02| Böyle mi Hissettin?

1.1K 81 3
                                    

Kahve saçlara doğru gitti alfanın elleri. Sevgilisinin saçları da kendisi gibi güzeldi. Yumuşacık, tüy gibi hafifti ve en ufak rüzgardan bile etkileniyor, oradan oraya savruluyordu. Alfa her seferinde böyle betasının saçlarını seviyordu dolu dolu. Mesela şimdi bir akarsunun başındaki koca çınar ağacının gövdesine sırtını yaslamış haldeyken her zaman buluştukları yerden farklı bir mekânda olmaları, engelleyemiyordu alfanın bu isteği.

"Yoongi, hep böyle yaparak uyutuyorsun beni!"

Betası nazlı nazlı konuşunca gülümsedi alfa. Evet, doğru söylüyordu. Yoongi, Hoseok'un saçlarını okşardı ve uyuturdu onu. Bu her buluşmalarında aynıydı. Sonra da nişanlısı uyanana kadar izlerdi manzarasını. Yoongi'nin tek manzarası sevgilisiydi.

"Ne yapayım? Bir haftadır buluşamıyoruz. Seni uyurken izlemeyi özledim."

Hoseok gülerek doğruldu dizlerden. Elinde kalan son çakıl taşını da akarsuya atmıştı. Yüzündeki bitmek bilmeyen gülümsemesiyle hayatın anlamıydı sevgilisinin gözünde beta.

Yoongi'nin bacaklarına oturup göğsüne uzandığında devam etmeye gülmeye.

"Bir gün bensiz kalırsan ne yapacaksın merak ediyorum Yoongi-aah!"

İşte o an kaçıp saklandığı gerçekler çarpmıştı Yoongi'nin yüzüne. Nefesini tuttu istemsiz, göğsünde yatan bedene doğru eğdi başını. Hayat böyleydi. Bir gün varsak diğer gün yoktuk. Bir gün mutluysak diğer gün hüzünle doluyduk. Bu sözleri hep biricik dostundan işitmişti Yoongi.
Sürü lideri'nin vâris'i hep böyle söylerdi kendisine.

'Mutluluk mu? O en sahte duygudur Yoongi! Aman deyim aldanma. Bak halime...
İt köpekten farksızım! Oysa soylu değil miydim? Damarlarımda ata kurtların kanları akmıyor muydu? Herkesin özendiği mevkiye doğuştan sahip değil miyim ben? Söyle susma! Mutluluk ve aşk değil mi beni bu hallere düşüren?!'

'Alfa'm ölmek istiyor Yoongi. Neden biliyor musun? Doğru ya bilmezsin. Sen hiç kaybetmedin ki sevdiğini! Öyleyse ben söyleyeyim sana. Kurtlar eşi öldüğünde ne olur bilirsin. Şimdi içimdeki şu alfa, Jungkook ölmüş gibi kaybediyor kendini. O sanki ölmüş gibi, ölmek istiyor...'

Böyle mi hissetmiştin dostum? Böyle mi yanmıştı canın?

Tuttuğu nefesini verdi Yoongi. İstemsizce daha da sıkı sarıldı göğsündeki sevgilisine. Ağlayamadı. Tüm gece boyunca yapmıştı zaten bunu.

"Yoongi? Ne oldu? İyi misin?"

Çekilmeye çalıştı beta lakin izin vermedi alfa. Sarıldı ona ve çekti kokusunu içine derin derin. Bir şansı olsa! Ah, bir şansı olsaydı da şu kokuyu saklayabilseydi ömrü boyunca.

"Yoongi dedim!"

Hoseok zorla da olsa kendisini çektiğinde alfasının anında solan tenini ve ışıltısını kaybeden görüntüsü karşısında endişe duydu. Ne olduğuna anlam veremedi ve çekildi o alfanın kucağından.

"Yoongi iyi misin? Ne oldu böyle birden?"

Sevgilisi gibi soldu yüzü. Ayağa kalkıp ellerini cebine atarak akarsuya yaklaşan bedeni izledi. İçine dolan korkuya engel olamadı. Yoongi ciddi bir alfaydı evet ama bu kadar somurtmazdı ki hiçbir zaman! O hep gülerdi. Bir alfaya yakışacak şekilde dik durup gülerdi.

"Babam aramızdaki nişanı, Lider Joon'un önünde bozdu Hoseok."

Tek bir kelimenin etkisi bu olmalıydı. Yoongi, oturduğu yerde şok olmuş şekilde kendisini izleyen sevgilisine bakamadı. Öyle ki sırtı dönüktü zaten. Bunu söylediği dakikadan itibaren onun gözlerine bakmaya cesaret edemezdi. Edemedi.

"Yoong-"

"Lütfen, cümleler boğazıma diziliyorken izin ver konuşayım. Bir daha bu cesareti bulamam kendimde."

Eline birkaç tane çakıl taşı aldı. Sakin sakin akan suya doğru belli aralıklarla fırlatmaya başladı. Eskiden bu akarsuda Taehyung ile yıkanırlardı. Vâris'in o zamanki sevgilisi de gülerek onları izlerdi. Arada uyuzluk yapıp eşyalarını da suya atar onları  çıplak bırakırdı. Sonra, arazi boyu sevgilisinden gülerek kaçardı. Hepsi çocuktu belki o ara ama Yoongi şöyle bir düşününce o zamanlarda hapsolmayı dilerken buldu kendini.

Belki hep çocuk kalsalardı bunlar yaşanmazdı.

"Bugün evinize bir ulak gelecek, Min ailesi ile olan bağınızın tamamen koparıldığını bildiren bir mesaj iletilecek. Dost kalmak için binbir türlü hediye ulaştırılacak evinize.  Soyluların kuralları bahane edilecek."

"İçinde oturduğunuz evin tapusu teslim edilecek, torbalar dolusu altın ve adınıza çalışacak bir beta getirilecek. Evinize yeni eşyalar hediye edilecek. Bir türlü alamadığın şifacı unvanını verecekler sana.
Babanın cezalarına af çıktığını haber edecekler."

"Bunların hepsi, aramızdaki nişanı bozmalarının affı sayılacak. Böylece Min ailesinin adı lekenmeyecek."

Bir müddet sustu. Sessizce arkasında ağlamaya başlayan sevgilisinin sesini duymamaya çalıştı. Eğer duyarsa devam edemeyeceğini biliyordu. Bu defa olduğu yere çöküp taşları suya fırlatmaya devam etti. Ayakta duracak takati pek yoktu.

"Neden nişanın bozulduğunu merak ediyorsun biliyorum."

Sıkıntıyla ofladı.

"Soylu Park ailesi, kasabaya Liderimiz tarafından kabul edilmiş. Artık onlar da sürümüze dahiller. Dostluklarının pekişmesi için beni omega oğullarıyla evlendirecekler. Daha adını bile bilmediğim oğullarıyla. Nişan gerçekleştirilmeyecek, üç gün sonra direkt evleniyoruz Hoseok."

"Sana verdiğim sözleri tutamadım biliyorum. Belki ömür boyu affedemezsin de beni, seni çok iyi anlarım kızmam hiç. Sadece şunu hiç unutma ki, seni çok seviyorum. Bu asla değişmeyecek."

Hoseok sessiz kaldı bir süre daha. Sonra ayağa kalkıp hiçbir şey söylemeden terk etti orayı. Yoongi ise, yıllar önce Jungkook'un yaşadığı şeyleri daha iyi anladı. O zamanlar kızmıştı arkadaşının sevgilisine. Şimdiyse aynılarını kendisi yaşıyordu. Adını bile bilmediği kişiyle düğün günlerinde tanışıp evlenecekti.

Forbidden | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin