviyordum. Çünkü yalnızlık; özgürlüktü. Ve ben yalnız olmadığım sürece heykellerimin üzerine çalışma yapamıyordum.
Odak problemim yoktu ama yapamıyordum işte.Gözlerimi pencereden alarak ellerimi açık bıraktığım hafif dalgalı sarı saçlarımın arasından geçirerek heykelden uzaklaştığımda ellerim ustaca saçlarımı düzeltti ve belime doğru düzgünce düşmesini sağladı. Saçlarım pek uzun sayılmazdı göğüs hizamdaydı ve önleri yaklaşık dört ay önce kakül kestirdiğimden dolayı saçlarıma nazaran daha kısa kalıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İPTİLA(+18)
ChickLit•YENİDEN YAZILIYOR! Ellerimi yüzünden çekerken omuzlarına attım. Üzerime iyice eğilirken hareketleri içimde ki ıslaklık ile rahatça hızlandı. Belim ağrıyordu. Zevk tekrar etrafımı sarmaya başlamıştı. İnlerken dudaklarına fısıldadım. " Amacın beni ya...