20. Bölüm ..

212 7 2
                                    

...

Kulağıma melodi gibi gelen dünyanın en güzel sesi ve burnuma gelen dünyanın en güzel koksu ile gözlerimi yavaş yavaş aralamaya başladım. Önce bulanık bir görüntü ardından Korel'in yüzü net bir şekilde gözüme gözüktü. Baş ucumdq o kadar güzel duruyordu ki, kavhverengi gözleri, asla benim olmayacak, asla sahip olamayacağım o gözleri karşımda, o kadar güzel bakıyordu ki gözlerimin içine, içim acıdı biran ...

Asla ama asla sahip olamayacağım o gözleri, o saçları, o kaşları,
o dudakları, o burnu, o tertemiz ruhu... Benim olmadığını bilmem canımı yaktı, içimde derin bir yara bıraktı.

"Asrın kalk hadi sürprizimiz var sana."
Ne sürprizi?" diye kuruyan boğazımı temizleyerek.
"Naz, sana sürpriz yapmak istedi, bizde birlikte sana sürpriz yaptık.

"Gerçekten mi?" dedim gülümseyip zar zor çıkan Kelimeyle. Ağzımdan çıkan her kelime boğazımda derin bir acı bırakıyordu. Fazlasıyla terlemiştim ve şiddetli bir baş ağrısı çekiyordum. Ne olmuştu bana neden bir anda bu kadar halsizl düşmüştüm.

Gerçekten! dedi ciddi bir ifadeyle gülümseyerek. Şimdi kalk üzerine düzgün birşey giyde gidelim, Naz aşağıda bizi bekliyor..!"

Ne! Ne üstü, neredeyim ben, zaten üstüm giyinik değil miydi? Etrafa göz gezdiridiğimde Korel'in odasına, Korel'in yatağındaydım. Şaşkın bir ifadeyle kollarımı kaldırıp baktığımda gri yumuşak dokulu ve kocaman kollu birşey vardı.
Üzerimdeki örtüyü tamamen çekip üstüme baktığımda ise üzerimde çuval gibi gri bir bornoz vardı. Bu bornoz üstüme nasıl giydirilmişti. Şaşkınlıktan fal taşı gibi açılan gözlerim ve Korel'in üzerime giydirdiği düşüncesi ile kızaran yüzümle Korel'e baktığımda, Korel'in ateş gibi bakan gözleriyle karşı karşıya kalmıştım. Yüzümün ısısı kat kat artarken, kalbiminde aynı şekilde ritimleri değişmiş sanki bütün ritimler birbirine girmiş gibi delicesine ve karmakarışık bir şekilde atmaya başlamıştı.

"B-bbu bornozu sen mi giydirdin üstüme?" titreyen sesimle Korel'in gözlerinde olan gözlerimi çekip boş tavana bakarak.

"Evet, hatırlamıyor musun?"

Uzandığım yerden oturur pozisyona gelip, tekrar yavaşça gözlerimi Korel'in üstünde gezdirdiğimde üstü çıplak bir şekilde karışmda duruyordu. Açıkta olan göğüslerine gözlerim dediğinde zor yutkunarak, yukarı doğru çıkmaya başladım. Köprücük kemiği, evet gözlerim orayı bulmuştu ve orayı öpmek için içimden deli gibi çırpınmaya başlamıştım. Ordan damarlı boynuna, oraya da milyon tane öpücük bırakmak istiyordum.
Ardından, dudakları adeta beni öp dercesine ıslak bir şekilde karışımda duruyordu. kendi kontörlümü tamamen kaybetmek üzereydim. Gözlerinin içine baktığım zaman kontrolümü tamamen kaybetmiştim...

Alev alev bakan gözleri, her ne kadar istek ve arzu doluyken yinede kalkmam için inat ediyordu.
"Tamam, tamam kalkıyorum" kafasını onaylayıp eliyle kapıyı göstererek "haydi" dedi "benimde giyinmem lazım."

Oturduğum yerde ayağımı yataktan sarkıp yüzüne bile bakmadan, ayağa kalkıp kapıya doğru yürümeye başladım. Kapının yanına geldiğimde ise aklıma ona soracağım soru geldi direk ve bende anlık olarak kafamı çevirip ona döndüğümde, "bunu bana sen mi gidirdin? dedim yüzüm tekrar kızarırken.
Dediğim soru onu olduğu yerden kaldırıp anında yanımda belirmesine sebep oldu.
Eliyle çenemi tutup hafifçe yukarı kaldırıp gözleri gözlerimi bulduğunda "ben sana giydirmişsem ne olmuş yani?"

Ellerimi direk yüzüme götürüp yüzümü örtüm. Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu? Ben, beni görmüştü. Başka birşey yapmış mıydı? Hatırlamaya çalış, hatırlamaya çalış, Ahhh lânet olsun hatırlamıyorum, aklımda kalan tek şey alkol şişesini kafama diktiğimdi.

Gece'nin Gölgesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin