***
İki ay sonra...
Neredeyse sekiz aylık olmuştum. Karnım kocamandı! Bu iki ay boyunca işler zorlaşmıştı. Draco mektubu öğrendiğinden beri orospu çocuğu gibi davranıyordu. Benimle neredeyse hiç konuşmuyor ve konuştuğu zamanlarda da genelde bana hakaret ediyordu. Ben de oldukça kilo vermiştim çünkü Loly bana çok fazla yiyecek getirmiyordu. Sadece kahvaltı ve akşam yemeği yiyordum. Draco'nun kendisinin de davranışlarından hoşlanmadığını biliyordum ama bana bok gibi davranmaktan vazgeçmiyordu. Belki de hak etmiştim; o lanet mektubu yazmak benim açımdan aptalcaydı. Voldemort'un Harry'e yazmamı istediği mektup hakkında da çok düşünmüştüm. Sanırım unuttu, yazmamı söylemedi. Belki de Ginny burada olduğuna göre başka bir planı vardı. Ginny gün boyunca neredeyse hiç konuşmuyordu. Bence büyük bir depresyona girmişti.
Gün içinde bu hücreden sadece doktor geldiği zaman çıkıyordum. Doktor geçen gün Draco ile konuştu; aniden kilo vermem yüzünden bebek için endişelendiğimi söyledi. O gün Draco'nun gözlerinde biraz endişe olduğunu gördüm ama bu doktor ayrıldığı anı değişti. Draco bana bağırdı, aptal bir kız olduğumu ve daha fazla yemem gerektiğini söyledi. Ama Loly bana yemek getirmezse bunu nasıl yapacaktım ki? Loly savaşın kötüye gittiğini ve Draco'nun tehlikede olduğunu söyledi. Daha fazlasını öğrenmek istedim ama fırsatım olmadı.
Yerde oturmuş Ginny'e bakıyordum. Bu sabah buraya geldiğimden beri konuşmuyordu. Boşlukta kaybolmuş gibiydi. Beni kıskandığını biliyorum. İki gün önce söyledi. Bana, gün boyunca hücrede olmama rağmen rahat bir yatakta uyuduğumu ve duş aldığımı söyledi. Duşlar hakkında çok haklıydı, ama yatak olayı doğru değildi. Draco beni yerde uyutuyordu. Gerçekten rahatsız edici, özellikle hamileliğimin bu zamanında gerçekten kötü kramplar olduğunda, ayaklarım şişmişti ve sırtım beni öldürüyordu. Draco bütün bunları biliyordu, ona söylememiştim ama Doktor Anderson ve Narcissa biliyordu. Tabii ki Doktorun yerde uyuduğumdan haberi yoktu ama Draco'ya hamile bir kadının neredeyse sekiz aylıkken nasıl olduğundan bahsetti, Narcissa da onunla konuştu. Buna inanabiliyor musun? Geçen gün Loly ile odaya doğru yürürken Narcissa'nın Draco ile kavga ettiğini duydum. Bebeğin nasıl tehlikede olduğundan bahsediyordu; Rahat etmem gerektiğini söyledi. Sanırım bana neden kızgın olduğunu bilmiyordu. Milyonlarca kez özür dilemiştim ama hiç dinlemedi.
"Ginny iyi misin" diye sordum. Loly bana neredeyse hiç yemek yemediğini söyledi. Ona yiyecek getiriyorlardı ama kabul etmiyordu.
Hiçbir şey söylemiyordu ama öldürmeye hazır bir insanın yüzüne sahipti.
"Ginny" onun tarafına geçtim. Bana ciddi bir şekilde baktı ve bakışlarını duvara çevirdi.
"Ginny bir sorun mu var?"
"Hermione... Lütfen yanımdan çık" neredeyse tükürerek söylemişti.
Hiçbir şey söylemedim ama onu dinleyerek kendi köşeme döndüm. Bu kıza ne olduğuyla ilgili hiçbir fikrim yoktu. Ginny'nin iyi olmadığını bilerek hücreden ayrılmak istemiyordum.
"Ginny" onun dikkatini çekmeye çalışırken fısıldadım. Bana baktı ve sürünerek bana geldi.
"Hermione... Seninle konuşmak istemiyorum" diye fısıldadı.
"Gerçekten kötü hissediyorum ve yapmak istediğim tek şey birini öldürmek, lütfen bana yaklaşma... Malfoy'a seni odasında tutmasını söyle... Şu anda tehlikeliyim" dedi acı içinde.
"Ginny... Sana yardım etmek istiyorum... En çok şey gibi hissettiğini biliyorum..."
Artık konuşamıyordum çünkü birden Ginny'nin elleri boğazıma yapışmıştı. Beni boğmaya çalışıyordu. Onu benden uzaklaştırmaya çalışıyordum ama çok baskı yapıyordu. Oksijen vücudumu terk ediyormuş gibi hissediyordum. Onu uzaklaştırmaya çalışıyordum ama hareket etmemem için her şeyini ortaya koyuyordu. Gözlerim kapanmaya başladı. Eğer onun ellerinden kurtulamazsam ölecektim. Ona ne oldu bilmiyorum. Şeytan tarafından ele geçirilmiş gibi. Belki de Voldemort ona bir şey yapmıştır? Şeytana benzeyen en yakın şeydi bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Life As It Is • Dramione (Türkçe çeviri)
FanfictionBiri iyi, biri kötü, biri doğru, biri yanlış. Onca ölüm yiyen arasında kalmış bir Muggle doğumlu. Malfoy malikanesinde tutsak olmuş ünlü Hermione Granger. Biri malikaneye tutsak, diğeri karanlığa. Acılar, sürprizler, sevinçler, karanlık ve aydınlık...