"Kendi sürümü tamamen tüketmemin ardından epey zaman geçti.
Bu yazdığım ikinci ve muhtemelen son mektup olacak. İlkinde kendini tanıttım, şimdiyse son uyarımı yapıyorum. Britanya'dan çekilmeniz için oldukça az zamanınız var. Burada olmanızı, yarattığınız sistemin burada yaşamasını istemiyorum. Bu yüzden yazdıklarım tüm konsey üyelerini, sürü liderlerini ve ailelerini baştan ilgilendiriyor.
Kendi ailemi, beni bu dünyaya getiren insanları ve onlara itaat edenleri öldürürken bile kimsenin gözünün yaşına bakmadım. Bana bu boktan hayatı yaşatan insanlara, bu saçma düzene boyun eğmedim. Dolayısı ile kimsenin gözünün yaşına bakmayacağım. Belki çevremin kalabalık olduğuna dair söylentiler çıkmış olabilir ya da çevrenizde gezen o 'yabancı kurtları' sürü sanmış olabilirsiniz lakin hayır. Yalnızca vitam, onun ailesi ve ben varız.
Sizleri öldürdüğümde bu topraklarda daha adil bir yaşam sürebilecek olma fikri çoktan zihnime yerleşti.
Gitmelisiniz.
Zalim olmak istemiyorum.
İstediğim tek şey adalet lakin sizler bunu sağlayamazsınız.
Gitmelisiniz Sayın Britanyalılar...
Delta'dan..."
Birinci mektup sonu."Güçlüymüşsün. Hayata karşı öfken varmış bitmek bilmeyen.
Doğmuşsun ama bilmiyormuşsun nedenini. Yasaklamışlar insan içine çıkmanı ve vahşi olmuşsun. Yetmemiş, suçlamışlar seni bununla.
Ayırmışlar sevdiğinden, iyice mutsuz olmuşsun.
Eh, şimdi de başkasıyla evleniyormuşsun.
Söyle bana alfa, sence de adil mi bu dünya?
Delta'dan, Kim Varisi'ne..."
İkinci mektubun sonu. Duygu karmaşası ve bolca kaos içeride.
Ne düşüneceğini bile bilmiyorken birkaç gün önce eline tutuşturulan bu mektupları bıraktı tahta sehpanın üzerine. Arkasına yaslandığında anlam veremediği duyguların arasında çoktan boğulmaya başlamıştı bile.
Neden iki ayrı mektup vardı? Neden Delta, konsey dışında kendisine de küçük bir mektup yollamıştı gizli gizli? Üstelik, nasıl biliyordu tüm bunları?
"Anlamıyorum, yok etmeyi koymuş kafasına. Neden böyle davranıyor?"
Yoongi'nin sesi duyulduğunda boş bakışları onun gözlerini buldu. Gergin yüz hatları ne hissettiğini belli eder tarzdandı kesinlikle.
"Çocuk gibi düşünüp hareket ediyor. Elinden şekeri alınmış bir çocuk gibi."
"Canı yanıyordur belki de..."
Koltuğa iyice yayılırken kendiyle iç hesaplaşma yapıyor gibi görünüyordu daha çok.
"Bir çocuğun ruhunu öldürmek için yetmez mi hayallerini elinden almak?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forbidden | taekook
FanfictionNişanlı bir vâris ve evlenmiş olan eski sevgilisi Jungkook.