-İçime sinmeyen bir bölüm olsa da devam.-
"Bunu da taktık mı tamamdır."
Kol düğmelerini yavaşça takıp gülümseyerek geri çekildi Jungkook. Üzerine bembeyaz saten ve salaş bir gömlek giymiş, altına yine beyaz bir pantolon ve ayakkabı geçirmişti. Eğlenceye gençler arasında devam edileceği için üzerini değiştirmek istemişti ve şimdi de Jungkook sağdıç olarak ona yardım ediyordu. Jimin çok güzeldi. Gerçekten bu kıyafetlerle de ayrı bir güzel olmuştu.
"Jungkook, acaba başka bir iç çamaşırı mı giyseydim? Emin misin beğenir mi beni Yoongi?"
"Tabii ki Jimin! Çok güzelsin, seni beğenmeyecek de kimi beğenecek?"
Jimin gülümseyerek eşinin kendisine verdiği hediyeleri kontrol ediyordu. Sonra beraber çıktılar odadan dışarıya ve kol kola nerdeyse sekerek aşağıya geri indiler. Tabii Jimin bir asilzade olduğu için insanları gördüğü anda normal yürümeye başlamışlardı. Jungkook, eşinin ve Hoseok'un gözlerinin kendi üstünde olduğunu görebiliyordu ama onlara bakmak kötü hissettiriyordu kendini.
"Jungkook, sana çok kötü bakıyorlar. Acaba bir uğrasan mı yanlarına?"
Jungkook yürümeyi kesmedi.
"Kötü hissediyorum Jimin. Ait değilim onlara. Seninleyken, sizinleyken özgür hissediyorum ama onlarla değil..."
Jimin hemen omega arkadaşının koluna daha sıkı sarılmıştı.
"Biz hemen balayına çıkamayız. Yoongi, konsey işleriyle birkaç gün uğraşmalıymış. Yarın bizim Yoongi ile evimize gel böyle akşam sularında. Senin şu derdin beni rahatsız ediyor yani çözüm yolu bulmalıyız. Bana güven!"
Jungkook umutla arkadaşına baktı. Jimin kendine güveniyormuş gibi başını hemen dikti. Aslında gibisi fazlaydı, o kendine bu konuda güveniyordu. Jungkook ilk arkadaşıydı, o halde elinden gelen her şeyi yapmalıydı!
"Ne yapabiliriz ki? Jimin, evliyim."
"Evlisin Jungkook, ölmedin ya da mezara girmedin. Şanslısın asilzade olmadığın için, kurtarabiliriz seni."
"Ama Taehyung..."
"Onu karıştırma şimdi daha var zaten nikâhlarına. Önceliğimiz farklı."
Masaya vardıklarında Jimin, kendisini izleyen eşinin yanına geçti. Aslında, alışmaları sanırım biraz hızlı olmuştu...
Jungkook, tek başına dikilmeye başladı çünkü Taehyung bir iki adım ötesinde kendi nişanlısı ile dikiliyordu. Az sonra buradan sahile geçeceklerdi.Yoongi ile göz göze geldiklerinde gülümsediğini fark etti. Yoongi'nin kendisini affetmesi onun için fazlasıyla güzel bir haberdi.
*
"Jungkook? Hayatım."
Koluna girmiş nişanlısıyla bir şeyler konuşuyordu ki duyduğu yabancı ses tüm dikkatini dağıtmıştı Taehyung'un. Kafasını kaldırıp sesin sahibine baktı. Bizim şu sesin sahibi o kadar da yabancı değil anlaşılan, diye geçirdi içinden. Jungkook'un saygıdeğer eşi Dongmin'di gelen. Gülümseyerek yanlarına gelmiş, eşinin beline nerdeyse tamamen sarılmıştı.
Sahiplenici bir 'beta' tutuşuydu. Sıradan."Dongmin..."
Jungkook'un gülen yüzü anında solmuştu. Oysa daha az önce evli çiftle sohbet ediyordu. Taehyung aniden gerildiğini hissetti. Neden geriliyorsa zaten...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forbidden | taekook
FanfictionNişanlı bir vâris ve evlenmiş olan eski sevgilisi Jungkook.