24.Bölüm

908 81 44
                                    

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Uluç ve Korhan, öğleden sonraki derslere girmemişlerdi. Konuşmaları gereken şeyler vardı ve onlar bu şekilde derslere odaklanamayacaklardı. Her şeyin başladığı yere, Uluç'un evine gelmişlerdi. Abisi, akşam anca gelirdi. Uluç da bunu bildiğinden, biraz da rahat olabilmek için, Korhan'a eve geçmeyi teklif etmişti. Korhan da rahat edebilmek açısından kabul etmişti bu teklifi.

Korhan, biraz çekiniyordu çünkü karşısındaki oğlanın duygularından haberdardı ve o da boş değildi ona karşı. Uluç gibi mükemmel birinin, onu sevmeyeceğini düşünüyordu. Ama olmuştu işte. Uluç, Korhan'ı seviyordu. Hem de iki senedir.

"Sen şöyle salona geç. Ben hemen geliyorum." diyen Uluç'un sesiyle düşüncelerinden koptu Korhan ve başıyla onaylayıp, Uluç'un eliyle gösterdiği yere doğru yöneldi.

Gri ve geniş iki tane koltuk vardı salonda. Koltuğun birinin tam karşısında televizyon ünitesi vardı. Ünitede, Uluç'un da içinde bulunduğu fotoğraflar vardı. Geniş salonun diğer kısmında da yemek masası vardı. Korhan salona girdikten sonra, yakınında duran koltuğa oturdu çekingen bir şekilde.

Birkaç dakika sonra, Uluç elinde tepsiyle içeri geldi. Tepside iki tane kupa vardı. Tepsiyi, ortadaki sehpanın üstüne koydu ve içinden beyaz kupayı alıp, Korhan'ın önüne bıraktı. Diğerini de kendi önüne çekti ve Korhan'ın yanına oturdu. Aralarında biraz mesafe bıraktı. Korhan'ın gergin olduğunu hissediyordu.

"Rahat olabilirsin. Yanımda rahatsız hissetmeni istemiyorum." dedi Uluç. Korhan, yutkunup cevap verdi.

"Teşekkür ederim ama bazen benim elimde olmuyor bu." dedi, Uluç'a bakmadan. Uluç, yanına duran Korhan'a çevirdi başını. Beyaz teninin kızardığını görünce, yüzünde bir tebessüm belirdi.

"Utanıyor musun yoksa sen?" dedi. Korhan, kaşlarını çattı, Uluç'un muzip çıkan sesine karşılık ve Uluç'a baktı.

"Niye utanacağım?" diye sordu. Uluç, dudağının bir kenarı yukarı kıvrılırken cevap verdi.

"Bilmem." dedi ve yüzünü Korhan'a yaklaştırıp, fısıldayarak konuştu. "Sen söyle. Niye utanıyorsun?" diye sordu. Bir süre birbirlerine baktıktan sonra geri çekildi iki genç. Bu derece yakınlık fazla gelmişti ikisine de. Korhan, biraz rahatlamak amacıyla, önündeki kahveden bir yudum aldı.

"Emine sağlık." dedi kısık çıkan sesiyle. Uluç da cevap verdi ama onun da sesi kendinden bağımsız olarak kısık çıktı.

"Afiyet olsun." dedi Uluç da karşılık olarak. Korhan duygularını her ne kadar bilse de, bu kadar yakın olmak, heyecanlanmasına neden olmuştu. Onunla eve neden geldiğini hatırlayarak, artık asıl meseleye geçmesi gerektiğini düşündü ve konuşmaya çalıştı.

"Aslında..." dedi ve duraksadı. Ne diyeceğini o da bilemiyordu henüz. "Biliyorsun işte." dedi ve Korhan'a doğru döndü oturduğu yerde. "Korhan..." dediğinde, Korhan da göz ucuyla Uluç'a baktı ve Uluç'un ona doğru döndüğünü görünce, zamanın geldiğini anladı.

"Efendim?" dedi o da Uluç'a doğru dönerken. Uluç, derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

"Korhan, gerçi mesajla söylemiştim ama damdan düşer gibi oldu öyle. Aslında ben hiç öyle hayal etmemiştim. Yani o şekilde söylemeyecektim aslında." dedi ve elini uzatıp, Korhan'ın elini tuttu. Korhan'ın kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Uluç da ondan farklı değildi. Heyecandan kelimeleri toparlayamıyordu.

"Ben seni okulda hep görüyordum aslında. Yani ilk zamanlar sana karşı bu şekilde hissetmiyordum. Nasıl oldu bilmiyorum? Son iki senedir senden başka bir şey düşünemiyorum. Ben sana açılacaktım aslında. Doğum gününde..." dediğinde, Korhan şok içinde Uluç'a baktı. Uluç, buruk bir gülümseme takındı yüzüne.

"S-sen..." dedi Korhan güçlükle. Uluç, Korhan'ın elinin üstüne elini koydu ve iki eli arasında hapsetti sıcak teni.

"Tabi bazı şeyler oldu malum. Açılamadım sana. Hani sen de demiştin ya, 'Keşke seni sevseydim. En azından sen terslemezdin.' diye, hatırlıyor musun?" dedi. Korhan, başıyla onayladı sahildeki o geceyi hatırlayınca. Uluç, elleri arasındaki teni okşarken devam etti konuşmaya. "Ben aşkı seninle tattım. Keşke başından beri beni sevebilseydin. Seni değil terslemek, başıma tac ederdim." dediğinde, Korhan'ın zaten hızlı atan kalbi, mümkünmüş gibi daha da hızlandı.

Korhan, daha fazla karşı koyamadı, gözlerine korkusuzca bakan gözlere. Oturduğu koltukta, tamamen Uluç'a doğru yaklaştı ve boştaki elini, Uluç'un yanağına çıkarıp, okşadı sıcak teni. Yüzünü yavaşça Uluç'un yüzüne yaklaştırdı ve fısıldadı.

"Bu kez kaçmayacağım. Bu kez, kaçmak yok." diye fısıldadı ve dudaklarını Uluç'un dudaklarına bastırdı.

Uluç ve Korhan'ı nasıl buldunuz?

Yorumlarınızı bekliyorum ❄

O BENİ ANLADI (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin