-Düğün gecesini çok uzatmak istemediğimden yeterli sayıp geçiyoruz.-
"Ah, kıyamam sana. Şerefsiz nasıl vurabildi bu güzel yüzüne?"
"Jimin, lütfen...
Ufak bir morluk sadece.""Hiç bırakmamalıydı Efendi Taehyung seni evine."
"Nereye kadar Jimin? Evliyim ben."
Jimin, elindeki yara bandını sağdıçının kaşının üzerine özenle yapıştırdıktan sonra buzu gözüne doğru tutmaya başlamıştı. Ta ki Jungkook, kendi eline alana kadar.
Jungkook dün eve gittiğinde kavga etmeye başlamıştı Dongmin ile. Kavgayı başlatan aslında eşiydi. Eğer Dongmin hiçbir şey söylemeseydi odasına çekilip uyumayı düşünüyordu çünkü yorulmuştu.Ormanda saatlerce ağlaması bile yorulması için yeterliyken bir de Dongmin ile kavga etmişti.
Dongmin, sesini çıkartmadığı için kendisine kızmıştı. Bunun için kızarken onun bir omega olduğunu da unutmuştu haliyle. Zaten ses çıkarmazdı en yakınlarına karşı ama biyolojik olarak imkansızdı da bu. Omega olarak alfalara
- soylu alfalara - sesini çıkaramazdı.Jungkook cevap vermeyince de hırslanıp vurmuştu kendisine birkaç defa beta. Sol gözünün üzerinde bir morluk vardı ve kaşı da patlamıştı.
Dün düğünde Jimin'e söz verdiği gibi onların evine gitmesiyse ertesi sabahın akşamını bulmuştu. Hava daha kararmasa da akşam sayılabilirdi şu an.
Jimin, üzerinde Yoongi'nin gömleği ile karşısında endişeli bir şekilde bakıyordu ona. Dün sözleştiklerinde Jungkook'un böyle o beyaz tenini mor görme gibi bi düşüncesi olmamıştı hiç. Gülümseyerek konuşmak ve hikayelerini bilmek istemişti.
Mükemmel bir gece geçirmişlerdi ama şimdi arkadaşını böyle görmek çok yaralamıştı kalbini."Ne yaptı sana vurduktan sonra?"
Buzu kısa süreliğine çekip önündeki sehpaya koydu üzgün yüzü her yerden belli olan.
"Özür dileyip gitti. İlk defa bu kadar gözünü kararmış gördüm, normalde naziktir. Aşağılanmak gururunu incitti galiba ama haksızdı..."
"Pislik. Vâris Taehyung tarafından aşağılandığı için bile şanslı saymalı kendini. Dün onlara dişi çıkmadı da sana mı yetti gücü? Öğrenirlerse ne olur biliyor mu o salak?! Nereye gitti?"
"Herhalde Hoseok'un yanına gitmiştir."
Jimin, çıplak bacaklarını toplayıp dizleri üzerinde oturdu koltuğun üzerinde. Hiddeti her şekilde anlaşılıyordu.
Boynundaki mühür de kendisi gibi güzeldi. Böyle düşündü Jungkook. Keşke onun gibi şanslı olabilseydi."Ne yaptığının farkına vardı tabii şerefsiz. Zamanı gelince yem edeceğim onu!"
Jungkook bacaklarını sallarken başını da eğdi. Dün tanıştığı soylu arkadaşı ona çok ilgi gösteriyordu ve bunu sevmişti. Çok da sevgi görmüş bir çocuk sayılmazdı neticede. Babası, omega olduğu için utanmıştı hep kendinden. Annesi olmasa yaşayamazdı da o evde, biliyordu.
"Jimin, hadi bırak sen beni de dün nasıldı onu anlat."
Konuyu değiştirmek en iyisiydi.
Evet evet, kesinlikle en iyisiydi. Üzgün ifadesini silip arkadaşına döndü o yüzden tüm bedeniyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forbidden | taekook
FanfictionNişanlı bir vâris ve evlenmiş olan eski sevgilisi Jungkook.