İyi okumalar
Önceki bölümü atlamayın lütfen...
'Sakın aptal gibi davranmıyorsun. Normal davran. Üç gündür nasılsan, öyle davran.' Ayna karşısında, kendime telkinlerde bulunuyordum. Dün akşam olan bazı şeyler, beni korkutmuştu ve bunun için, bundan sonrasında dikkatli olmam gerekiyordu.
Okul tişörtümü üstüme giydim. Onun üstüne de siyah, kapüşonlu hırkamı giydim. Aslında kapüşonlu hırkalara çok izin verilmiyordu ama son senemiz olduğu için, hocalar bize misafir gözüyle baktıklarından, bir şey demiyorlardı.
Odamdan çıktıktan sonra, mutfağa geçtim. Annem yine kahvaltı hazırlamıştı. Bu kez babam da vardı kahvaltıda. Beni ilk gören o oldu.
"Günaydın oğlum." dedi babam. Annem de elinde tavayla masaya döndü ve tavayı masaya koyup yanıma geldi ve ellerini yanaklarıma koydu.
"İyi misin bebeğim? Solgun görünüyorsun." dedi. Başımı olumlu anlamda salladım hızla.
"İyiyim annem. Bir şeyim yok." dedim. " Ben bir elimi yüzümü yıkayayım." dedim ve banyoya yöneldim. Banyo kapısına gelince, abim içeriden çıktı. Yüzüne baktığımda gülümsediğini gördüm.
"Sen ne gülüyorsun sabah sabah?" dedim abime. Abim bana baktı ve gülüşünü bozmadan cevap verdi.
"Kim gülüyor be?" dedi ve mutfağa geçti. Arkasından baktım bir süre. Bunda bir hâller vardı ya, çıkardı yakında kokusu.
Banyodan çıkıp mutfağa geçtim ama canım bir şey yemek istemiyordu. Bu yüzden masaya hiç oturmadım.
"Ben çıkıyorum akşam görüşürüz." dedim ve dış kapıya yöneldim. Birkaç saniye sonra annem geldi yanıma.
"Oğlum sen iyi misin? Bak yemek de yemedin?" dedi annem.
"Bilmiyorum anne. Canım istemiyor cidden." dedim ve ayakkabılarımı aldım. Kapıyı açıp, kapının önüne bıraktım ayakkabılarımı. Daha kapıdan çıkmadan, annem kolumdan tuttu ve anneme baktım.
"Al şunu." diyerek, iki yüz lira verdi. "Hem salona kayıt için hem de bir şeyler yersin." dedi. Salon işini tamamen unutmuştum.
"Salon için yüz elli lira yeterli. Hem benim harçlığım var. Bu fazla." dedim ama annem kaşlarını çatarak baktı.
"Karşı gelme anneye. Hadi geç kalacaksın hadi." deyince, gülümseyip kocaman bir öpücük bıraktım yanağına. Annem de güldü buna karşılık. Ben de ayakkabılarımı giydim ve merdivenlerden inmeye başladım.
Binadan tamamen çıkınca, Uluç'la karşılaştım. Şaşkınlıkla baktım yüzüne.
"Günaydın." dedi gülümseyerek. Ben de gülümsemeye çalıştım.
"Şey, günaydın." dedim ve iki adımda yanına ulaştım. "Ne arıyorsun burada?" diye sordum. Elini ensesine atıp cevap verdi.
"Okula beraber gideriz diye düşündüm de." dedi yüzündeki gülümsemeyle.
"Olur tabii ama bir dahakine haber ver. Yani mesaj at ki, beklemek zorunda kalma." dedim. Bu kez o başıyla onayladı.
"Tamam. Zaten yeni gelmiştim." dediğinde, elimi yanağına koydum. Şaşkın bir ifadeyle bana bakıyordu. Ben de elimi fazla tutmadım yanağında.
"Şey, yüzün üşümüş mü diye baktım da." dedim ve yürümeye başladım. "Hadi gidelim. Geç kalacağız yoksa." dedim ve o da yürümeye başladı. Okula kadar, havadan sudan şeylerden konuştuk.
Okula gelince, Cemil'le kapıda karşılaştık. Kapının orada, telefona gömülmüştü ve sırıtıyordu.
"Öhö öhö." dedi Uluç, bizi farketmesi için. Cemil, telefonu hızla cebine atıp, bize baktı.
"Günaydın beyler. Ne zaman geldiniz?" diye sordu. Uluç, gözlerini kısarak, şüpheyle baktı bir süre. Ben, sessiz kalmayı tercih ediyordum.
"Şimdi geldik. Sen kimle yazışıyorsun sabah sabah?" diye sordu Uluç.
"Hiiç. Günaydın Korhan." dedi bana da. Ben de başımla onayladım sadece ve sınıfa yürümeye başladık. Bu sabah, herkes bir garipti sanki...
***
"Geliyor musun bugün?" diye sordu Cemil. Okul bitmiş, Uluç, ben ve Cemil yürüyorduk salona doğru.
"Hı hım. Kayıt olacağım. Bugün biraz bakarım. Yarın da başlarım." dedim. Başıyla onayladı ve cebinden telefonunu çıkardı. Uluç, hemen solumdaydı. Cemil de onun yanındaydı.
"Cemil sen sevgili mi yaptın lan?" diye sordu Uluç birden. Cemil, panikle telefonu cebine koydu yine.
"Hayır yok öyle bir şey." dedi hızlıca. Ben de aklıma gelen şeyle sırıttım ve Uluç'a doğru eğildim.
"Gay panik." dedim mırıldanarak. Uluç'un güldüğünü duydum. Ben de dudaklarımı birbirine bastırdım gülmemek için. O sırada, telefonum çaldı. Cebimden çıkarıp arayan kişiye baktığımda, abimin aradığını gördüm ve bekletmeden açtım. Salonun orada beklediğini söyledi ve kapattık telefonu.
"Sorun mu var?" dedi Uluç. Başımı olumsuz anlamda salladım.
"Yok. Abim salonun orada bekliyormuş." deyip Uluç'a baktığımda, Cemil bana doğru baktı. Anlık olarak Cemil'e çarptı bakışlarım ve tekrar önüme döndüm. Uluç başıyla onayladı ve yürümeye devam ettik.
Bir süre sonra salona geldiğimizde, abim kapıda bekliyordu. Elinde, spor çantası vardı.
"Selam." dedi bizi görünce. Biz de aynı şekilde karşılık verdik. Bakışlarını bana çevirip çantayı uzattı. "Sabah bir değişiktin. Bunu almayı unutmuşsun. Annem gönderdi." dedi ve anlık olarak Cemil'e kaydı bakışları.
"Sağol abi." dedim ve orada dikilmeye devam edince tekrar konuştum. "Beklemene gerek yok. Ben gelirim." dedim. Başıyla onayladı.
"Görüşürüz. Kolay gelsin." dedi ve ayrıldı yanımızdan. Salonun merdivenlerinden çıkarken, Cemil'in telefonuna mesaj geldi ve mesajı okuduktan sonra aceleyle konuştu.
"Şey, kanka siz gidin. Benim acil bir işim çıktı. Yetişebilirsem geleceğim." dedi ve bir şey dememize fırsat bile vermeden gitti. Uluç'la şaşkın bir şekilde baktık sadece.
"Cemil'de bir şeyler var." dedim. Bana bakıp gülümsedi.
"Boşver. Hadi bakalım, biz spora başlayalım." dedi ve elini sırtıma koyup, merdivenlerden çıkmaya devam ettik. Bedenime temas eden elle gerilsem de, bunun neden olduğunu biliyordum. Sessizce yutkundum ve bir temasın beni neden bu denli etkilediğini düşünmemeye çalıştım.
Bir şey soracağım; Cemil ve Turan'dan da bahsetmemi ister misiniz yoksa sadece Uluç ve Korhan mı istersiniz? Lütfen yorumlarda belirtin.
Bölümle ilgili yorumlarınızı da bekliyorum 🐣
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O BENİ ANLADI (BxB)
Romance"Keşke..." dedim sesim kısılırken, "Keşke senin için atsaydı kalbim en başında. En azından, bu kadar kırılmazdı." Nemli gözleriyle, gözlerime baktı ve titrek sesiyle cevap verdi. "Keşke..." Eşcinsel Hikaye 17.12.2021 - 23.04.2022