BÖLÜM ALTI- "KATRANA DÜŞEN BEYAZ"

118K 5.7K 5.7K
                                    


Selam, Nasılsınız?

Bölüme geçmeden önce emeğimin karşılığını vermek için yıldıza basarak oy vermeyi ve satır aralarına yorumlar bırakmayı unutmayınız.

Beni profilimden takip ederek destek olup, duyurulardan haberdar olabilir, profilimden İnstagram hesaplarına gidebilirsiniz. Orada alıntılar, bölümün gelecek olduğu zamanları paylaşıyorum.

Çok öptüm, Keyifli Okumalar😚

BÖLÜM ALTI
"KATRANA DÜŞEN BEYAZ"

&&&

Fener'in ışığı yanmış karanlık semâya güneş düşmüştü. Gece saltanatını yitirmiş başka bir evrene yol almış sırtındaki bavuluna tüm saatleri, olayları doldurmuştu.

"Rima."

Duyduğum ve gerçeklik payını ayırt edemediğim sesleniş kulaklarımı doldurduğunda tüm gece boyu boğuştuğum kabustan yerimden sıçrayarak uyandım.

Bedenim en ufak seste havalanan kuş gibi uzandığım koltuktan ayrıldı. Gözlerim yeni birgüne ve sabaha panikle aralandı, alnımdan süzülen birkaç damla ter boynuma doğru yol aldı.

Ne olduğunu anlayamaz bir şekilde panikle etrafıma bakarken omuzumda hissettiğim ellerle duruldum.

"Benim! Benim Gül, sakin ol!"

Panik filizlerinden görülmeyen gözlerimi omuzumdaki ellerin sahibine çevirdiğimde Gül olduğunu gördüm. Nahif sesi, kahve renkteki iri, makyajı akmış hareleri ile bana bakıyordu.

Göz göze geldiğimiz an korkuyla atan kalbimin üzerinden bir yük kaldı ve zihnim olduğumuz konumu toparlayarak bana bir özet geçti.

Dün gece...
Dün gece burada kalmışı zorunda kalmıştık. En son, en son olanlardan sonra Araf beni buraya şu anda olduğumuz odaya getirmişti.

Kirpiklerimi hızlıca kırparak gözlerimi kısa süreliğine Gül'ün kahve gözlerinden alarak odada gezdirdim. Dün gece lüks abajurların aydınlattığı oda şimdi sabahın ışıklarıyla daha netleşmişti.
Burası bir otel odası gibiydi.
Fakat çok lükstü.
Bu lüksünde ötesindeydi, aşırıydı.
Duvarlar bembeyaz, kahve süslü ama aynı zamanda sade desenlerle motife edilmişti. Odanın tam ortasında büyük bir yatak vardı. Ve kenarlarında deri, kahve koltuklar.

Araf'ın dün gece beni buraya getirdiğini çok net hatırlasamda diğer anlar silik silikti. Araf beni buraya getirdikten sonra kapının önündeki korumaları tembihlemişti. Bana karşı olan garip tavırlarından sonra ve zihnimi talan etmiş, son söylediklerinin ardından tek kelime dahi etmemiş, gitmişti.

Bu odaya girer girmez Gül'üm üzerini örtmüş ve kendimi şu anda üzerinde oturduğum koltuğa atmıştım. Araf haklıydı Gül çok yorgun ve kötü halde olduğu için derin bir uykudaydı. Bir süre onu izlesemde aslında kendimden habersiz Araf'ın tavırlarını ve söylediklerini düşünmüştüm. Daha sonrası ise uykuydu. Ne zaman uyuduğumu hatırlamıyordum.

Yorgun, paniklemiş gözlerimi odadan alarak tekrardan Gül'e diktiğimde boynumda hissettiğim sızı ile neredeyse tüm kemiklerimin tutulduğunu hissettim.

İPTİLA(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin