1. Bölüm ..

2.3K 40 7
                                    

Gece ;

Sonbahar'ın son ayındayız.
Kasım ayı, bütün ayların en kasvetlisi, karanlık bir ay nedense bu karanlık insana huzur veren bir türdü. Kendimi her zaman Kasım ayı kızı olarak görürdüm, içimdeki bütün ruh halimin dışarı yansımış şekliydi sanki bı bakmışsın güneş açmış hemen sonra kara bulutlar güneşi kapatmış ve asla parlamasına izin vermemiş dışındaki güneşi söndürüp içeride ki karanlığı dışarı yansıtmak istermişçesine ve bir türlü beceremeyen o yaşları akıtmayan bir hava. Sonra en sevdiğin an gelir rüzgar eser kopkoyu bir havada buğulu bir rüzgar eser ve insanın içinde kaybolmak istediği bir hava çıkar ortaya . Bir bankta oturuyorsun gözün kapalı ve hayal ediyorsun. Kendini bir uçurumun kenarında buluyorsun. Kapkara ve gri bulutlar her yere üşüşmüş , gözünü kapatıyorsun o uçurumun kenarında sonra esen poyraz rüzgarı seni kendisiyle birlikte uçurumdan sürüklüyor, uçurumdan sürükleniyorsun yavaş yavaş ve bu sana sadece huzur veriyor...

Gözlerimi açtım, sabahın ilk ışıklarıyla...
Hiç kalkmak istemedigim bir yatağım vardı. Ama son zamanlarda ne o yatak beni sarıyor ne de ben o yatakta durmak istiyorum. Benim bir ailem vardı. Ve şimdi onlardan uzakta bir yerdeyim. Beni istemiyorlardı. Neden istemediklerini bilmiyorum anlamıyorum ama istemiyorlardı.
Ben daha çocuk yaşta iken babam sırf benden kurtulmak için beni İzmit'e babaannemin yanına göndermişti. Babaannem yalnız bir kadındı. Ben daha 9 yaşındayken dedem vefat etmişti ve babam o gün yani yasın bittiği gün beni nenemin evinde bırakmıştı. Ve benim artık orda kalmam gerektiğini söylemişti.

Nenemin yalnız kalmaması için artık onun yanında kalmam gerekiyormuş.
Ve o günden sonra beni hiç görmeye gelmediler ne beni ne de babannemi. Üzerinden 8 yıl geçmişti hatta neredeyse 9 yıl olacak ve hala kimse bizi ziyaret etmeye gelmemişti.

Kızın 17 yaşında oldu artık yakında 18 ine girecek büyüdü bak senin kızın diyeceğim bir annem ne de bir babam vardı. Beni yalnız başıma babaannemin yanında bırakıp gittiler. Sadece ayda bir telefon edip nasıl olduğumu soruyorlar, fazlası değil. Babannemi seviyorum aslında çok tatlı bir kadın zaten yanımda olan tek insan da oydu. Beni yalnız bırakmayan, küçükken istediğim oyuncağı alan benim üzülmemi hiçbir zaman istemeyen bir kadındı. O beni üzülmemi istemezken nasıl olurda kendi kanından canından olan annen ya da baban seni üzebiliyordu. Aklım almıyordu.
Kendimi yalnız hissediyorum ve eksik hissediyorum. Bı gün şöyle bir söze denk gelmiştim ;
"Biriktirir biriktirir dururdum içimde, sanki bi gün biri gelip tamamlayacakmış gibi."
Sanırım beni tamamlayan hiç kimse olmayacaktı. Beni annem ve babam beni yarım bırakmıştı.

Babam yüzünden burda olmak canımı sıkıyor, eve dönmek istediğimde izin vermiyor. İlk başta pek umursamadım ama sonra gerçektende sıkılmaya daralmaya başlamıştım. Evet babaannem iyi bir kadın güzel yürekli ve evet bana bir kötülüğü dokunmamış bir kadın ama ben buraya ait değilim, kendimi buraya ait hissetmiyorum.
Gerçek kendimi daha en baştan beri çocuk yaşımda buraya ait hissetmemiştim. Bir çocuğun anne babasından ayrı uzak bir yerde büyümesi ne kadar doğruydu ki zaten..?

Kendi kendime kendi kendimi yiyip bitiriyorum ve bunu kimse fark etmiyor, kimse görmüyordu...

Burada geçirdiğim zor günlerden kimsenin haberi yok, kimse sesimi duymuyor, kimse beni anlamıyor ya da kimse anlamak istemiyor ve ben çok yalnızdım ve hala yalnızım. Babaannem yaşlandi artık onun ayağa kalmaya mecali yok artık. Bu sebeple oda beni görmüyordu üzüldüğümü falan bilmiyordu onun yanında hep mutluymuşum gibi davranmak zorundayım, üzülmesini istemiyordum.
Artık evden dışarı çıkmıyor okulu bırakmış ve işe de gitmiyordum son zamanlarda kendimi sadece odaya kapatmıştım. Ne kimse ile konuşmak ne de bişey yapmak istiyordum. Konuşaydım ne değişecekti ki zaten anlatıyorlardı ya da anlamak istemiyorlardı.
"Bu her zaman böyleydi sanırım kimse hiç bir zaman bizi anlamaya çalışmayacak. Kimse anlamak istemeyecek."

Gece'nin Gölgesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin