BÖLÜM 4 PART III

827 32 14
                                    

Bölümün küçük bir kısmı kalmıştı. Onu da tamamlayayım dedim. Yeni bölüm birkaç gün sonra gelecek..

***

Bir hafta sonra...

Rahatlığım için her şey değişmişti. Günde iki kez duş alıyordum. Her dört ya da üç saatte bir yemek yiyordum. Burada çoğu zaman Loly vardı ve her zaman farklı şeyler hakkında konuşuyorduk. Ona asla kişisel sorular sormuyordum; Sonunda kafasını bir şeye vuracağını biliyordum. Bunu görmek istemediğim için fazla ileri gitmiyordum.

Aşırı rahat yatakta uzanıyordum. Loly'nin bana getirdiği yeni bir kitap okuyorum. Harika bir kitap değildi, çoğunlukla karanlık bir büyüydü, ama yapacak başka bir şeyim yok. Ne zaman dışarı çıkacağımı ve güneşi göreceğimi merak ediyorum. Sanırım görme şansım olduğunda bayılacağım.

Okumayı bırakıp kitabı yana attım. Bir elimi karnıma koydum. Eğer burada rehin olmasaydım yapabileceğim şeylerde kayboldum. Haziran, yaz başlangıcıydı ve dört duvarda sıkışıp kalmıştım. Umarım Harry, Ron ve gerisi iyidir.

Bu garip hissi hissettiğimde karnımı yumuşakça okşadım. Ne olduğunu anlamak için dokunmaya devam ettim ve tekrar hissettim. Bebek hareket ediyordu. Aman Tanrım! Bebek ilk kez hareket ediyor. Bir kadının hissedebileceği en inanılmaz histi. Şey çok fazla hareket etmiyor, ama sanırım bu normal çünkü ilk kez hareket ediyor. Bebek hareket etmeyi bıraktığında hala gülümsediğimi hissediyordum.

Kapıyı kabaca açtım. Baktığımda Lucius kapının önünde duruyordu. Kahretsin! Ne yapacağımı bilmiyorum. Loly'i aramak istemiyorum, o benim için ceza alacaktı. Ayağa kalkıp ona bakıyorum. Lucius beni öldürmeye hazır gibi görünüyor. Draco'ya bağırmalı mıydım? Onun evde olup olmadığını bile bilmiyordum. Beni buraya getirdiğinden beri onu görmemiştim. Banyoda saklanmalı mıyım? Ayaktayken bir santim ilerlemeye cesaret edemiyordum. Lucius içeri girdi ve kapıyı kilitledi. Tamam sanırım ölümüm geliyor. Hareket etmem gerek. Saklanmam gerek, ama çok gerginim. Ayaklarımı hissetmiyorum. Lucius bana yaklaşıyor. Tehdit gibi görünüyor.

Yere bakıp fısıldadı.

"Oğlumun emirlerime uymadığına inanamıyorum. Kesinlikle ona seni konuk odalarında istemediğimi söylemiştim " sanırım kendi kendine konuşuyordu.

Yine bana baktı. Bana bakışını gerçekten sevmiyordum.

"Sana buranın otel olmadığını söylemiştim" dedi hala bana bakarken.

Ne diyeceğimi bilmiyorum. Sessiz kalmanın en iyi fikir olduğunu düşünüyorum.

Bana daha da yaklaşıyor. Nefesini hissedebiliyordum. Aşağı bakıyorum. Saçımı kabaca tutup ona bakmamı sağladı. Gözlerinde ateş vardı. Elini kaldırdı ve bir saniye sonra elini yüzümde hissettim. Bana vurdu ve darbenin etkisiyle düştüm. Ağzımdaki kanın tadını alabiliyordum. Bana doğru yürüdü, ben ise tuvalete doğru sürünmeye başladım. Orada saklanmalıyım. Bir şeyin sırtıma sertçe vurduğunu hissettim. Baktığımda Lucius sırtımı tekmeye atıyordu. Bunu yapmasına izin veremezdim. Ona izin vermeyecektim. Beni yine saçlarımdan tutup ayağa kalkmamı sağladı. Yine elini kaldırdı. Gözlerimi kapattım. Darbeyi bekledim ama duyduğum tek şey kapıydı. Gözlerimi açtım ve Draco oradaydı.

"Baba dur" dedi kızgınca.

Bize doğru yürüyordu. Nedenini bilmiyorum ama Lucius beni bırakmadı. Gözlerimdeki gözyaşını hissediyordum. Kafamdaki baskı çok fazlaydı. Sanırım saçımı koparacaktı. Daha da kötüsü, sırtımda çok fazla acı vardı. Beni gerçekten endişelendiren de buydu.

"Baba dur" Draco tekrar söylemişti. Ona baktığımda babasını öldürmeye hazır gibi görünüyordu. Lucius beni yavaşça bıraktı. Başımı ve karnımı tutarak kendimi yere attım.

Lucius oğluna küçümseyici gülüş attı ve odadan çıktı. Tanrıya şükür! Draco'nun bana yürüdüğünü görüyordum. Kızgın ve endişeli görünüyordu. Bana doğru geldi, beni kollarına aldı ve yatağa taşımaya başladı. Sanırım bu göbekle bile o kadar şişman değilim çünkü büyük bir çaba sarf etmiyormuş gibi görünüyordu. Beni yumuşakça yatağa bıraktı.

"Ne yaptı sana" diye sordu sinirle.

"Yumruk attı."

"Bu kadar mı Granger" dedi.

"Sırtımı tekmeledi." Dedim gözlerimi kapatırken. Acı yavaşça geçiyordu. Sanırım düşündüğüm kadar sert yaralamamıştı.

İnlediği duydum. Ona baktım, sinirle ileri geri gidiyordu. Oldukça sinirli görünüyordu.

"Doktoru arayacağım. Buraya gelsin ve her şeyin yolunda olup olmadığına baksın."

Başımı salladım.

"Babanın burada olduğunu nereden bildin?" diye sordum sırtıma masaj yaparken.

"Loly almaya geldi." Dedi bana bakmadan.

"Ama Loly burada değildi." dedim şaşırarak.

"Loly sana meyve suyu getirirken babamın anneme senin yanına geleceğini söylediğini duymuş. Ona bu hamileliği bitireceğini söylemiş."

"Hii.. Aman Tanrım!"

Draco endişeyle bana baktı. Kabul etmek gerekirse incinmiştim.

"İyi misin?"

"Evet.. Malfoy Loly'e ne olacak?" dedim. O küçük yaratık için endişeliydim.

"Hiçbir şey. Loly'e bunun küçük sırrımız olduğunu söyledim. Ona emir verdiğimi biliyor. Babama bana haber verenin kendi olduğunu söylemeyecek. Üstelik babam onu görmedi."

"Artık burada kalamazsın. Babam burada kaldığını biliyor. Sana ulaşana kadar ona rahat yok."

"Malfoy beni bodrumdan da alabilir." Dedim.

"Biliyorum." Derin bir nefes aldı ve ciddi bir şekilde baktı.

"Onu ve ölüm yiyenleri bu işin dışında tutmanın tek bir yolu var."

"Nedir o?"

"Malfoy olmalısın."

***

Yorum ve vote unutmayın. Sizi seviyorumm xoxo 

Life As It Is • Dramione (Türkçe çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin