12. Bölüm ..

124 8 0
                                    


...

Kendime geldiğimde yatağın üstünde hayvan gibi sızdığımı fark ettim. Uzandığım yerde kendime söve söve kalktım. Uykum kaçmıştı ya da bitmişti bilmiyorum ama uykum yoktu ve uyumak istemiyordum. Olduğum yerden kalkıp duş alma kararı aldım. Bu fikir bana iyi geldi. Biraz da olsa iyi hissettirdi. Uzun zamandır duş almamış pislik içindeydim. Bir daha hastaneye düşmek istemiyordum. Kesinlikle istemiyordum. Ayağa kalkıp duşun olduğu tarafa yöneldim. Oda büyüktü ve gerçekten burda yaşayan kişi şanslıydı. Odanın içinde duşakabin vardı. Gerçi zenginler değil mi bunlar neye Şaşırıyorum ki! Ama güzeldi oda. Kocaman bordo renkli yatak, bordo renkli perdeler odanın uyumu baya güzeldi. Yatağın üstünde asılı duran tablo dikkatimi çekmişti en çok. Çok güzel beyaz gri karışımı bir at vardı üstünde ve etrafı siyahtı.
Fakat ben buraya ait değildim. Burası onun evi ve belkide kardeşinin odası ya da bir başkasının. Hayır, değil çünkü Ahmet Dinçer'in tek bir kızı vardı ve oda yeni doğmuştu. Bildiğim kadarıyla da üç yaşındaydı.
"Offf ben ne diyorum ya banane kimin odası kimin yatağı ben zaten buraya ait değilim ki! kısa süre sonra da gidecektim. Yanjy muhtemelen gideceğim burdan. Kimseye yük olmak istemiyordum çünkü.
Tamamen iyleştiğim zamanda kendi evime çıkacağım. Buraya alışmamam gerekiyordu. Hem Niye alışacaktım ki?
Niye acaba?
Niye?
Korel!
Hayır, sakın!
Kafayı yedim ben galiba kendi kendime konuşuyorum. Kendime gelmem lazımdı. En iyisi daha fazla oyalanmadan duş almaktı. Kendime gelmem lazımdı çünkü, yine kendimden geçmiştim."
Fazla düşünmenin arasından duşa girip yarım saat sonra çıkmış aynanın karşısına geçtim.
Kendime gelmiştim biraz. Ardından saçlarımı taramaya başladım. Siyah uzun düz olan saçlarım biraz daha uzanmıştı ve artık belimi bile geçmiş, kalçalarıma kadar uzanıyordu. Ne ara bu kadar uzadığının farkında bile değildim.
Artık kesme zamanı gelmişti belkide.
Çünkü tarayamıyordum saçlarımı. Sağ kolumu fazla uzatamıyor sol kolum ile de tarayamıyordum. Saçlarımla iki saat cebeleştikten sonra hepsini birbirine karıştırmış bir şekilde buldum kendimi. Ağlamak istiyordum neden ya neden ben? Saçlarımı tarayacak gücüm bile kalmamıştı. Gözüm bir an yarama kaydı hala sargılıydı fakat duş aldığım için sargı ıslanmıştı. Sargının değişmesi gerekirdi ve ben bunu nasıl yapacaktım. O an olduğum durumum ağlama güdümü daha fazla artırmış ve buda gözümden yaş gelmesine neden olmuştu. Gerçekten çok güçsüz bir duruma düşmüştüm. Ben böyle değildim sürekli ağlamazdım. Neden şimdi bu kadar ağlıyordum herşeye? Düşüncelerim benim daha fazla ağlamama sebep oluyordu. Olduğum yerde ayının karışısında gözlerimin içine baka baka ağlamaya devam ettim. Halim darma dumandı. Neden bu kadar darma duman olmuştum. Benim burda ne işim vardı? Neden bu kadar güçsüzdüm? Neden hala kendime bu soruları soruyordum ki!
Ben intikam almak için girmiştim bu işe. Şimdi ise girdiğim işin patronu tarafından öldürülmeye çalışıyordum. Olaylar neden bu denli gelişti. Ve Mehmet Şahin'in babam ile ne gibi bir ilişkisi vardı.
Neden beni gördüğünde şaşırmadı?
Kafayı yemek üzereydim gerçekten. Bağıra çağıra ağlamaya başlamıştım. Yine atak geçiriyordum. Fazla düşünmek bana hiçbir zaman iyi gelmemişti. Ve şimdi de aynı durumu yaşıyordum. Farkında olmadan bağıra çağıra ağlıyordum. O kadar düşüncelere dalmıştım ki nasıl ağladığımın farkında değildim. Ta ki yanımda beni oturduğum yerden kendine çekip sarılarak sakin ol ben burdayım bişey yok dediğini söyleyene kadar. Farkına varmamıştım hatta ne ara oturduğumun bile farkında değildim. Kafamı göğsüne yaslamış adeta bağrına basıyormuş gibi başlamıştı. Kokusu beni mest etmiş başımı döndürüyordu. Fakat yine d kendi ağlamamı durduramıyordum. Kendime mi vuruyordum.
Neden vurma kendine diyordu ki?
"Ağlama güzelim, vurma da kendine, bak ben burdayım yanındayım sakin ol" diyordu.
Ama ben sanki söylediklerini duymuyormuş gibi aynı şeyleri farkına varmadan yapmaya devam ediyordum. Beni kendinden uzaklaştırdında birden ürpermiştim hatta o an titrediğimi farkettim. Ve tiremekten nefret ediyordum. Neden benden uzaklaştı diye düşündüğüm sırada birden bir elini bacaklarımda bir eli de belimde olduğunu farkettim. Ardından havaya kaldırıp kucağına almıştı. Kafamı dik tutamıyordum bu yüzden göğsüne yasladım direk. O da kollarıyla beni kendine daha fazla yaklaştırdı ve ben burdayım güzelim diye fısıldamaya başladı. tekrar tekrar ben burdayım güzelim diyordu. Yatağa yatırıp oda yanımda uzamış kafamı göğsüne yaslamış ıslak saçlarımı okşayıp yansıda olduğun söylüyordu. Benim yanımdaydı.
Bu beni sakinleştirmişti.

Gece'nin Gölgesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin